Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Ş ] / Şen

Şen перевод на французский

618,717 параллельный перевод
Sen yedi yaşındaki çocukla aynı çantaya sahip, zar zor insan işlevi gösteren birisin.
T'es une humaine à peine fonctionnelle qui a le même bagage qu'une gosse de sept ans.
Ruby gerçekten önemsediğim tek şey ve sonunun sen gibi olmadığına emin olmak istiyorum.
Ruby est la seule chose à laquelle je tiens et je veux être sûre qu'elle ne finira pas comme toi.
Sen daha salaksın.
Vous l'êtes encore plus.
Sen değil.
Pas vous.
Sanki sen mükemmelsin.
Vous êtes parfaite?
Jacqueline, sen iyi bir kadınsın.
Vous êtes une femme bien.
Bilmeni isteriz ki Russ ezilmiş olsa da sen açıkta kalmayacaksın.
On voulait que vous sachiez que malgré ce qui est arrivé à Russ, on prendra soin de vous.
"Bir erkeğe ihtiyacın yok. Sen bir tarikat kurabilirsin!"
" Pas besoin d'un homme pour monter une secte.
Bu felakete sen sebep oldun!
Car tu t'es mise dans ce pétrin.
Sen kapa çeneni!
Ferme-la donc.
Sen olduğunu biliyorum Lillian. Parfümünü tanıyorum.
Menteuse, je reconnais votre parfum.
- Titus, iyi misin sen?
- Titus, ça va?
Sen mi yoksa o sıcak mısır mı?
Vous ou ce plat chaud!
Bak, sen haklıydın.
Tu avais raison.
Sen bir dişi bonobo ya da katil balina ya da fil gibi yönetmelisin.
Dirige-la comme une femelle bonobo, une orque ou une éléphante.
Gretchen, sen bir "bonolinafil" olmalısın!
Tu dois devenir une bonorquéphante!
Sen kazandın.
Tu as gagné.
Sen ara vermek istiyorsan verebilirsin.
Si tu es fatiguée, repose-toi.
- Başkan olacağım ve sen de bana o siktiğimin kumandasını vereceksin.
Je vais être président. Et vous allez me passer ces putains de commandes.
- Çeneni kapasana lan sen.
- Vous, fermez-la, bordel!
Sen de keyiflenirsin çünkü... Rachel çok güzeldi.
Rachel était très belle.
Buna sen karar veremezsin. Claire Underwood'un görevden alınmasına ilişkin bir ek koymazsak Sözcü McCarthy bu yasa tasarısının sunulmasına izin vermeyecek.
Avec McCarthy, il n'y aura pas de débat à ce sujet tant que Claire Underwood sera là.
Conway başkan olsaydı bile sen yerimizi sağlama alırdın.
Mais on aurait gardé un pied dans l'arène grâce à toi.
Şimdi sen de buradasın.
Et vous voilà aussi.
Sen de aynısını yapardın.
Vous auriez fait pareil.
Sen de Aidan Macallan'ı iade edebilirsin.
Vous pouvez renvoyer MacAllan.
Sen onlarla mı çalışıyorsun?
Vous travaillez avec eux?
Sen mi? Hayır.
- Vous?
Başkan olacağım ve sen de bana o siktiğimin kumandasını vereceksin...
Alors vous allez me passer - ces foutues commandes.
Francis, benim duyduğumu sen de duydun.
Francis, tu as entendu comme moi.
Sen iyi misin?
Un instant. Tout va bien?
Sen partiye sadakatten söz edeceksin, bense adaylarının çok zayıf olduğundan, seçme şansın olmadığından söz edeceğim.
Vous allez parler de loyauté. Je dirai que vos candidats sont faibles et que vous n'avez pas le choix.
Sen de dileklerin de siktirip gidin!
Allez vous faire foutre!
Bak, sen kaybettin ama ülkenin yarısından fazlası seni başkanları olarak görüyor.
Vous avez perdu, mais la moitié du pays vous voit comme son président.
Ne yiyorsun sen ya?
Tu as mangé quoi?
Sen geldin. Ne istediğimi sen sordun.
Vous êtes venu me voir, vous m'avez demandé.
Ama artık Beyaz Saray'da sen varsın.
Vous êtes à la Maison-Blanche.
Sen neyimsin?
Qu'êtes-vous pour moi?
Asıl sen çok hoş görünüyorsun.
Toi, tu es très belle.
Sen Teksas'ı özlemiyor musun?
Le Texas ne te manque pas?
Sen neden yoktun?
Où étiez-vous?
Usher artık özel danışman olduğuna göre sen ne oluyorsun?
Avec Usher comme conseiller spécial, vous devenez quoi?
Sen kim olduğunu sanıyorsun?
Tu te prends pour qui?
- Sen ve General Brockhart mı?
- Avec Brockhart?
- Peki sen neden bu kadar ilgileniyorsun?
Pourquoi s'intéresser à lui?
Sen de öyle.
Vous aussi.
Sen mi, Bayan Davis mi?
Vous ou Mme Davis?
Sen burada kalmayı tercih ettin.
Vous êtes restée ici.
Sen hariç.
Tout le monde sauf vous.
- Sen ne işe yararsın?
À quoi servez-vous?
Sen de o arada Başkan'ı hizada tutacaksın.
Et vous vous occupez du Président?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]