Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ A ] / Alıştım artık

Alıştım artık перевод на португальский

147 параллельный перевод
İyi olurdu Steve... ama tropiklere alıştım artık.
Isso era bom, Steve, mas já me habituei aos trópicos.
Bir sürü düşmanım var. Alıştım artık.
Estou acostumado com pessoas que me odeiam.
Alıştım artık, umurumda değil.
Estou habituado. Não me importo.
Alıştım artık.
Estou habituado.
Sanırım alıştım artık.
Acho que já me habituei.
Mühim değil. Alıştım artık.
Não há problema, já estou habituado.
Ama ben alıştım artık.
Mas já me acostumei.
Alıştım artık.
Não tem importância, já estou habituada.
Alıştım artık. "Kürtajın poster çocuğu"...
Melhor do que ser chamada de...
Sonra tavandaki su sızıntısına ve küfe bakıyorum, buna alıştım artık.
Vejo a humidade do tecto, as infiltrações. Já estou habituada.
Ama üzülme, alıştım artık.
Não te preocupes, já estou habituada.
Alıştım artık.
Já me habituei.
Alıştım artık.
Já estou habituado a isso.
Küçük valizler hazırlamaya oldukça alıştım artık.
Se existe uma coisa na qual sou bom, é fazer as malas.
Neyse, alıştım artık.
De qualquer das maneiras, já me habituei agora.
Üç kaburgam kırık ama alıştım artık.
Três costelas partidas. Mas estou habituada.
Aslında artık bu halime alıştım.
Eu sou fechado comigo mesmo.
Alıştım artık. Böyle bir şeye alışabileceğimi hiç sanmıyorum.
- Estou acostumado.
Ya da artık herhangi bir şeyin seni etkilememesine alıştın mı?
Ou estás tão habituado, que já nada te afecta realmente?
Ben artık sakin, sessiz köy hayatına alıştım.
Agora estou habituado a uma vida do campo calma e simples.
Buna da alıştığında artık uzun kayış kullanmaya başladım.
E quando ele fazia isso, eu o incentivava com a trela.
- Evet ama artık yola alıştım.
- Só ia ser caçador de recompensas.
Hayır, artık alıştım.
Deixe lá, começo a habituar-me a ela.
Ben artık sakin, sessiz köy hayatına alıştım.
Agora, estou habituado a uma vida simples no campo.
Hayatım boyunca böyle yaşadım ve artık bunlara alıştım..
Toda minha vida, sempre comecei coisas e depois, nunca as acabei.
Ona geri dön gitsin ben de artık alıştığım hayatıma geri döneyim.
Volta a andar com ela para eu poder voltar à vida a que estou habituado.
- Kesinlikle sayın baş komiserim. - Alıştınız mı artık?
Com certeza, meu coronel -
Artık alıştım.
Já estou habituado.
Alıştığımız aşırı lüks hayatı artık süremeyeceğiz.
Temo que a vida faustosa e louca a que nos acostumámos chegou ao fim.
Artık yarım adam olmaya alışmıştım. Ama o gece gerçekten dibe vurdum.
Já me habituara a ser apenas meio homem, mas, naquela noite, bati no fundo do poço.
Demek istediğim, bu davranışlara artık alıştım.
Digamos apenas, que já me acostumei a ser tratado como um hipo spray.
Hapishanede çalışma fikri ilk başta ürkütücü geliyordu, ama artık alıştım.
A ideia de trabalhar numa prisão aterrorizava-me, mas já me habituei.
Alıştığım gibi yapmıyorum artık.
Não mais do que e geralmente enveneno.
Videoya alınmaya çok alıştım. Artık arabamla giderken ya da | bir gazete alırken en azından makyaj yapıp, | gece kıyafetiyle çıkarım.
Estou tão habituada a ser filmada que sempre que vou para o carro, ou vou comprar o jornal, faço questão de ir maquiIhada, sabe?
Kafesime alıştım ben artık, Rory.
Eu gosto da minha gaiola, Rory.
Galiba transgenic'lerin var olduğu fikriyle o kadar çok yaşadım ki, artık buna alıştım.
Por vivido com a ideia que os transgénicos existem há muito tempo... Acho que acabei por me acostumar.
Artık buna alıştım.
Quer que eu... mate a criança?
Artık buna alıştım.
"Você quer que eu... mate a criança?"
Sanırım artık buraya alıştın.
Ainda moras no mesmo apartamento.
Bir süre sonra 2046 nihayet yeniden dekore edildi. Ama ben artık 2047'ye alışmıştım.
A redecoração do 2046 ficou pronta num instantinho, mas nessa altura, já eu me tinha habituado ao 2047.
Alıştım artık.
Já estou habituado.
Artık bu duruma alıştım diyebiliriz.
Bem, digamos que já me habituei a isto.
O zamana kadar, alışmıştım ona artık.
Nessa altura já estava habituado.
Bundan zevk mi alıyordu, yoksa acı mı duyuyordu, kestirmek güçtü ama devam etti. Artık kontrolünden çıkmıştı. Etrafında uyuyan kadınları, aslına bakarsanız, tüm nezaket kurallarını hiçe sayarak ut yerindeki zevk dalgalarının onu kendinden geçirmesine izin verdi.
se era prazeroso ou doloroso, estava difícil saber mas continuou, estava fora de controle sem se preocupar com as outras mulheres que dormiam a sua volta ou decência e aquela explosão tomou conta do seu mundo
Ama alıştım artık.
Mas estou habituada.
Gelmeyecek, ama geçen gece, Ryan'la geç saatlere kadar çalıştık, ve nereden öğrendiyse artık, alışveriş merkezi ve çadır olaylarını öğrenmiş ve... ben de, ona, tam olarak anlatmamıştım bunları.
Não vai. Mas o Ryan e eu estivemos a trabalhar até tarde no apartamento na outra noite... e, de alguma maneira ela descobriu tudo sobre o centro comercial e a tenda, e... Bom, eu não lhe disse exactamente tudo sobre isso.
Sen artık eşcinselsin ve ben buna alıştım bile.
Não interessa, querido. Estás aqui, és maricas.
Alıştım artık.
- Já estou acostumado.
Başladığımız noktayı ve bu çocukların artık diğer sınıfları karıştırmayacağını göz önüne alırsak
Atendendo ao ponto de partida e a que os miúdos não perturbam outras turmas...
Biliyor musun, bence sorun değil. Çünkü artık buna alıştım, tamam mı?
Bom, sabes, eu acho isso óptimo, pois estou acostumada com isso, ok?
Ben de senin küçücük ellerinden tutup... omuzumdan alıp, yere bırakmaya çalıştım. "Silas, dur artık." diyordum.
e eu estava a segurar-te as mãos e os teus pequenos pezinhos estavam a sentir o meu corpo e sob os meus ombros e eu dizia : "Silas, pára".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]