Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ O ] / Ofisimde

Ofisimde перевод на французский

1,562 параллельный перевод
Bunu burada değil, ofisimde konuşalım. Hayır.
Allons dans mon bureau.
İşiniz bittiğinde, ofisimde olacağım.
Je serai à mon bureau quand vous aurez fini.
Daha önce de anlatmıştım. Ofisimde uyuyorum çünkü bir ev ve mobilya aramak istemiyorum.
Comme je te l'ai déjà expliqué, je dors au bureau parce-que je souhaiterais éviter la distraction occasionnée par un déménagement.
Yarın ilk iş onun sözlü açıklamasını ofisimde duymak istiyorum.
Je veux écouter son explication en personne dans mon bureau demain à la première heure.
Ofisimde. Onu gördüm. Notlarını bize iletmek için ona ihtiyacın yok mu?
Des couleurs plus éclatantes, une apparence plus audacieuse... on va réviser l'entière disposition.
Seni de ofisimde istiyorum...
Je veux vous voir dans mon bureau.
Kızın biri ofisimde beni beklediğinde haber verin!
Hé. Quelqu'un pourrait-il me prévenir lorsqu'une fille est dans mon bureau?
Ta ki.. ... seninle ofisimde sevişinceye kadar.
Jusqu'à ce que je couche avec vous dans mon bureau.
Ben yanda, ofisimde olacağım.
Je serai dans mon bureau.
Poocie, on dakika içinde ofisimde olacağım ve senden her ikisi de beşamel sosa batırılmış bir biftek ve bir hatun göndermeni istiyorum.
Poochie, dans environ 10 minutes, je serai dans mon bureau. Je veux que tu m'envoies un steak et une fille, tous les deux recouverts de sauce hollandaise.
Sen sadece herkesin ofisimde olacağından emin ol.
Assure-toi que tout le monde soit dans mon bureau,
- Ofisimde konuşabiliriz.
- On peut aller dans mon bureau.
Gece boyunca ofisimde çalışıyor olacağım. Aramaktan çekinmeyin.
Je serai dans mon bureau presque toute la nuit, n'hésitez pas à m'appeler.
Stevens'ın 9 : 30'da ofisimde olması bekleniyordu.
Stevens devait être dans mon bureau à 9 : 30.
Pekala ben ofisimde olacağım, yani birileri gelip,... neşelendirirse diye.
Bien, je serai dans mon bureau. Au cas où quelqu'un veuille passer. Me remonter le moral.
Ofisimde bekle.
J'arrive.
Akciğerinde bleb var. Ofisimde bekle.
C'est une bulle.
Ofisimde bir sürü kadın giysisi var. - Şunları tut, lütfen. - Ofiste moda giysiler.
Et je pense que Ted serait plus réceptif à une belle femme.
Bu davulun neden ofisimde olduğunu açıklar mısın?
Explique-moi ce que fait ce tambour ici.
İlk toplantı, ofisimde? Güzel.
Première réunion, dans mon bureau.
Ofisimde 15.000 dolar daha var.
Écoute, j'ai encore 15000 $ qui attendent dans mon bureau.
Ofisimde birebir görüşerek başlayacağız, lütfen hangisi ofisim...?
Nous commencerons par des entretiens dans mon bureau, qui se trouve...?
Bu konuyu ben de ofisimde konuşmak istemezdim zaten.
J'aurais pas voulu parler de ça à mon bureau de toute manière
Bu sabah ofisimde tanıştığın o kadın benim bir iş arkadaşım değil.
La femme que vous avez rencontrée ce matin dans mon bureau n'est pas une collègue.
Ofisimde bir şeyler içip sakinleşeceğim.
Je vais me détendre dans mon bureau.
Lütfen ofisimde bekleyin.
Attendez dans mon bureau, s'il vous plaît.
- Ben yokken ofisimde kim vardı?
- Qui est entré dans mon bureau en mon absence?
Benim ofisimde olmaz.
