Keşke bilseydim перевод на французский
551 параллельный перевод
Kabul ederek doğrumu yaptığımı keşke bilseydim...
Je me demande si j'ai eu raison d'accepter...
Keşke bilseydim. Keşke başka bir yolu olsaydı.
Hélas, je ne vois pas d'autre moyen.
Keşke bilseydim.
J ´ aimerais bien le savoir.
- Keşke bilseydim Randolph.
Il parle français...
Keşke bilseydim.
Pas une danseuse, au moins?
Keşke bilseydim.
Va savoir.
Keşke bilseydim Bayan Stevenson.
J'aimerais le savoir, Mme. Stevenson.
Bir şey diyemem. Keşke bilseydim.
J'aimerais pouvoir vous aider.
Burada ne yapıyordu acaba? Keşke bilseydim.
Qu'est-il venu faire ici?
Bir de Gordy Miller? Keşke bilseydim.
J'aimerais bien le savoir et vous le dire.
- Pekala Bay Güvenlik, ne oldu? - Keşke bilseydim.
OK, l'homme de confiance, qu'est-ce qui s'est passé?
Keşke bilebilseydim. Keşke bilseydim.
Si seulement je savais.
Sabrina, keşke bilseydim.
Sabrina, si seulement j'avais su.
Van Stratten... annemin mezarı üzerine yemin ederim... keşke bilseydim.
Sur la tombe de ma mère, je vous jure que je ne sais pas.
Keşke bilseydim.
Si seulement je le savais.
- Keşke bilseydim!
- J'aimerais le savoir.
Keşke bilseydim ama...
Je voudrais bien, mais...
Keşke bilseydim Jimmy.
J'aimerais le savoir, Jimmy.
Keşke bilseydim...
- Si j'avais su...
Keşke bilseydim...
Que sais-je?
- Keşke bilseydim.
- J'aimerais le savoir.
Keşke bilseydim.
J'aimerais bien le savoir.
Keşke bilseydim. Gerçekten keşke bilseydim!
J'aimerais vraiment le savoir!
Keşke o zaman bilseydim. Daha çok döverdim.
Dommage que je ne l'aie pas su!
Keşke geçen hafta Colony'de ne olduğunu bilseydim.
S'il savait à propos du Colony.
Keşke bunu bilseydim! Ağzıma geleni söylemezdim.
Si j'avais su, je n'aurais pas été si grossière.
Keşke Bay Leland'ın nerede olduğunu bilseydim.
J'ignore où est M. Leland.
Keşke bunun nasıl olacağını bilseydim.
Si je savais comment!
Keşke size güvenebileceğimizi bilseydim.
J'aimerais savoir qu'on peut vous faire confiance.
Keşke daha fazlasını bilseydim. Ama korkarım bilmiyorum.
J'aimerais en savoir plus, mais je vous ai tout dit.
Keşke bugün geleceğini bilseydim. Birlikte yemek yiyip bol bol dedikodu yapabilirdik.
Si je vous avais vue en ville, nous aurions déjeuné ensemble.
Nereden geldiğini, nereye gittiğini, ne iş yaptığını bilseydim keşke.
Si je savais d'où tu viens, où tu vas, ce que tu fais.
Keşke bunu seni tanımadan önce bilseydim.
Dommage que je ne l'ai pas su, avant.
Keşke yüzme bilseydim. Suya girmek isterdim.
J'aimerais savoir nager, pour plonger dans l'eau.
Keşke her zaman anneni kızdırmaktan bu kadar zevk aldığını bilseydim.
Pourquoi m'exaspères-tu toujours?
Keşke ben bilseydim!
Et moi, j'aimerais savoir!
- Keşke sırrını bilseydim.
J'aimerais connaître son secret.
Keşke cevabını bilseydim.
J'aimerais pouvoir vous répondre.
Sizi kurtarmanın yolunu da bilseydim keşke.
J'aimerais pouvoir vous libérer aussi.
Keşke onun hakkında daha çok şey bilseydim.
J'aimerais la connaître mieux.
Ne dileyelim? Keşke bilseydim Arthur.
J'aimerais tant le savoir.
Keşke bizim için ne planladıklarını bilseydim.
J'aimerais savoir ce qu'ils nous réservent.
Steve, keşke ne yapacağımı bilseydim.
J'aimerais savoir quoi faire.
Keşke yeşili bilseydim.
Je ne m'en souviens plus.
Senyora, keşke kim olduğunuzu ve adınızı bilseydim.
Qui êtes-vous? Comment vous appelez-vous?
- Nedenini bilseydim keşke.
- Si je savais pourquoi.
- Nedenini bilseydim keşke.
J'ai des choses à contrôler.
Keşke... bilseydim ki...
Si j'avais... Si j'avais su qu'elle...
Lanet olsun! Keşke önceden bilseydim! Bir psikiyatriste görünmesi gerek.
- Il devrait voir un psychiatre.
Keşke nasıl çalıştığını daha iyi bilseydim. Zarabeth, buraya tutsak olarak getirildiğini söylemiştin.
Vous dites avoir été déportée ici en tant que prisonnière.
Keşke bilseydim.
J'aimerais le savoir.