Sesin перевод на французский
2,858 параллельный перевод
- Sesin pek öyle gelmedi.
- Vous avez pas l'air.
Bu sesin ne olduğunu biliyor musunuz?
Ce son, savez-vous ce que c'est?
Sesin sanki kemiklerime bıçak dayıyorlarmış gibi hissetmemi sağlıyor.
- Quoi? Oh Dieu. Ta voix est comme des couteaux enflammés à travers mon crâne.
Sesin mutluymuş gibi gelmiyor, Armando.
Tu n'as pas l'air heureux, Armando.
Müziğe yatkın bir sesin var.
Tu as une voix si musicale.
Sonra yüksek sesli bir çarpıntı duydum. Kulaklarımı çınlatan bu sesin aslında kendi kalp atışım olduğunu anlayana dek etrafa bakındım.
Puis j'ai entendu cogner fort et j'ai regardé autour de moi avant de réaliser que c'était mon propre battement de coeur, qui résonnait dans mes oreilles.
"Sevgili Suzy, sesin harika."
Chère Suzy, tu as une voix magnifique.
Kariyerinde çuvalladığın için bir şekilde sesin duyulsun mu istiyorsun?
Ta carrière est au point mort, alors tu cherches la promotion?
Sesin gergin geliyor.
Tu as l'air tendu.
- Sesin endişeli.
- Tu sembles inquiète.
- Sesin ibne gibi çıktı.
- Wow. C'était vraiment génial!
Sesin garip geliyor.
Je te trouve bizarre.
- Benedikte, lütfen. Sesin ölüleri bile kaldıracak gibi.
- Benedikte, tu vas réveiller les morts.
Çok... Çok doğal bir sesin var.
Vous chantez si naturellement?
Harika bir sesin var.
Vous avez une voix magnifique.
Muazzam bir sesin var.
Vous avez une voix exceptionnelle.
- Biliyorum çünkü sesin doğal bir yetenek.
- Bien sûr, votre voix est un don.
Bir süredir sesin soluğun çıkmıyordu.
- Ça fait longtemps!
Sesin bu şekilde çıkıyor.
Vous parlez comme ça.
Biraz dedektifçilik oynayıp bu sesin nereden geldiğini ve orada neler olduğunu bulalım derim ben.
Je dis que nous devrions jeter un oeil, pour savoir d'où ça vient et voir ce qui se passe.
Annen mi, kendi sesin mi?
De ta mère, de ta voix?
Çok güzel bir sesin var.
Tu as une belle voix.
Sesin garip geliyor.
Tu as une voix bizarre.
Sesin değişik gelmeye başladı.
Tu parais différent.
Kamyon çarpmış gibi gelmeye başladı sesin.
On dirait que tu as traversé un ouragan.
Sesin bozuk geliyor.
Qu'est-ce qu'il y a?
O lanet sesin, neden kadın sesine benzemeye başladı?
Pourquoi le bordel que vous sonne squeeky comme une fille maintenant?
Sesin neden garip geliyor?
Quel est le problème avec votre voix?
Sesin pek iyi gelmiyor.
Tu n'as pas l'air bien.
Sesli mesajındaki sesin aynısı.
Le même son que sur le répondeur.
Sesin tanıdık geliyor, ama tam olarak çıkartamıyorum.
Ta voix me semble familière, mais je ne la replace pas.
Eğer sen Carter'san, neden sesin benmişim gibi geliyor?
Si tu es Carter, pourquoi tu parles comme moi?
Sesin ne kadar saçma çikiyor farkinda misin?
As-tu au moins une petite idée de combien tu as l'air ridicule?
Sesin nasıl?
As-tu une belle voix?
Çok hoş sesin var.
Tu as une belle voix.
Chloe, sesin hiç Aguileravari değildi.
Chloé, ta voix n'avait rien de Christina Aguilera.
Chloe, sesin günde üç paket sigara içiyormuşsun gibi.
Chloé, tu sonnes comme si tu fumais trois paquets par jour.
boyle guzel bir sesin oldugu icin tanriya sukur.
Dieu merci, ta voix est merveilleuse.
Çok güzel söylüyorsun. Güzel bir sesin var.
Vous chantez bien, vous avez une belle voix.
Çok zor, sesin gidip geliyor.
Moyen. Je ne capte pas très bien.
Sesin biraz tedirgin geliyor evlat, sorun nedir?
Ça a pas l'air d'aller, fiston.
Lanet bir kutunun içindeyim. Sesin bir hoparlörden geliyor.
Je suis enfermé, on t'a branchée sur une enceinte.
Peter, sesin korkunç geliyor.
Peter, tu n'as pas l'air bien.
Sesin kızıl saçlı biri gibigeliyor.
Une voix de roux.
Senin için yaptığım şu yeşil çayı İçmeni istiyorum çünkü yine sesin kısılacak.
Il faut que tu boives ce thé vert que je t'ai préparé, ta voix redevient rauque.
Ama sesin gerçekten bebek gibi, o bakımından tebrikier.
Mais ta voix de bébé est bluffante, félicitations.
Sesin telaşIı gibi geliyor.
Ça va? T'as l'air tendu.
- Sesin gayet iyi geliyor.
Ta voix est très bien.
Sesin solo için yeterince iyi değil.
Ça me mettrait mal à l'aise, je suppose.
Sesin tuhaf geliyor.
T'es bizarre.
Telefonda sesin çok telaşlı geliyordu.
Tu avais l'air stressé au téléphone.