Sizden перевод на французский
12,128 параллельный перевод
Sizden biri değilim.
Je ne suis pas l'une des vôtres.
Rolünüzü katil itham edilen herhangi başka bir kişi gibi... -... oynamanız da sizden istendi mi?
Vous a-t-on demandé de baser votre interprétation sur d'autres meurtriers?
Yalvarıyorum sizden, lütfen ne yapmam gerektiğini söyleyin.
S'il vous plait, dites-moi quoi faire.
- Sizden nefret ediyorum!
- Je vous déteste!
Sizden bana eşlik etmenizi rica ediyorum.
J'espérais pouvoir vous persuader de vous joindre à moi.
Babaniz konusmalarimizda bana sizden bahsetmemisti.
Votre père ne vous a jamais mentionnés durant nos affaires.
Her ne tür bir seytansaniz, sizden çok daha seytanlarin arasindasiniz.
Peu importe à quel point vous êtes mauvais, vous marchez parmi pire que vous encore.
Burada durup sizden bir şey istemeye hakkım olmadığını biliyorum.
Je sais que j'ai nullement le droit, de vous demander quoi que ce soit,
Hayır, efendim. Sizden bir avlanma ruhsatı istiyorum.
Non, madame, je vous demande un permis de chasse.
Kurtarıcımızın hak yolunu gören biri olarak sizden oğlumu hapse atmamanızı istiyorum. Bunun yerine onu benim gözetimime verin. Tanrının rehberliğiyle onu iyileştirebilirim.
J'ai suivi la voie de notre sauveur, et je vous demande de ne pas condamner mon fils, mais de le relaxer sous ma garde pour le réhabiliter avec l'aide de Dieu.
- Allah sizden razı olsun! Allahaısmarladık!
Que Dieu vous garde.
Joe sizden çok bahsetti.
J'ai beaucoup entendu parler de vous.
Sizden gitmenizi rica edeceğim.
Je vais devoir vous demander de partir.
Ben de sizden kapıyı açmanızı rica edeceğim.
Je vais devoir vous demander d'ouvrir la porte.
Sizden önce iki haftadır bizdeydi.
Ce qui nous donne 2 semaines d'avance sur vous.
Bakın çocuklar, sizden daha iyi açıklayamam durumu ama ne yapacağız yani?
Moi aussi je trouve ça dur à croire. Mais qu'est-ce qu'on va faire?
Sizden çok ilham aldım.
Vous m'avez tous tellement inspiré...
Sizden çok bahsetti, geçen görmüştüm hatta sizi.
Bien sûr. Ravi de vous rencontrer. Enchanté.
İnsanlar bu yüzden sizden övgüyle bahsediyor.
C'est pour ça que les gens parlent autant de vous.
Bunları sizden duymak ne güzel.
C'est gentil de votre part.
Hey, bu garip olacak çünkü sizden nefret ediyorum ama bir soru sorabilir miyim?
Et c'est bizarre car je vous déteste, mais je peux vous poser une question?
Görünüşe göre işgalciler, sizden birileri evlat.
Nos squatteurs viennent de chez toi, ma grande.
Android'ten korkmuyorum. Sizden de korkmuyorum. Bu yüzden, arkamdan gelmeyi aklından geçiren varsa bir daha düşünsün derim.
Je n'ai pas peur de l'Androïde ni d'aucun d'entre vous, donc si l'un de vous veut m'attaquer, je lui suggère d'y repen...
Sizden evi terk etmenizi isteyeceğim.
J'ai bien peur de devoir vous demander à tous de partir.
- Bir bakıma sizden esinlendik, Doktor.
- Elle a un peu été nommé d'après vous docteur.
Her zaman sizden on adım öndedir.
Il est toujours 10 étapes devant vous.
Profesör Gerard, sizden bir iyilik rica etmeye geldim.
Professeur Gerard, je suis venu vous demander un service.
- Komutan Clarkson sizden bahsetmişti.
- Capitaine Clarkson m'a dit au sujet de vous.
Sizden birinin yaptığını biliyorum.
Je sais que l'un de vous l'a fait!
Sizden biri bu ölüm hakkında bir şey biliyor mu?
Est-ce que l'un d'entre vous sait quelque chose à propos de cette mort?
Hanımefendi sizden kişisel eşyasını istedi.
Elle a demandé son bien.
Tümör sizden daha akıllı değil.
La tumeur n'est pas plus maline que vous.
Sıklıkla dokunduğunuz... sizden başka kimsenin kullanmadığı bir şey var mı?
Y a t-il quelque chose que... que vous touchez souvent, quelque chose que personne d'autre n'utilise?
Bilemiyorum Sizden öncede buradaydım hani.
je ne sais pas.. bien avant que vous le soyez.
Bugün sizden 1 kilo kokain alacaklarını zannediyorlar.
Ils pensent qu'ils vont t'acheter un kilo de coke aujourd'hui.
Evet, peki, sadece emin olmak için, sizden alkolmetreye üflemenizi isteyeceğim.
Oui mais, juste pour être sur J'aurais quand même besoin que tu fasse un alcootest.
- Başından beri sizden yanaydım. - Başından beri.
J'étais avec vous depuis le début.
Fakat öncelikle annemin yaşadığına dair sizden bir kanıt istiyoruz. Yoksa, sizinle görüşmeyi kesiyoruz.
Prouvez-nous que ma mère est vivante, sinon pas de négociation.
Fakat öncelikle annemin yaşadığına dair sizden bir kanıt istiyoruz.
Prouvez-nous que ma mère vit, sinon pas de négociation.
- Sizden bir isteğim var. - Nedir?
Est-ce que je deviens fou?
Yine de bizzat sizden almak isterim.
J'aimerais l'avoir par vous...
Sizden sonraki gelecek olanların yaşamını koruyacaksınız.
Vous sauvez la vie de l'homme à côté de vous..
Sizden iyi dedektif olur.
Une vraie détective.
Sizden çok şey öğrendim...
J'ai beaucoup appris avec vous...
Gezegende sizden kaç kişi kaldı?
Combien de vous êtes encore vivant sur cette planète?
Joe'nun bana söyleyip durduğu şey, buradan adımımı attığım andan itibaren arkadaşlarım üzerinden para kazanmamdı ve ben hep bu lafın doğrudan sizden geldiğini düşündüm.
"Tire profit de tes contacts." C'est ce que m'a dit Joe à mon arrivée. Je pensais que ça venait de vous.
- Sayıca da silahça da sizden üstünüz!
Vous êtes surpassés en hommes et puissance de feu!
Sean bunun sizden geldiğinin farkında.
Sean sait très bien que cela vient de vous.
Onun sizden biri olduğunu söyledin, ama sen Amerikalı'sın.
Vous dites qu'il était votre, mais vous êtes Américaine.
- Sizden farkı neydi?
- Comment ça?
Emirlerine uy. - Sizden tarafayız, Albay.
On est avec vous, colonel.