Bak ne diyeceğim перевод на французский
5,620 параллельный перевод
Bak ne diyeceğim.
Je vais vous dire.
Bak ne diyeceğim?
Tu sais quoi?
Bak ne diyeceğim, bu Sam'le Callen'ın fikriydi- - Cesetlerle selfie yapan niye onlar değil.
Tu sais quoi, c'était l'idée de Sam et Callen peut être devraient-ils être ceux qui sont des selfies de cadavres.
Bak ne diyeceğim.
Je vais te dire.
Pekala bak ne diyeceğim, belki eğer Turbidianlar'ın Kraliçe Darneesa'yla birinci perdede yaptıkları anlaşmayı bozmadan Şişmiş Rüyalar Mağarası'na girmek için bir sebepleri olsaydı... -... dinlerdim.
J'écouterais si les Turbidiens avaient une raison d'entrer dans la Grotte des Rêves Gonflés et n'avaient pas rompu leur pacte avec la reine Darneesa.
Bak ne diyeceğim Bo-J, modası geçmiş biri olmak için eskiden revaçta olman gerekir.
Devine. Pour être démodé, il faut d'abord avoir été à la mode.
Pekâlâ bak ne diyeceğim.
Très bien, tu sais quoi?
Bak ne diyeceğim. Sana bir iyilik yapıp patronuma senden bahsetmeyeceğim!
Je vais être gentil et ne rien dire à mon patron!
- Bak ne diyeceğim.
- Bien. - Et tu sais quoi?
Bak ne diyeceğim, hamburger yapıyorum.
Vous savez quoi, je prépare des hamburgers.
Hey, bak ne diyeceğim.
Hé, vous savez quoi.
Bak ne diyeceğim.
Vous savez quoi?
- Bak ne diyeceğim.
Tu sais quoi?
Bak ne diyeceğim, Dennis az önce kendini sikmiş oldun.
Vous savez quoi, Dennis vous venez de vous baiser.
Bak ne diyeceğim?
Dire que...
Bak ne diyeceğim. Yetti artık.
Tu sais quoi?
- Bak ne diyeceğim?
- Tu sais quoi?
Bak ne diyeceğim.
Voilà le truc. Va te faire foutre.
Bak ne diyeceğim. Kız kan kaybetmeyi bitirince dışarıda biraz konuşalım olur mu?
Je vous le dis, quand elle aura fini de saigner, venez donc dehors pour qu'on parle, ok?
Bak ne diyeceğim, piyanonun başına geçip bir şeyler çalmak ister misin?
Qu'en dis-tu, tu veux venir t'assoir au piano - et jouer quelque chose? - Sérieusement?
Bak ne diyeceğim? Neden Brahms'tan re minör konçerto çalmıyoruz? Her zaman olduğu gibi.
Je vais te dire, pourquoi on ne jouerait pas ce concerto de Brahms en d mineur, ça a toujours été...
Bak ne diyeceğim, Laura senin gibi bir arkadaşa sahip olduğu için çok şanslı.
Je pense que Laura à de la chance d'avoir un ami comme toi.
Bak ne diyeceğim sana.
Je vais vous dire.
Bak ne diyeceğim, ben asla vazgeçmezdim.
Tu sais quoi, je n'abandonnerais ce job pour rien au monde.
Bak ne diyeceğim, ben varım.
Tu sais quoi? Je suis partante.
- Bak ne diyeceğim?
- Vous savez quoi?
- Bak ne diyeceğim.
- On est quel jour?
Bak ne diyeceğim.
Écoute-moi.
Bak ne diyeceğim...
Tu sais quoi...
Bak ne diyeceğim.
Je vais te dire :
Aslında bak ne diyeceğim.
Vous savez quoi?
Bak ne diyeceğim.
Tu sais quoi?
Bak ne diyeceğim :
Tu sais quoi?
Bak ne diyeceğim, git terapistle konuş.
Vous savez quoi? Allez voir un psychothérapeute.
Bak ne diyeceğim? Boş ver şu adamı.
Tu sais quoi?
Bak ne diyeceğim Alex yaşanan farklı "ölüm anı deneyimleri" hakkında bir kitap yazacağım.
Vous savez, pour être honnête... Je veux écrire un livre qui documente les comportements trouvé dans les diverses expériences de mort imminente.
Bak ne diyeceğim.
D'accord. Vous savez quoi?
Bak sana ne diyeceğim.
Je vais vous dire.
Bakın ne diyeceğim, gerçek kahramanlara içelim.
Buvons pour les vrais héros.
Bakın ne diyeceğim.
Je vais vous dire un truc.
Tamam, bak ne diyecegim...
Tu sais quoi...
Bakın ne diyeceğim?
Vous savez quoi?
Bak sana ne diyeceğim, Keates. Senin ve benim yetişmemiz gereken birkaç şey var.
Je te dirai quoi, Keates.
Bakın ne diyeceğim. İçişlerine ne isterseniz onu söyleyin.
Vous savez... dites ce que vous voulez à l'IGS.
Bakın ne diyeceğim, size ücretsiz örneklerimizden versem?
Vous savez quoi? Que diriez-vous d'échantillons gratuits?
Bak sana ne diyeceğim...
Vous savez quoi...
- Bak sana ne diyeceğim.
A votre avis.
Ve bakın ne diyeceğim ; bu mutlu çiftin şerefine, tüm içeceklerde % 15 indirim.
Et vous savez quoi, 15 % de remise sur les boissons en l'honneur de cet heureux couple ici présent.
Bakın ne diyeceğim. Bence herkes üzerinde açma kapatma düğmesi olan cihazlarını kapatsın.
Maintenant ça serait en fait le meilleur moment pour arrêter tout ça avec un bouton on / off.
Bak ne diyecegim?
Vous savez quoi?
Bakın ne diyeceğim.
Vous deux, sortez de mon bureau.