Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Y ] / Ya sen

Ya sen перевод на французский

17,992 параллельный перевод
Peki ya sen?
Et toi?
Ya sen, Lyndon?
Et vous, Lyndon?
Nihayet bittiğine memnunum, ya sen?
Je suis si heureuse que ce soit enfin terminé, pas toi?
Peki ya sen?
Alors et pour toi?
Peki ya sen? Sen masumiyet kokuyorsun.
Alors que toi... tu sens l'innocence.
- Ya sen, sen neden pol... - Neden mi erkek izci oldum?
Et toi, qu'est-ce qui t'a poussé à devenir un scout?
Peki, ya sen?
Et toi, tu as souhaité quoi?
Peki ya sen? Senin çocuğun?
Et toi, dis-moi, hein, comment il est, ton fils?
Ya sen?
Et toi?
- Ya sen?
Et toi? - Très bien.
- Ya sen?
- Ça va.
Ya sen?
Et toi? T'as rencontré personne?
Yani ya sen öldürürsün, ya da onlar.
Soit vous me tuez, soit ils s'en chargeront.
- Ya sen?
Pas vous?
Ya sen?
Toi?
Peki ya sen, Sen nasılsın?
{ \ 1cH00ffff } Et toi?
- Peki ya sen?
{ \ 1cH00ffff } U? u?
- Peki ya sen? Senin birine borcun var mı?
Et vous, vous en devez?
- Ya sen evlat?
- Et toi, mon gars?
Ya sen? Sakın yalan söyleme.
Et toi, mon gars?
Peki ya sen gizemli adam?
Ok, et vous l'homme-mystère?
Ne yapıyorsun sen ya?
Qu'est-ce que tu fais?
Sen söylemiştin ya! Hayallerini değiştirip sonra da büyürsün.
Tu l'as dit : "tu changes tes rêves et tu grandis."
Sen çatıdaki bara bak, ben aşağıya bakarım.
Prends le bar du toit, je prends celui du bas.
- Ne ineksin sen ya.
Tout Don Quichotte a besoin d'un Sancho Panza.
Sen Don Quixote'sin ve bir Sancho Panza'ya ihtiyacın yok.
Tu es Don Quichotte, et tu n'as pas besoin de Sancho Panza.
- Ya sen?
- à votre avis?
Ya sen?
Et vous?
- Julie Mao'ya âşıksın sen!
Vous êtes amoureux de Julie Mao. Oui.
- O zaman Tanrı'ya şükür yanımda sen varsın.
Eh bien, j'en ai de la chance de vous avoir à mes côtés!
İstersen bana Allan diyebilirsin. Ya da Doktor Pascal, sen nasıl istersen.
Tu peux m'appeler Allan, ou Dr Pascal, si tu veux.
- Ya sen?
Tranquille, mon vieux.
Sen bir mucizesin ya da ben açlıktan dolayı halüsinasyon görüyorum.
Tu es un miracle ou... Ou alors une hallucination due à la faim.
Belki de bir radyoaktif atığın içine düştün. Ya da belki de sen genetik olarak değiştirilmiş özel bir askerdin. Soğutularak dondurulmuş ve beni kurtarmak için bu zamana gönderilmişsindir.
Peut-être tu es tombé dans des déchets radioactifs, ou peut-être tu étais un super soldat, génétiquement modifié qui a été cryogénisé et envoyé dans le passé pour me sauver et sauver l'humanité.
Bu düşünce beni garip yapar mı ya da belki de sen anlamazsın üzgünüm ama keşke tekrar ölü olsaydım.
Je suis désolé que ça me rende bizarre ou que tu ne comprennes pas, mais j'aimerais être mort à nouveau.
Ben kapıya bakarım, sen o arada üzerini giy.
Je vais ouvrir, tu vas t'habiller.
Sen var ya, aslında acayip ateşlisin, biliyor musun?
T'es crissement sexy, tu sais?
Sen ve Troy gibi, gerçek bir arkadaş karşılıklı saygıya dayalı.
Comme toi et Troy, des vrais amis qui se respectent mutuellement.
- Ya sen? - Joe bana küçüklüğümden beri hep sahip çıkmıştır.
Et vous?
Ya sen?
- Je suis content de te voir.
Ne biçim adamsın sen ya!
Tu t'es laissé faire?
- Ya sen?
- Et vous?
Dante ya da Shameek'i sen öldürmedin.
Je sais que tu n'as tué ni Dante ni Shameek.
- Peter mallarımı satın almayarak ya da sen, Jacques rakiplerimden daha ucuza mal alarak ekmeğimle oynuyorsunuz.
- Bien, Peter, quand tu n'achètes pas ma marchandise, ou Jacques, quand tu l'obtiens à meilleur prix chez mes concurrents, tu déranges mes affaires.
- Sen Einstein gibisin ya.
Parce que toi, tu es un génie?
Sana gelince. Ya annen verdiği sözleri tutar ya da sen de buradaki herkes gibi ölürsün.
Et toi, ou ta mère tient ses promesses, ou tu mourras ici comme tout le monde.
Opâlka, sen yavaş yürüyerek karşıya geç.
Opálka, tu traverseras lentement ici.
Sen "Indiana Jones" deki o küçük çocuk değil misin ya?
Hey, n'êtes-vous pas ce "petit garçon dans" "Indiana Jones" "? "
Ya da sen Walter'ı bırak böylece silahı bırakmış olursun.
Ou vous lâchez Walter, puis Walter peut lâcher son arme.
Buna fırsatın olmaz çünkü sürekli ya ben... ya da sen ziyarete gelirsin.
Tu n'en auras pas la chance parce que je t'emmènerai avec moi ou sinon tu viendras souvent me voir.
Sen gitmelisin, Nehirova'ya sür.
Cela doit être toi. Chevauche jusqu'à Vivesaigues.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]