Pas dans mon bureau.
burada yaşlı bir adam var ofisimde bayıldı.
J'ai un homme assez âgé qui s'est effondré dans mon bureau.
O zaman ofisimde isim verme teklifin hâlâ geçerli mi?
Alors, l'offre pour le câlin dans le bureau tient toujours?
Siz ikinizin barakalarınıza geri dönüp. üstünüzü değiştirip, 9 dakika içinde ofisimde olmanızı istiyorum.
Je veux que vous retourniez à vos casernes, changiez d'uniformes et veniez à mon bureau dans 9 minutes.
Peki tabii olur. Neden ofisimde beni beklemiyorsun?
D'accord, bien sûr, très bien.
- Saat 7'de ofisimde ol. 7.01 değil, tam 7 de.
Sois là à 7 h. Pas 7 h 01, 7 h pile.
Eğer beni arayan olursa, ofisimde bu kötü çocukların tadını çıkarıyor olacağım.
Si on me cherche, je serai dans mon bureau à leur faire la peau.
Beş dakika önce seni ofisimde görmek istemiştim.
J'ai besoin de toi dans mon bureau depuis cinq minutes.
Bayan Lane'i, ofisimde yakaladığım günden beri görememiştim.
Je ne l'ai pas revue depuis qu'elle s'est infiltrée dans mon bureau.
Yani, yemeği onunla yedin demek bugün,... ben işteyken,... ofisimde, çalışırken.
Je veux dire, c'était celle avec qui tu as mangé aujourd'hui. pendant que je travaillais... dans mon bureau, dans ma société.
Hatırlatma ; hediyelerimi nakit veya çek olarak ofisimde ağacımın altına bekliyorum.
Alors, je vous rappelle que j'accepte tous les cadeaux en chèques ou en espèces dans mon bureau, ou sous le sapin.
Seni ofisimde istiyorum.
Je veux vous voir dans mon bureau.
- Ofisimde, şimdi.
- Dans mon bureau, maintenant.
Ve bilgisayarımda, ofisimde ve evimde bişey bulamadığınız biliyorum. Hani sen şu hapiste o kadar zaman geçiren polis değilmisin.
Je sais que vous n'avez rien trouvé, ni chez moi, ni au bureau, ni dans mon ordinateur.
Nasıl oluyor da benim ofisimde dönen sandalye olmuyor?
Pourquoi je n'ai pas une chaise qui tourne moi aussi?
Gidip benim ofisimde yiyelim olur mu?
Allons les manger dans mon bureau, ok?
Üzgünüm, ama bütün gün ofisimde buna bakıp durdum...
Désolée, mais à force de le regarder...
Night ofisimde mi?
Night est ici?
Bana o gün ofisimde söylediğin her şey yalandı.
Tout ce que vous m'avez dit, c'était un mensonge.
Her gün ofisimde oturuyorum, ve her şeyin nasıl kötüye gittiğini okuyorum, her şeyin havaya uçmasına ne kadar az kaldığını görüyorum.
Tous les jours, je m'assieds à mon bureau et je constate que la situation empire, que ce n'est qu'une question de temps avant que tout explose.
Saat 16.00'da ofisimde bir randevum var.
J'ai une réunion à 16h au bureau. Vous voyez où je veux en venir.
Tabi, onlarla ofisimde oturup hangi Cezayir sörf filminden hoşlandıkları konusunda sohbet etmek daha iyi bir yöntem.
Ouais, et les voir papoter dans mon bureau sur les films de surf algériens est un bien meilleur système.
Abbey'nin ebeveynleri Bob ve Lee-Ann ofisimde bekliyor.
Les parents d'Abbey, Bob et Lee-Ann, sont dans mon bureau.
Oh, Leah, her şey için tekrar teşekkür ederim. Bana ihtiyacınız olursa ofisimde oturmuş hindili sandviç yiyor ve yeşil kartınız için gereken belgelerinizi hazırlıyor olacağım.
Daniel veut faire sortir Tim et Chloe de leur limousine dans le Queens?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]