Sekizde перевод на французский
808 параллельный перевод
Eğer fikrinizi değiştirirseniz ve üçüncü davetimi kabul ederek geleneklerimizi öğrenmek isterseniz saat sekizde akşam yemeğimiz var.
Si jamais vous changez d'avis, si vous acceptez ma troisième invitation, le diner sera servi à 8 h.
Ve sekizde bana yiyecek bir şeyler getir.
Rapportez-moi à manger à 20 heures.
Bu gece saat sekizde.
À 20 h, ce soir.
- Sekizde görüşürüz. - Olmaz.
Je vous verrai à 8 heures.
Saat sekizde burada olurum.
Je serai là à 8 heures.
Yarın sabah sekizde herkes gaz maskesi takıyor olacak.
A 8 heures demain matin, tout le monde portera un masque à gaz.
Sekizde kapı çalacaktı ve kim olduğunu düşünmeden bilecektim.
À 20 h, on a sonné et j'ai instantanément su qui c'était.
Diyordum ki 4 Temmuzda Key West'te... üç yıl önce saat sekizde...
Le 4 juillet, y a 3 ans, à 8 h...
Doğu. Saat sekizde.
Celui qui va dans l'est.
Dinlen Casey, saat sekizde rapor ver.
Rentrez aussi, Casey. Soyez là à 8 h.
Onu da karakola götürün. Saat sekizde orada buluşuruz.
Amenez - le au poste, je vous y retouve à huit heures.
Batıdan gelen araba, akşam sekizde burada olacak.
La diligence vers l'ouest arrive ici à 20 h ce soir.
Sekizde alırım. Teşekkür ederim.
Je passe vous prendre à 8 heures.
Buzdağlarını bilirsin, değil mi? Sekizde biri su üstünde, gerisi su altında.
Les icebergs n'ont qu'un huitième à la surface.
Yalnızca sekizde birini veriyorsun bana. Ben açgözlüyüm.
Tu ne me donnes que ce huitième.
Fazlasını isterim. Sekizde sekizini.
Je veux le reste.
Tutukluğu bırak. Gel benimle. Sekizde sekizin hepsi!
Je veux les 8 huitièmes.
İşte bu. Sekizde sekiz.
C'est le 8 huitième.
Saat sekizde en geç, iyi mi?
À la huitième heure, au plus tard?
En geç sekizde olsun, gecikmeyelim sakın.
Au plus tard. Il faudra être exact.
Tamakoto'nun Bay Sumiya ile saat sekizde randevusu var. Peki, hanımefendi.
Une réservation pour Tamakoto et Onoe, M. Sumiya à 8 heures.
İlk gösteriniz bu akşam saat sekizde.
Premiere representation, ce soir, a 8h.
Cookie, arabaları ayarla, bu akşam saat sekizde biraz eğleneceğiz.
Trouve des voitures, on va s'amuser ce soir. A huit heures...
Benim süitte saat sekizde içki, sekiz buçukta da yemek yiyeceğiz.
Dînons ensemble, ce soir, dans ma chambre.
Tam sekizde orada ol.
A 8 heures. Soyez ponctuel.
Pek sayılmaz, sekizde birim Çeroki, geri kalanım İskoç ve İngiliz.
Je n'ai qu'un huitieme de sang indien, le reste est anglais.
Saat sekizde istasyonda buluşalım.
Disons que... on se donne rendez-vous à 8 heures.
Saat sekizde istasyonda.
8 heures à la gare de Kamata.
- Saat sekizde olması gerek, yedi değil.
- C'était à huit heures.
Bir : çocuk babası tarafından tokatlandıktan sonra gece sekizde evden çıktığını kabul ediyor.
Ie gamin reconnaît être sorti à huit heures après avoir été giflé.
Senin kongreye aday olduğunu biliyor. Ben de senin uçak geminin Cuma saat sekizde burada olacağını. Görevinin başına döneceksin.
Il sait que tu veux devenir député, et je sais que le porte-avions arrive vendredi à 8 h, et qu'il faudra repartir.
Sen ve bu serserilerin otelden yarın sekizde gitmesini istiyorum. Yoksa polisi çağırıp sizi attırırım.
Je veux que vous libériez cette suite avant 8 h, demain matin, ou la police vous embarquera.
Sekizde burada olurum.
Tu es trop maigre.
Guadalupe'nin kuzeyindeki kilise - saat sekizde
8 heures, à la Mission au nord de Guadalupe.
Hayır, sekizde
Huit heures
- Onu evime getir. Saat sekizde.
Amenez-la chez moi à 8 h.
Süphesiz. Seni saat sekizde alacağım.
Je viendrai te chercher à huit heures.
Seninle saat sekizde görüşürüz.
À huit heures.
Saat sekizde bir tren var, ona binip git.
Il y a un train à 20 heures. Prends-le.
Her akşam tam sekizde bu bilardo salonuna gelir.
Il est ici, tous les soirs à 20 heures précises.
Jane, yemek sekizde.
Dîner à 8 heures Jane.
Sekizde, benim kalbi pır pır eden güvercinim. Ve gelirken de dünyanın en eğitimli sosyete aslanlarını getirecek.
À 20h, mon amour, en amenant l'élite la mieux préparée que vous ayez vue.
Saat sekizde Marusan Deposunda.
À 8h à l'entrepôt Marusan.
Bu sabah saat sekizde oradan geçmesi gerekiyordu!
Il était prévu qu'il passe par-là avant 8 heures ce matin!
Kuafördeymiş, sizinle yemek yemek üzere,... saat sekizde gelmiş olmalı.
Elle était chez le coiffeur. Elle a dû arriver au café â 8 h pour dîner avec vous.
- Sekizde burada ol.
Soyez ici à 20 h.
Saat sekizde.
20h?
Büyük altı ve sekizde kaybetmezsiniz.
On va rejouer.
Saat sekizde bir randevun var.
- Toi aussi. À plus tard.
Saat sekizde, tamam.
À 8 heures?
Saat sekizde.
Huit heures.