Yarım milyon перевод на французский
880 параллельный перевод
yarım milyon müşteri var.
Un demi-million de clients.
Yarım milyon Dolar.
Un demi-million de dollars.
Suçlanıyorum. Yarım milyon Dolar kefalet karşılığında beni serbest bıraktılar.
J'ai été relâché contre 500000 dollars de caution.
- Yarım milyon dolar, Tanrım...
Mais un demi-million de dollars, bon sang -
Yarım milyon dolarlık içki çalındı ve iki bekçi vuruldu.
250000 $ de spiritueux volés, 2 gardiens blessés.
Şimdi rüzgarı yakaladın! Yarım milyon!
Vous avez fini par comprendre. 500000 $.
Stewart Uçak Fabrikası'nda yangın çıktı. Yangında bir kişi öldürüldü, çok sayıda yaralı var. Hasar yarım milyon dolar civarında.
L'incendie de l'usine Stewart Aircraft Works, qui a causé un mort, plusieurs blessés, et un demi-million de dollars de dégâts, a définitivement été causé par un sabotage.
Yarım milyon Frank işinize yaramaz mı?
Un demi-million de francs... vous seraient utiles?
İkincisi, Paris'e gelirseniz, varlıklarımızın birleştirilmesi daha önce teklif etmiş olduğum ittifak içinde bir kaç gün sonra en az yarım milyon Frangınız olacağını garanti ederim.
Je peux certainement vous garantir que dans très peu de jours vous gagnerez au moins un demi-million de francs français. À l'heure actuelle Je ne peux en dire plus.
Yarım milyon Frank düşünülmeye değmez mi?
Un demi-million de francs vaut considération, hein? Et je vous le garantis.
Yarım milyon Frank bir sürü iyi şey satın alır, Bay Leyden.
Un demi-million de francs, M. Leyden, achètera la plupart des bonnes choses.
Gine de çıkacağım. Ama uyarıyorum, beni Paris'e çağırmanızın doyurucu bir sebebini alamazsam yarım milyon Frank olsa da olmasa da ilk trenle gidiyorum.
Je le ferai tout de même, mais je vous préviens, à moins d'avoir ce soir une explication satisfaisante quant à votre demande de venir à Paris, je prendrai, congé par le premier train disponible, demi-million de francs ou pas.
Yarım milyon insan ise bu haberi takip etmekte.
Un demi million de gens ont suivi cette histoire.
Yalnızca yarım milyon tane iri adam var New York'ta.
Il n'y en a jamais qu'un demi-million à New York.
Ele geçirmeye çalıştığımız meblağ yaklaşık yarım milyon dolar, nakit. Ama, bu tek vuruşuk bir iş.
On vise un butin d'un demi-million, en liquide.
Yarım milyon dolar.
- Un demi-million.
- Yani demek istediğiniz... Bu işten her birimiz nakit yarım milyon mu kazanacağız?
On peut donc compter sur un demi-million en liquide.
Yarım milyon, ha?
Un demi-million, hein?
Yarım milyon söz konusu. Bastığım yere dikkat etmeliyim.
Il y a une fortune en jeu.
Sadece taşlar, abartmadan söylüyorum, yarım milyon eder.
Ils sont bons pour... 500 sacs.
Yarım milyon dolar değerindeki kahveyle birlikte mi? Sen...
Pour gâcher 500000 dollars de café?
Pek çok serseri, yarım milyon için varını yoğunu tehlikeye atarken külçe halindeki altının, bir yöntemle yurtdışına kaçırılmadıkça hiçbir işe yaramayacağının farkında olmaz.
500 000 livres, quel appât pour la crapule qui ignore l'inutilité d'un or impossible à exporter en Europe!
Bence yarım milyon için kendini tehlikeye atacak pek çok insan vardır.
Bien des gens prendraient un risque pour 500 000 livres.
Aklı başında olan hiç kimse yarım milyon dolar, mirasa konmuş bir kızı bırakmaz.
Qui délaisserait une jeune femme comme vous? Aussi fortunée.
O bana göre sadece yarım milyon dolar değerinde, vergisiz. Aynı zamanda vergiler konusunda benim yasalarımı da yapıyor, Pop.
Un demi million pour du beurre parce que ce soir à 17h, je tue le Président et à 17h01 ils en mettent un autre en place.
Bu kadar para ödüyorlar ve onlar ne yaptıklarını bile bilmiyorlar. Hiçbir şey karşılığı yarım milyon dolar, çünkü bu gece saat 17 : 00'de
Oui, le train est à l'heure, la voiture sera devant la gare comme tu disais.
