Anlaşılıyor перевод на португальский
1,199 параллельный перевод
Bu dosyaların çoğu anlaşılmaz bir dilde yazılmış ama 1940'lardan öncesine dayanan uluslararası bir konuşmama komplosu olduğu anlaşılıyor.
A maioria dos ficheiros está escrita em jargão, mas houve uma conspiração internacional de silêncio que data por volta dos anos 40.
O halde bu bölgedeki yıldırımlar Teller'ın fark ettiğinden daha kolay anlaşılıyor.
Então, este relâmpago é mais previsível do que o Teller pensa.
Varmaya çalıştığım nokta, yalan söylemek için bir amaç göremiyordu halbuki insanlar tarafından gayet iyi anlaşılıyor ve yüz yıllardır kullanılıyor.
Quero apenas mostrar que ela não percebia o propósito da mentira, algo que é perfeitamente compreendido e universalmente praticado entre as criaturas humanas.
"Geçerken sizi gördüm." Niye bekar olduğum anlaşılıyor.
"Vi-te na auto-estrada." Por isso é que sou solteiro.
Açıkça anlaşılıyor ki Scuola Grande di San Rocco'yu ziyaret etmek için burada.
É evidente que veio para a exposição na Scuola Grande di San Rocco.
Ayakkabılarınızdan dışarı çıktığınız anlaşılıyor.
Saiu, a julgar pelo estado dos seus sapatos.
Senin sesinden New York'lu olduğun anlaşılıyor.
Parece-me que és de Nova York?
Kollarındaki ve dirseklerindeki izlerden kendini korumaya çalıştığı anlaşılıyor.
Ele tentou defender-se, como explica os cortes nas mãos e nos antebraços.
Bu "Oh" dan, benden bahsettiği anlaşılıyor.
Deduzo por esse "oh," que ele te falou de mim.
Gene de anlaşılıyor ki teleskoplarını bu izleri tarayacak şekilde ayarlamışlar.
Contudo, parece que configuraram o telescópio para procurar para eles.
Millerce öteden anlaşılıyor.
Notam-se logo à distância.
Sadece iki filmden sonra, Diggler'ın başarısının büyük olacağı anlaşılıyor. Büyük, büyük, büyük, büyük.
É fácil prever, após apenas 2 filmes, que o sucesso de Diggler só pode crescer... e crescer, e crescer, e crescer, e crescer e crescer, e crescer e crescer, e crescer. "
Anlaşılıyor...
- É que... - És lutador?
- Kızgın olduğun anlaşılıyor. - Bütün hikayemizi anlatmışsın!
Tu estás mesmo zangada.
- Görünce anlaşılıyor zaten.
- A casa fala por si.
İşte şimdi nedeni anlaşılıyor ve...
É por isso que está assim.
Evet zaten anlaşılıyor.
Dá para ter uma ideia.
Söylediklerin açıkça anlaşılıyor.
Não se pode dizer que esteja a ser muito subtil.
Evet, anlaşılıyor.
Sim, parece que sim.
Yüzündeki ifadeden onunla yatmadığın anlaşılıyor.
Porquê? Pela tua cara, vejo que dormiste com ela.
Her yeni ilişkide kendimi yenilemedi seviyorum. Anlaşılıyor. Haydi.
Gosto de me renovar em cada nova relação.
Öyle anlaşılıyor, tamam. Ama bunun Laura'yla ne ilgisi olabilir?
Admito que seja estranho, mas achas que isso tem relação com a Laura?
- Neden o kadar uykum olmadığı anlaşılıyor.
- Não admira que não tenha sono.
Yabancı gemilerden birisini inceledik Organik materyaldan yapıldığı anlaşılıyor
Nós analisamos uma das naves alienígenas e ela parece ser construída de material orgânico.
Pantolondan anlaşılıyor.
As calças são prova disso.
Evet... Güzel olduğu anlaşılıyor!
É bom saber isso.
Olduğunuz yerde "Evet" olarak mı anlaşılıyor?
Isso é sim em Nova Iorque?
Ne param var, ne de ortaklarım. Ve öyle anlaşılıyor ki, ne de müvekkillerim.
Não tenho dinheiro, sócios, ou, ao que parece, clientes.
Bazı bilgilere ulaştığınız anlaşılıyor.
Soube que está na posse de certas informações.
Şimdi görüntüyü kaybettiğimiz anlaşılıyor.
Parece que estamos a perder a recepção.
Köstebek- - Ne olduğu zaten isminden anlaşılıyor.
As "Toupeiras" são... são exactamente o que parecem.
Bayan Rodney'nin neden terk ettiği anlaşılıyor.
Quando a minha primeira mulher me deixou, queria ficar com os meus clientes. Eu sei.
Bunun sana göre bir iş olmadığı artık anlaşılıyor.
Este já não lhe está a fazer bem!
Neden iki sene çaktığı anlaşılıyor.
Não admira que a tenham chumbado duas vezes.
Bu, masaj sırasındaki halinden anlaşılıyor.
Dá para ver, pela sessões de massagem.
Şimdi anlaşılıyor! Demek bu yüzden Roger'e yağ çekiyor.
Não admira que lamba as botas ao Roger!
Şimdi anlaşılıyor Şifreyi, kısa sürede nasıl çözdüğün.
Agora eu sei porque decifraste o código tão facilmente.
Elektrik santraline ne olduğu açıkca anlaşılıyor.
Então foi isso que aconteceu à central de energia.
Bu mevzular Hamburg'taki bir genelevde geçiyor... ki, biraz araştırınca, Maas'a ait olduğu anlaşılıyor.
Este episódio foi gravado numa casa de prostituição em Hamburgo a qual... vê só...
Her şey anlaşılıyor.
Faz todo o sentido.
İpuçlarına göre onu Kelly Van Ryan'ın öldürdüğü anlaşılıyor.
Isso levou a que este departamento concluísse que a menina Toller foi assassinada por Kelly van Ryan.
Anlaşılıyor.
Posso ver.
İstatistiklere bakınca kesinlikle yaptırman gerektiği anlaşılıyor.
Quando se olha para as estatísticas, a melhor opção é o leasing.
Anlaşılıyor mu?
- Não, nota-se?
Anlaşılıyor mu?
Consegue ver?
Farkettim ki olgunluk veya akıl yaşla artıyor olsa da Hansel ve Gretel kitabındaki cadı, çok yanlış anlaşılıyor.
Não sei se é graças à maturidade e à idade, mas acabo de perceber... que ninguém entende a bruxa de "Hänsel e Gretel".
- Anlaşıldı efendim, torpido kilitlemeye hazırlanılıyor.
- Sim, senhor. A preparar.
Her iki bayanın da daha önceki polis kayıtlarından fahişelik yaptıkları anlaşılıyor.
Corky Poindexter de Bellflower.
Uyuşturucu ve para karşılığı satıcılarla anlaşıyor.
Recebe droga e dinheiro de traficantes.
Anlaşıldı, Kaptan. 5000 kilometreye yaklaşılıyor.
A chegar dentro dos 5.000 Quilómetros.
- Ama daha zor anlaşılıyor.
Mas parece-me menos objectivo.
anlaştık 1085
anlaşıldı 2701
anlasana 51
anlaşıldı mı 1385
anlaşılan 207
anlaşma 49
anlaştık o zaman 44
anlaştık mı 503
anlaşalım 38
anlaşıldı tamam 19
anlaşıldı 2701
anlasana 51
anlaşıldı mı 1385
anlaşılan 207
anlaşma 49
anlaştık o zaman 44
anlaştık mı 503
anlaşalım 38
anlaşıldı tamam 19