Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ S ] / Süs

Süs перевод на французский

569 параллельный перевод
Her türlü süs malzemesini getirdim.
J'ai amené tout le nécessaire.
Ona süs ağaçlarımı falan gösterirdim.
Je lui montrais mes arbres préférés et plein d'autres choses.
Güzel bir süs olur, benim cesur Norman güzelim.
Ma belle Normande intrépide...
Ben altı aydır bu rakamları süs olsun diye toplamıyorum.
J'ai passé six mois sur ces chiffres.
Hoş bir süs olmalarını bir tarafa bırakırsak, bu oyuncaklarla kimseye zarar vermeden de eğlenebilirsiniz.
Hormis le fait que ce soit de jolis ornements, on peut trouver un tas... de façons inoffensives de s'amuser avec ces joujous-là.
Basit bir süs eşyası satıcısıyım.
Je suis un simple vendeur de bibelots.
- Süs eşyaları, sahib.
- Des bibelots, sahib.
O koltukta süs esyasi gibi oturuyorum.
Je ne sers qu'à décorer une chaise.
Süs eşyaları, cafcaflı süsler, imzalı fotoğraflar.
Bric-à-brac, brac-à-bric, photos...
Bir süs balığı kadar özelim yok.
Pas plus d'intimité qu'un poisson rouge.
Omuzların etrafına biraz daha süs tercih ederim, büzgülü kol mesela.
Je préférerais que ce soit moins large aux épaules... les manches sont un peu lâches.
Bakin Bay Spade, yanlislikla el degistirmis... bir süs esyasini geri almak pesindeyim.
J'essaie de recouvrer un objet d'art, disons "égaré".
Bu süs esyasi bir heykelcik... siyah bir kus figürü.
C'est une statuette représentant un oiseau noir.
Bu yüzden paraların ortadan kaldırılmasını sağladı... erittirip süs eşyaları yaptırdı.
Elle a fait fondre les pièces Pour en faire des ornements.
Bambudan yapılma mobilyalar ve cafcaflı Meksika süs eşyalarıyla dekore edilmiş ufak ve hoş bir yerdi.
C'était un joli bungalow décoré à la mexicaine.
Sonra her şey başladı. Et yerine viski, battaniye yerine süs eşyaları.
Alors, whisky et colifichets, au lieu de vivres et de couvertures...
Git biraz süs bul.
Va chercher des garnitures.
Ölülerini buraya gömerlermiş. Bilirsin, içi mısır ve süs eşyalarıyla dolu şu testilerle birlikte.
Ils les enterraient ici à côté de ces jarres... remplies de grains et de blé.
Onu niye taktın, süs olsun diye mi?
C'est juste pour faire joli?
Sen bir süs istiyordun, eşyalarına uyacak güzel bir şey.
Vous vouliez un ornement, quelque chose de beau qui va bien avec le mobilier,
Burada kimse New York'tan değil. Elimde birkaç süs eşyası var. Aradığın şeyler olabilir.
C'est peut-être ceci que tu cherches.
1914'te sadece bellerindeki süs kamçılarıyla savaşan subayların yürekliliği.
C'était pareil en 1 91 4. lls montaient à l'assaut avec une simple cravache.
- Bildiğimiz süs bebeği yani.
- Le cadeau habituel?
Süs müsün sen?
Tu fais Ie décor?
O küçük süs de öyle mi oldu? - Rusya mı?
Et cette décoration, tu l'as eue en Russie?
Sadece kafasını kümese sokmaya çalışan süs köpeği gibisin.
Tu es comme un petit chiot qui est resté trop enfermé.
- Aşkının bir kısmını başkasına yöneltme iksiri yok mu, mesela süs köpeğine? Mümkünatı yok. Tamamen senin.
N'est-t-il pas possible de reporter cet amour sur un cocker, par exemple?
Her bir mobilya, her bir süs İtalya, İspanya ve Fransa'dan bir ustanın ürünüdür.
Chaque meuble, chaque décoration, est l'œuvre d'un maître artisan d'ltalie, d'Espagne ou de France.
Kimileri süs olsun diye takar. Ben gözlerim için takıyorum.
Certains en portent pour la frime, et moi, pour y voir.
Boynuna taktığın şu haç... Süs olsun diye mi var yoksa gerçekten inanan bir Hristiyan mısın?
Cette croix que tu portes autour du cou, est-ce seulement un accessoire?
Hanımefendinin süs eşyaları...
Les frous-frous de milady...
Jane Russell'a saplarsan bir süs balığı kazanıyorsun.
Une dans Jane Russell et on gagne un poisson!
Leningrad kahramanı, Hitler'in süs k öpeği, saygın bir subay.
Un héros à Leningrad, un jouet d'Hitler, un officier remarquable.
- Süs kafama ağır geldi.
- Je crois qu'il père une tonne!
Süs yok, abartı yok, sadece kadının kendisi.
Pas de fanfreluches ni de falbalas. La Femme à l'état pur.
Zenginler için süs eşyaları mı?
Des bibelots pour les riches?
Kafanı ödül olarak koyacaklar, silahlarını süs mü sandın?
Et t'as payé! Tu crois que ces fusils sont là pour la parade?
Süs püs yok.
Aucun luxe.
Süs balığı.
- Danser. - Poisson rouge.
Bu şey çalışıyor mu? Yoksa süs diye mi konmuş?
Ce truc fonctionne ou c'est seulement décoratif?
Vay be, onun sadece bir süs olduğunu sanmıştım.
J'ai cru que ce n'était que décoratif.
Oh, aslında, onlar benim çok sevdiğim süs çiçekleri.
- Ce sont mes fleurs préférées.
- Ne kadar yağmalama yapmak istiyorsun? Yeterince kadar olsa kafidir sanırım, birkaç sandalye devrilsin süs eşyaları kılıçtan geçse falan, bilirsin işte.
Ce qu'il faut- - des chaises renversées, des tableaux mis en pièce, ce genre de choses...
Yengeçler süs balıkları ve kaplumbağalar!
Grenouilles Poissons dorés et Tortues!
... Süs balıkları!
... Poissons rouges!
Sizi buraya süs olsun diye mi koydular?
Ont-ils suspendus pour vous de les casser? !
Taştan teker oyan ilk adamın onu süs eşyası olarak kullandığını biliyor muydun?
Sais-tu que le premier homme... qui a taillé une roue dans la pierre, s'en est servi comme ornement?
- Süs için.
- Décoratif
Lady, ben bir hırsız, bir dolandırıcı olduğunu biliyorum, Bu lanet alçakları, kocalarının hizmet yok Ben bütün kilise ve süs poker yapmak.
Madame, vous savez que ce voleur, ce tricheur, cette maudite fripouille qui vous sert de mari m'a gagné mon église et tous ses ornements au poker?
Ve hâlâ hayattayım. Süs diye taşımıyorum bunu!
Ça, c'est pas un ornement.
Bir süre önce öldü ve bana bir kaç dekoratif süs bıraktı.
Elle m'a legue ces bibelots en mourant.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]