Eğer o mantarlı tabanca gerçek olsaydı ve benim bie silahım olmasaydı, o da bir tür Tanrı olurdu ve yaşamamı isteseydim, üzerinde yürüdüğü yere kapanırdım ve ona hayatım için yarım milyon dolar öderdim.
Vous vous trompez sur cette histoire de pistolet, shérif. Si je ne l'avais pas, vous ne m'auriez même pas regardé. Vous ne m'auriez même pas remarqué.
Bu kutuların her birinin içinde yarım milyon dolarlık altın var.
Chacun de ces coffres contient 500000 dollars en or.
1944. Yarım milyon insan Manş Denizini geçme emrini bekliyordu.
1944. 500 000 hommes attendaient le signal pour traverser la Manche.
Bu kayıt Krell müzisyenlerince yapılmış. Yarım milyon yıl önce.
Cet enregistrement a ete fait par des musiciens krells il y a 500 000 ans.
Onun sadece 80.000 hektar toprağı ve yarım milyon sığırı varmış.
Elle n'a que 100 000 hectares et 500 000 vaches.
Yüzbinlerce dolarım olacak... belki de yarım milyon.
Je vais les avoir- - les centaines de milliers de dollars. Peut-être la moitié d'un million.
Bu konteynırı ve içindekileri bulmamız öyle önemli ki... bulana ödül olarak yarım milyon liret vereceğim.
Il est si important que nous trouvions ce conteneur et son contenu Que j'ai offert la récompense D'un demi million de lires.
Bir de şu yarım milyon liret meselesi var.
Et il y a un demi million de lires à la clé.
Ayrıca hesabı görülecek bir at... ve yarım milyon liret var.
En plus, je dois voir pour un cheval et un demi million de lires.
Unutma bir defasında Kore'de yarım milyon tanesiyle üç ay geçirmiştim.
N'oubliez pas, j'ai été seule trois mois avec un demi-million d'hommes en Corée.
Herkes yarım milyon dolardan fazla edeceğini söylüyor.
On dit qu'il vaut plus d'un demi-million de dollars.
Karşılarında yarım milyon Alman askeri varmış.
Ils pensent être face à un demi-million d'Allemands.
Sınırınızdaki yarım milyon Alman askeri hakkında bir şey duymadınız mı?
Vous ne savez rien des 500 000 Allemands à la frontière?
The Chronicle yarım milyon baskı yapıyor.
The Chronicle a un tirage d'un demi-million.
Evet, John, yarım milyon dolarlık demir yolu malzemesi gitti.
Ainsi disparaît un demi million de dollars... d'équipement ferroviaire.
- En az yarım milyon.
- Au moins un demi-million.
Yarım milyon Sestertius sana cesaret verir mi?
Est-ce qu'un demi-million de sesterces te rendrait brave?
Yarım milyon mu?
Un demi-million?
Bu kişi başı sadece yarım milyon demek.
Ça ne fait qu'un demi-million chacune.
Gelirim çok fazla değil ama yeterlidir. Yaklaşık yarım milyon Yeni Frank. Sizin paranızla 36,000 yapıyor.
Mes revenus ne sont pas faramineux mais très décents, environ 500000 francs soit 35000 livres.
Yarım milyon.
Pour un demi million.
Ucunda yarım milyon paunt olduğu hâlde mi?
- Non. Pas même pour un demi-million de livres?
Yarım milyon dolar!
500000 $ volés!
Onunla Paris'te buluşur ve tasarladığı bir plânı beraber yürütürsek, yarımşar milyon Frank kazanacağımızı söyledi.
Oh. Si je le rencontrais à Paris et que je collabore dans une sorte d'arrangement, nous devrions chacun bénéficier d'un demi-million de francs.
- Fakat Fred Amiel, Georgia Lorrison, James Lee Bartlow Yarım öğleden sonra 2 milyon dolar arttırabilirim
Mais avec le trio Fred Amiel, Georgia Lorrison et James Bartlow, j'ai deux millions de dollars avant demain.
milyonlarca 24
milyonlar 28
milyon 16
milyoner 19
yarım 17
yarım saat 69
yarım saat sonra 44
yarım saat içinde 16
yarım saat önce 29
yarım saat mi 17
milyonlar 28
milyon 16
milyoner 19
yarım 17
yarım saat 69
yarım saat sonra 44
yarım saat içinde 16
yarım saat önce 29
yarım saat mi 17