Şarkı söylemek перевод на французский
982 параллельный перевод
Buna şarkı söylemek mi diyorsunuz?
Vous appelez ça chanter?
Seni o kadar çok seviyorum ki şimdi kahkahalar atıp şarkı söylemek ve...
Je vous aime tant que je pourrais rire, chanter, et...
Şarkı söylemek yerine Anne-Marie'ye yardım etmelisin.
Oui, mais au lieu de chanter... vous ferais beaucoup mieux d'allez aider Anne-Marie.
Şarkı söylemek istiyorum, resim yapmak.
Je veux chanter, peindre.
— Bütün yaptığı şarkı söylemek miydi?
- Il ne faisait que chanter? - Qu'est-ce que...
- Ama şarkı söylemek için değil.
- Pas pour chanter.
Güzel bir dünyada dans etmek ve şarkı söylemek.
Danser et chanter en bonne compagnie.
Hayır, içimden şarkı söylemek geliyor.
Non, j'ai envie de chanter la Tyrolienne!
Peki ya ben? Şarkı söylemek zorunda olan benim. Herkesin alay ettiği benim.
Et moi, je dois chanter, encaisser les quolibets!
Böyle şarkı söylemek de kurallarınızdan biri mi?
C'est la règle de chanter?
Tristan Isolde'ye aşık olduğunda 3.5 saat şarkı söylemek zorunda kalmışlardı.
Je vous demande juste d'aller devant le maire.
- Şarkı söylemek için sesim yok, değil mi?
- mais pas de voix, n'est-ce pas?
Şarkı söylemek artık içinden gelmiyor.
Votre cœur est ailleurs.
- Ben de şarkı söylemek istiyorum.
- Je veux chanter, moi aussi.
İyi bir amaç uğruna şarkı söylemek için yarım saatini ayıramıyor.
Elle ne perdrait pas une demi-heure pour un gala de charité.
Yaşamak için şarkı söylemek zorundayım.
J'dois chanter pour vivre.
Ona şarkı söylemek dışında her şeyi yaptın.
Tu as oublié de lui chanter ton amour.
Belki sadece bir şarkı söylemek için.
Juste pour une chanson.
- Dinle. Tamam şarkı söylemek hakkın. - Ama alay etme.
Ecoute, tu as tout à fait le droit de chanter mais pas de me narguer.
O şarkı söylemekten nefret eder. Bazen onun yerine ben şarkı söylemek zorunda kalıyorum.
Kinuko n'aime pas cela, alors je chante à sa place pour qu'il se calme.
- Senin için şarkı söylemek istiyorum.
- Je veux chanter pour vous.
Şarkı söylemek için ne mükemmel sesimiz var, değil mi?
Il a une belle voix, n'est-ce pas?
Şarkı söylemek zorunda değil tabii.
Même si elle ne chante pas, du reste.
Yani... Biri şarkı söylemek kısa bir hikaye ya da fıkra anlatmak isterse...
Y a-t-il un volontaire pour une chanson ou une histoire vraie ou drôle?
Birkaç mahkuma şarkı söylemek bana ne kazandıracak?
Ça paye combien de chanter pour des forçats?
Şarkı söylemek zorunda mısın?
Tiens-tu à chanter?
Elbette şarkı söylemek konusunda.
Le chant, bien entendu. Le récital...
- İçimden şarkı söylemek geliyor.
- J'ai envie de chanter.
Tek yapabileceğimiz Tanrıya güvenmek hakkında bir şarkı söylemek.
Nous devrions chanter une chanson pour nous en remettre au Seigneur.
- Sabahın 9'unda şarkı söylemek mi?
- Chanter une chanson à 9h du matin?
Hepiniz çok yorgun olmalısınız. Lakin şarkı söylemek dinlendiricidir.
Vous devez être épuisées mais le chant est un monde paisible.
Lütfen. Şarkı söylemek yok, müzik yok.
S'il vous plaît, je ne veux ni chant, ni musique.
Şey... içimden şarkı söylemek geliyor da.
Eh bien... J'ai envie de chanter.
Bize yorulmadan şarkı söylemek dışında hiçbir şey yapmazlar.
Ils ne font que chanter de tout leur cœur pour nous.
Evet, sıradan. Spot ışıkları altında pis bir yerde şarkı söylemek çok mu hoşuma gidiyor sanıyorsun?
Tu crois que j'aime chanter à moitié nue?
"Oyun oynamak, şarkı söylemek, hediye vermek." Saçmalık.
Jouer, chanter, manger des bonbons! Ridicule!
- Canım şarkı söylemek istemiyor.
- Je n'ai pas envie de chanter.
Sana daha kaç kere söylemek zorundayım şarkımı kesme diye?
Je vous ai dit combien de fois de ne pas m'interrompre?
Zira, benim insanlarım için şarkı söylemek gözün görmesi gibi doğaldır.
Car le chant est à mes gens ce que la vue est à l'œil.
"Yağmurda Şarkı Söylemek"
"Chantons sous la pluie."
Ama şarkı söylemek zorundaydım.
Mais il fallait que je chante.
Şarkı söylemek mi?
Pour chanter?
Bu tiyatro ile duygusal bağımız olduğundan "Alexander's Ragtime Band" i söylemek istiyoruz burada söylediğimiz şarkıyı.
Comme tout ceci nous a émus... Nous aimerions vous présenter l'Alexander's ragtime band.
- Şarkıyı söylemek istemiyorum.
Pas question!
- Hayır. Korkuyorum ama yine de, şarkı söylerken elinden tutup gözlerine bakıp sadece ona söylemek istedim.
Et pourtant, quand j'ai chanté, après le dîner, j'avais envie de lui prendre la main et de chanter pour lui seul.
Bu son gecem, bu yüzden size çok sevdiğim bir şarkıyı söylemek istiyorum.
C'est mon dernier soir, et j'aimerais vous chanter une chanson qui m'est très chère.
Şarkımı söylemek istiyorum.
Je m'en tiens à la chanson.
Biliyorsun, Sigbritt ve Charlotta bir duvar halısı yaptı ve Angelica kek pişirdi, ve Anna gerçekten iyi bir resim hazırladı, ve Kristina ve Birgitta ona söylemek için bir şarkı yazdılar.
Je vais t'aider. Sigbritt et Charlotte ont fait une tapisserie. Angelica, un gâteau et Anna fait un tableau.
Şarkı söylemek için böyle giyinmen şart mı?
Il vous faut ça pour chanter?
Ama güzel şarkılar söylemek... ve insanları onlara inandırmak- -
Mais pour chanter de belles choses... et les faire croire aux gens...
Kalbim duyduğu her şarkıyı Söylemek istiyor
Mon coeur veut chanter Chaques chansons qu'il entend