Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Ö ] / Özür diledi

Özür diledi перевод на французский

334 параллельный перевод
Hayır. Dün gece için özür diledi.
Non, il s'est excusé pour hier soir.
Özür diledi, neden vuruyorsun?
Mon oncle, elle s'est excusée. Arrête de la frapper!
O Fransızca özür diledi, ben İngilizce küfür ettim.
Il s'est excusé en français, je l'ai insulté en anglais.
Bu gece gelemeyeceği için çok özür diledi.
Elle ne peut pas venir ce soir.
Özür diledi.
II a dit qu'il regrette.
Arkadaşım özür diledi.
- Mon ami dit qu'il est désolé.
Sana veda edemediği için özür diledi.
Elle s'excuse de ne pas vous avoir dit au revoir.
- Özür diledi, değil mi?
- Elle s'est excusée, non?
Özür diledi.
Elle s'est excusée.
Ondan sonra özür diledi.
et après, je me suis excusée.
Gözyaşları içinde, özür diledi.
Il s'excusait en pleurant.
Pazar günü aradığı için özür diledi.
Il s'est excusé d'appeler un samedi après-midi.
- Nerede o? - Çok özür diledi.
- Un ami de Yorgi.
- Bu yanlış anlamadan ötürü özür diledi.
- II regrette ce malentendu.
Babam özür diledi, çok meşguldü. Seninle şahsen görüşemedi. Anlaşmayı onayladı.
Il a pas pu te recevoir... mais il est d'accord.
Geciktiği için özür diledi.
Il est désolé pour le retard.
Özür diledi.
Il s'est excusé.
Pierre koşarak geldiğinde, ondan özür diledi ve :
Quand Pierre est accouru il a dit :
Tekneleri almalarına izin verdi ve bir de özür diledi.
Il a donné les bateaux.
Herkes özür diledi.
Tout le monde s'excuse.
Gecikme için özür diledi.
Il s'est excusé pour le retard.
Babam Peder'den özür diledi, sonra bizi yemeğe götürdü.
Papa s'est excusé, puis il nous a emmenés manger des steaks au restaurant.
İçin için kaynıyor. Huysuz bir adam oldu. Ben çıktıktan sonra, özür diledi mi?
Il est renfermé... boudeur ll s'est excusé?
- Marty özür diledi.
Marty s'est excusé.
- Özür diledi mi?
- Il s'est excusé?
Yuki-san sizi karşılamaya gelemediği için özür diledi.
Yukiei-san est désolée de ne pas avoir pu venir elle-même.
Özür diledi bardaki sahne için... ve ben de az çok özürünü kabul ettim.
Il s'est excusé de sa scène dans le bar... et j'ai plus ou moins... accepté ses excuses.
Zirveye giden yolumu tıkadığı için de özür diledi.
Il m'a accusée... de coucher avec les hommes pour atteindre mon but.
- Özür diledi ya, her şey halloldu.
Il est désolé. Voilà qui règle tout!
Tamam, özür diledi.
- On va faire un petit tour dans Paris... avec notre voiture!
- Onu kovduğu için özür diledi.
- Elle s'excusait de l'avoir mis dehors.
- Özür diledi.
Il s'est excusé.
Özür diledi.
Il m'a présenté ses excuses.
Clark içtenlikle özür diledi... bu şekilde ayrılmak istemezmiş.
Clark regrettait sincèrement. Il a dit que partir comme ça lui était presque insoutenable.
Geçkalacağı için özür diledi, ama geleceğine söz verdi.
Il est désolé, mais il a promis de venir.
Buzz, senden özür diledi.
Buzz s'est excusé.
Şey, özür diledi, ve çarşamba akşamı bir araya gelip, gelemeyeceğimizi öğrenmek istedi.
Elle s'est excusée, puis elle m'a invité mercredi après-midi.
Kontes Olenska gelemediği için özür diledi.
La comtesse Olenska envoya ses regrets.
Bölge meclis binasında hassas bir yerde Nebraska Valisi, Paul Burmaster durumdan oldukça harap olmasından dolayı genel bir özür diledi.
Dans son discours au Capitole... le gouverneur du Nebraska... s'est excusé pour le manque de relief de son Etat.
- Özür diledi.
- Il s'en excuse.
- Kendi tarzında özür diledi.
- ll s'est excusé... à sa manière.
Senden özür diledi.
Il voulait demander pardon. Quoi?
Kanıta. İki hafta önce Başkan, 1974'e kadar masum vatandaşlara uygulanmış olan gizli radyasyon testleri nedeniyle halktan özür diledi.
Récemment, le président a fait des excuses publiques concernant des expériences secrètes menées sur des citoyens innocents jusqu'en 1974.
- Kamyonumda saklandığı için özür diledi kanunu çiğnediğini ve cezalandırılacağını biliyordu ama bizden, gitmesine izin vermemizi istedi.
- Elle est désolée, elle s'est cachée dans mon camion, Elle sait qu'elle a enfreint la loi et sera punie, Mais elle nous demande de la laisser partir.
. Kirli görüntüsünden dolayı özür diledi ve yıkanmaya gitti. Sonra benim ayrılma vaktim geldi.
Il s'est excusé d'être sale et s'en est allé se laver et puis il était temps pour moi de partir
Dediğim gibi, garson soya sosunu... üstüme döktüğü için özür diledi ve...
Je vous l'ai dit, le serveur s'est excusé d'avoir renversé de la sauce sur mon veston.
Kolunu omzumdan aldı ve özür diledi.
Il a ôté sa main de mon derrière et s'est excusé.
Yani bu kadar saat sadece özür mü diledi?
Elle s'est excusée pendant tout ce temps-là?
Özür diledi, Baca.
Il m'envoie à sa place.
Geçirmiş olmalıyım ki iki kez özür diledi.
Pas mal.
Bir anlamda özür diledi.
On aurait pu le soutenir un peu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]