Tesadüfe bak перевод на французский
252 параллельный перевод
Tesadüfe bak, ben de seni düşünüyordum.
C'est une coïncidence, je pensais à vous.
Tesadüfe bakın, sıla hasretine karşı en iyi ilaç bende.
J'ai un excellent remède contre le mal du pays.
Tesadüfe bakın ki, "Casus" için ne de hoş bir hikâye.
Une charmante anecdote pour "On dit".
Tesadüfe bakın hele!
- Quelle bonne surprise!
Şu tesadüfe bak ki, bir saat kadar önce Lionel ile birlikteydik. Tavır ve konuşmasından, ikimiz arasında ateşin başında kestane kızartan eski dostların arasındakinden farklı bir ilişki olabileceğinden en ufak bir şüphe duymadığı açıkça belli oluyordu.
J'étais chez Lionel, il n'y a pas une heure et il était évident, d'après son attitude qu'il ne soupçonnait rien entre toi et moi, sinon des relations "de vieux copains" qui ont joué ensemble étant petits.
Ve şu şanslı tesadüfe bak ki, önünde bu güzel küçük bayan tarafından tasarlanan yeni, geliştirilmiş ruhsatlı, işe yarar, başarılı, küçük ama dev bir kütük çekici var.
Et par un heureux hasard, voici, porte parla ravissante Lady, le nouveau modèle de harnais pur et dur, garanti sur facture!
Öyle mi şu tesadüfe bak!
Quelle coïncidence, moi aussi!
Tesadüfe bakın ki benim de çalıştığım şirket burasıydı.
Et comme par coïncidence... c'est la firme pour laquelle je travaille.
Şu tesadüfe bak!
Quelle coïncidence!
Tesadüfe bakın ki bugün sarayımda bulunuyor kendisi.
Qui se trouve, par coincidence, être dans ma cour aujourd'hui.
- Şu tesadüfe bak.
- Quelle coïïncidence.
Tesadüfe bak.
Quelle coïncidence.
Evet! Şu tesadüfe bak!
En effet, le monde est petit et le hasard est grand.
- Şu tesadüfe bakın. - İyi akşamlar.
Quelle coïncidence!
Tesadüfe bak.
Maman! Quelle coïncidence!
Tesadüfe bakın ki, genç bayan, o beni de eğlendiriyor.
En toute coincidence, ma chère, il m'amuse moi aussi.
Evet, tesadüfe bak.
Oui. Une sacrée co : ïncidence.
şu tesadüfe bak belki de kaderdir Long Jianfei dağlara varır varmaz... kız kardeşlere rastladı
Est-ce un heureux hasard ou un signe du destin, les deux sœurs Qiu retrouveront Long Jianfei.
Hiçbir şey. Tesadüfe bak.
Quelle coïncidence incroyable!
Tesadüfe bak.
N'est-ce pas une coincidence?
Tesadüfe bakın ki, genç bayan, o beni de eğlendiriyor.
En toute coïncidence, ma chère, il m'amuse moi aussi.
Andy şehir dışında ve tesadüfe bakın ki şu anda burada uyumaya çalışan bazı insanlar var.
Elle n'est pas là et nous sommes nombreux ici à vouloir dormir!
Tesadüfe bak.
Alors ça, c'est vraiment une drôle de "coin-si-danse".
Özellikle de ona Bayan Palminteri'nin resimlerini gösterdiğimde... Tesadüfe bakın ki onun da üzerinde yok olan takıların birkaçı bulunuyordu.
Spécialement après que je lui ai montré cette photo de mademoiselle Palminteri... qui avait l'air... de porter encore plus de vêtements supposé détruits.
Şu tesadüfe bak, bu sabah istasyona bir Flaxian geldi.
Et il se trouve qu'un Flaxien est monté à bord ce matin.
Bob, şu tesadüfe bak.
Tiens, c'est Bob.
Sana da, şu tesadüfe bak.
Quelle coïncidence!
Ve tesadüfe bak ki hepimiz aynı hafta sonunda buradayız.
De plus en plus. Quelle coïncidence qu'on soit tous là le même week-end!
Tesadüfe bakın!
Quelle coïncidence!
Tesadüfe bak babam orada kumar oynardı.
Coïncidence! Mon père jouait là-bas.
- Tesadüfe bak ki, ben de adam arıyorum. - Hayır!
- Il se trouve que je recrute.
Tesadüfe bak! Ben de uykumda dinlerim.
Moi, j'écoute en dormant!
Tesadüfe bak.
Quelle bonne surprise!
Tesadüfe bak.
Quelle coïncidence!
Şu tesadüfe bakın.
La princesse a un nom. - Désolé, Mira.
Tesadüfe bak!
Si je m'attendais à ça...
Tesadüfe bakın.
C'est une chance!
Sinirli iş adamı. Tesadüfe bak.
L'homme d'affaires irascible.
Tesadüfe bak.
Sacrée coïncidence.
Tesadüfe bakın ki, köpeğin sahibi doktor.
Et la maîtresse du chien est docteur.
Tesadüfe bak, ben de Christophar'ın... hologramıyla oturuyorum.
- Dire que je vais voir mes parents.
Tesadüfe bak ki, Dean'in arkadaşı da aynı filme gelmiş.
Rune, je te présente Lorelai. Salut. Ravie de faire votre connaissance.
- Tesadüfe bak.
- Quelle coïncidence!
Şu tesadüfe bak.
Etrange coincidence.
Tesadüfe bak işte.
Quelle coïncidence!
- Tesadüfe bak.
Coïncidence.
Şu tesadüfe bak.
Quelle coïncidence!
Bak sen şu tesadüfe!
Et nous n'y avions pas pensé!
Tesadüfe bak!
Quelle coïncidence!
Tesadüfe bak.
Oh, quelle coïncidence.
Şu tesadüfe bak Leydi Marion.
Voyez-vous ça, Lady Marion.
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
baktım 85
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
baktım 85
bakma 203
bak sen 266
bakire misin 19
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakan 73
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bak sen 266
bakire misin 19
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakan 73
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın bayan 50