Sanırım o перевод на французский
5,759 параллельный перевод
Sanırım o andan sonra birbirimize o kadar da benzemiyorduk.
On n'avait pas tant en commun, en fait.
Sanırım o da Kopus'u tanıyordu.
Je pense qu'il connaissait Kopus.
Oh, sanırım o da değişmek üzere.
Oh, je pense que c'est sur le point de changer.
Eğer umduğun kadar ilerleyemezsen, sanırım o zaman gözyaşları içinde kalıyorsun.
Si tu te surestimes, tu peux craquer.
Sanırım o garson korkunç bir hata falan yaptı.
Je pense que la serveuse a fait une grossière erreur.
Sanırım o "Ne olurdu?" deliğiydi.
Je crois que ce trou est le "et si"
Sanırım o bugüne ayarlanmasını istiyor.
Il veut que ce soit aujourd'hui.
Sanırım o ikinci şarap şişesini içmemem gerekiyordu.
Je suppose que je n'aurais pas du boire cette deuxième bouteille de vin.
Flaş flaş, sanırım o dediğiniz bir tavsiye.
Flash info... je pense que c'est une recommandation.
Ve ben bu ilerlemeye başlar düşünüyorum, Ben aynı zamanda insanların duraklatmak için yardımcı olur sanırım O yumurtayı yemeden önce, onlar biftek yemek öncesi O tavuk nugget yemeden önce Ve kendilerine sormaları, Bu ne istediklerini gerçekten?
Et je pense que plus on avance, plus ça aide les gens à réfléchir avant de manger un œuf, un steak, des nuggets de poulet... lls se demanderont si c'est vraiment ce qu'ils veulent.
Sanırım o yapmış.
J'imagine qu'elle a dû le faire.
Sanırım o başka biri için çalışıyordu.
Je pense qu'il travaillait avec quelqu'un.
Sanırım o kadar da saçma değilmiş.
On dirait que ce n'était pas des conneries après tout.
Sanırım farkında değilsin ama o dünya güzeli küçük kız hani dün arabanın bagajında boğduğun küçük kız, Ellie senin kızındı.
Mais cette magnifique petite fille que vous avez asphyxié dans le coffre de votre voiture hier, Ellie... C'était votre fille.
Sanırım sen o zaman burada değildin.
Je crois que tu étais déjà parti.
O zaman, ben de sanırım günüm hakkında,
Bon, je pense que je vais juste parler de ma journée
Sanırım, o da rüzgârla savrulanlardan biri, Çavuş.
Il papote pas beaucoup, inspecteur.
Sanırım, aşağıdaki o herif haklıydı.
Tu vois, je pense que ce type en bas avait raison.
Kayıtlara geçsin diye söylüyorum, sanırım ben o beyefendiden biraz daha uzunum.
Pour information, je pense que je suis beaucoup plus grand que ce gentleman.
Sanırım aslında o kadar da farklı değiliz.
Je crois que nous ne sommes pas si différents après tout.
Çünkü sanırım o sağır...
Elle est sourde ou quoi?
Sanırım tüm o "vampirler ve kurt adamlar gerçek" olayı kızı içkiye başlattı ve o da biraz kendini dinledi.
Je crois que tout ce truc de "vampires et loup-garous existent" a donné le coup d'envoi pour qu'elle commence à boire, et elle s'est juste enfermée dedans.
Sanırım Magnus'un yerini o da bulamadı.
Elle a pas trouvé Magnus.
Sanırım bir yanı o melekleri benim emir verdiğimi düşündü.
Je pense qu'une partie de lui croit que j'ai ordonné à ces anges de, tu sais...
Sanırım annesinin sinirlerini o zaman bozmaya başladı.
C'est à ce moment que sa mère en a eu marre.
Sanırım asıl patlama o zaman yaşanacak.
C'est à ce moment-là que tout va exploser.
Sanırım Luke'la ilgili en hoş anım o dokuz yaşındaykendi.
Je pense que le souvenir le plus affectueux que je garde de Luke était lorsqu'il avait 9 ans.
Ama o ne istediğini sanırım.
