Rich перевод на французский
1,335 параллельный перевод
Aslında, bay Rich'in bunları düşünmesini seviyorum.
elle s'inquiéterait trop pour lui.
Rich, neredesin, adamım?
Rich, ou es-tu, mon pote?
Bunu defanstaki Buck Rich'e bırak.
Applaudissez Buck Rich, le roi de la défense!
Rich, dostum neler oluyor?
- Ritchie, qu'est-ce qui se passe, vieux?
Senin için bazı şeyler ayarlamaya çalışıyordum Rich.
C'est vrai, crois-moi, j'essaie vraiment qu'on arrange ça, vieux.
Beni zenci Rich diye de tanıyor olabilirsin.
- Non merci. - Mais il y en a qui m'appellent Négro Riche quand je suis pas là.
Beni tanımazsın Rich ama bana bulaşan lanet heriflerin yanına bırakmam.
Tu me connais pas. Mais je suis le premier à attaquer les petits comiques qui marchent dans mes plates-bandes.
- Rich'in partisine. - Rich'in partisine mi?
- Au party de Richie?
NasıIsın adamım?
Hey, mec. Comment ça va, Rich?
Ta ki Rich askere gidene kadar.
Jusqu'à ce que Rich parte à l'armée.
"Richie Rich, Delaware'i Satın Alıyor."
"Richie Rich banquier dans le Delaware"
Frank Rich. Meşhur bir tiyatro eleştirmenidir. Yanındaki de Bayan Frank Rich.
Frank Rich, le célèbre critique de théâtre et Mme Frank Rich.
- Siz Frank Rich'siniz, değil mi? - Evet. - Hani tiyatro eleştirmeni?
Vous êtes Frank Rich, le critique de théâtre.
Şöyle, yazıyı Frank Rich yazdı.
Frank Rich a écrit l'article.
Bak, Rich'in sınıfında olanlardan ötürü çok üzgünüm.
Je m'excuse pour ce qui s'est passé au cours de Rich.
Kütüphaneden sonra... bitirmek için Rich'in ofisine gittim.
Après la bibliothèque, j'ai été au bureau de Rich pour en finir.
Rich'in ofisinde ne işin var?
Que fais-tu dans le bureau de Rich?
- Rich nerede?
- Où est Rich?
Rich'in o kızla ilişkisi olduğunu bilseydim... bu aptal oyunda oynamazdım.
Avoir su que Rich sortait avec cette fille, je n'aurais jamais fait cette blague idiote!
Rich'in o kızla yattığını bilseydim... Diğerlerini bu oyunun içine hiç sokmazdım.
Si j'avais su que Rich baisait cette fille, je n'aurais pas impliqué les autres là-dedans.
Rich'in seni aldattığını bilseydin... böyle bir oyun oynamazdın.
Tu n'aurais jamais joué à ce petit jeu, si tu avais su que Rich te trompait.
Kilisede. Rich'le ilişkinin bittiğini söylemiştin.
Dans la chapelle, tu as dit que tu avais rompu avec Rich!
Ve onun hala Rich'le beraber olduğunu biliyordun.
Tu savais qu'elle couchait encore avec Rich.
- Rich ne?
- Rich quoi?
Onda Patsy Cline'ın, Buddy Rich'in, Aznavour'un bütün plakları vardı. Ordudayken makineli tüfek bile kullanmış.
- Il a tous les disques de Patsy Cline, de Buddy Rich et d'Aznavour, et il a déjà tiré de la mitraillette quand il était dans l'armée.
Küçük bir Buddy Rich sanki.
Un vrai petit Buddy Rich.
- Kocaman bir hiçiz, Rich.
- On n'est rien, Rich.
F-117 büyüleyici bir makinedir ve sadece Başkan ya da Savunma Bakanlığı'nın emri ile harekete geçirilebilir.
Le F-117 est un avion formidable qui ne décolle que sur ordre RICH TREADWAY Commandant de l'escadron des furtifs du Président ou du secrétaire d'État à la Défense.
Memur Rich Insko.
L'Officier Rich Insko.
Ortasında Richy Rich geldi.
En plein milieu de tout ça, arrive le richard.
Rich ve Sue Peters.
Rich et Sue Peters.
Yemeğe gideceğim, Rich ve Sue...
Je vais dîner avec mes amis Rich et Sue...
Big Rich and Cowboy Troy.
Big Rich et Cowboy Troy.
Big Rich karşınızda.
Nous c'est Big Rich.
- Git balık avla sen.
T'a un deux Rich?
Hapisteyken senin Rich'le ilişkin olduğunu duydum.
Pendant mon absence... j'ai su que vous fréquentiez Rich.
Rich Nelson gücünü kullanıyordu.
Rich Nelson. Il se servait de son pouvoir.
Onun yerinde Rich Nelson olsa sen ne yapardın?
Qu'auriez-vous fait si c'était Rich Nelson?
Rich Nelson'la birlikte çalışırdım.
Je travaillais avec Rich Nelson.
- Rich Nelson ve ekibi seni mıhlamak için çok uğraştılar
Je sais que Rich Nelson et ses gars ont eu bien du mal à t'attraper.
Rich, hayır!
Rich, non!
Rich, hadi gidelim.
Rich, allons-y.
Rich?
Rich?
Rich, neredesin?
Rich, où es tu?
Rich iyi bir herifti.
Rich était un bon gars.
Rich, biliyorum dostum.
- Je sais!
Rich'in hediyesi.
Gracieuseté de Richie le riche.
- Ne?
- Yo, Rich.
Earl ve Rich.
Earl et Rich.
Rich Nelson'dan bahsediyordum.
Mais de Rich Nelson.
Rich, mutsuz yuvasına geri dönmüş. Kanser olmuş.
Il est allé retrouver sa famille désunie.