Mais je devine que c'est ce que tu voulais.
Sanırım bu o.
Je crois que c'est elle.
O sanırım yarın bizimle olamayacak.
Elle ne viendra probablement pas, demain.
Çünkü buradan bakınca senin tatlı hayatın da o kadar iyi sayılmaz sanırım.
Car d'après ce que je vois, votre vie amoureuse n'est pas géniale non plus.
O son kısımla ilgili, sanırım Dash'in birleşme haberini küçük bir ihtimal de olsa, paylaştığını bilmelisiniz.
Oui à propos de ça, je pense que tu devrais savoir qu'il y a une petite chance que Dash ait publié l'histoire sur la fusion.
Sanırım bu eşek şakasını da o yaptı.
Je pense qu'elle a fait ce TP, aussi
Sanırım siz o adamı tanıyorsunuz.
J'imagine que vous connaissez cet homme.
Ne zaman gidiyoruz? Yarın akşam gelmemi istiyor. O yüzden sanırım senin de geldiğini ve vejeteryan olduğunu söylemem lazım.
Elle veut que je vienne demain soir, donc je suppose que je devrais lui dire que tu te joins à nous et que tu es végétarien.
Sanırım bir tek o var.
Je pense qu'il est seul.
O herif, sanırım geçidin oradaki aileyi o öldürdü.
Ce gars. Je pense... qu'il a tué la famille, celle des gorges, et qu'il a tué une femme et sa fille la nuit dernière, et...
O zaman kapıdaki sarışın seni görmeye gelmedi sanırım.
- Alors je devine que la blonde à la porte n'est pas là pour toi.
O zaman, sanırım kelebeği alacağız.
Bon, ben Je - On va prendre le papillon.
O halde, sanırım söyleyecek başka bir şey yok, değil mi?
Je suppose... qu'il n'y a rien d'autre à ajouter, non?
Tabii sanırım parayı o sersemlerin Hakim Perkins'e verdikleri hasar için kullanacağım. - Üzgünüm Tansy.
Évidemment, je vais sans doute utiliser l'argent pour payer les dommages de ces crétins au juge Perkins.
O halde sanırım iş birliğimiz buraya kadardı.
Je suppose que c'est ici que nos chemins se séparent alors.
Ben o yaşamak istiyor, ve sanırım... Ben düşünüyorum Biz emek ikna olmalıdır.
Je pense qu'il veut vivre, et je pense... qu'on devrait déclencher l'accouchement.
O olmalı sanırım sonra, yedekleme için bekledi.
Je suppose qu'il aurait du attendre les renforts, alors.
O gitti, ama sanırım başka birşey daha var.
Il est parti, mais il y a quelque chose d'autre.
Bu çok uygun bir cevap ve sanırım öyle şanslıyım ki o bunu sizin için doğrulayamıyor.
C'est une réponse très pratique, et je pense que vous avez de la chance qu'elle ne peut pas le confirmer.
O zaman sanırım bu, söylediğim şeyi duyduğun anlamına gelir ve sen orada değildin.
Je suppose que vous m'avez entendu dire que toi et moi ne sommes pas là pour l'instant.
- Sanırım artık o rüyayı kovalamıyor.
Je ne suis pas sûr qu'il poursuive encore ce rêve.
O zaman benim peşimden gelecekler sanırım.
Alors je suis dans la merde.
Sanırım bu gece o gece. Sonunda kaybettim.
Je pense que ce soir c'est le grand soir je vais enfin la perdre.
Sanırım bu yüzden birbirimizi bulduk. İyi o zaman...
C'est pourquoi nous nous sommes trouvés.
sanırım öldü 20
sanırım oldu 18
sanırım olur 20
sanırım öyle 707
sanırım öyle oldu 17
sanırım öyleyim 36
sanırım öyleydi 23
sanırım olmaz 19
okay 54
opera 37
sanırım oldu 18
sanırım olur 20
sanırım öyle 707
sanırım öyle oldu 17
sanırım öyleyim 36
sanırım öyleydi 23
sanırım olmaz 19
okay 54
opera 37