Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ A ] / Anımsıyorum

Anımsıyorum перевод на португальский

268 параллельный перевод
- Sizi anımsıyorum delikanlı.
- Lembro-me de si, jovem.
İstasyona geldiğimizde, şöyle düşündüğümü anımsıyorum :
Enquanto caminhávamos para a estação, lembro-me de ter pensado...
- Anımsıyorum.
- Eu lembro-me.
Tabi, anımsıyorum.
Claro, já me lembro.
Anımsıyorum çünkü ona Kontun dışarıda olduğunu söylediğimde, bana tuhaf tuhaf baktı ve dedi ki, "içeride, tamam, sadece beni görmekten korkuyor."
Disse-Ihe que o Conde não estava e ele olhou para mim e disse : "Ele está em casa, mas tem medo de me receber."
Ben... sanki ben senin yüzünü bir yerlerden anımsıyorum.
A sua cara não me é estranha.
Şimdi, herşeyi anımsıyorum.
Agora estou a lembrar-me de tudo.
Sadece anımsıyorum, Richard. İnşaat işine girdiğinde bir ortağın vardı.
Lembrei-me de que quando começaste na construção, tinhas um sócio.
Saldırgan olmadığını düşüncelerinin sana uyacak kadar büyük olmadığını söylediğini anımsıyorum.
Dizias que ele não era agressivo, que não tinha ambição.
Şimdi anımsıyorum.
Lembro-me agora.
Onu cebine itiştirdiğini anımsıyorum.
Mas eu lembro-me de o pôr no bolso.
Evet. Aynı yorumu yaptığımı anımsıyorum.
- Lembro-me de dizer o mesmo.
Ansızın bir şeyler anımsıyorum.
Estou a recordar-me de certas coisas.
Bir kadın vardı, anımsıyorum. Fulham Old Palace'taki oyununuz sırasında tam arkamda oturuyordu.
Recordo-me que havia uma mulher, que se sentou mesmo atrás de mim durante a sua atuação no "Old Palace", em Fulham.
Golf alanı olduğu zamanı anımsıyorum. Bir keresinde orada 81 atış yapmıştım.
Quando era um campo de golfe, uma vez fiz mais de 80 tacadas.
Bir keresinde güzel bir parti verildiğini anımsıyorum.
Lembro-me de uma festa maravilhosa.
Şimdi nakdinin çoğunun arttırmaya gittiğini söylediğini anımsıyorum.
Lembro-me de ter dito que a maior parte do seu dinheiro tinha ido para o leilão.
Doğru, anımsıyorum.
É isso mesmo, já me lembro.
Anımsıyorum, bir keresinde elimi öpmüştün.
Lembro-me, de uma vez, teres beijado a minha mão.
Seni anımsıyorum.
Lembro-me de você.
Şey, savaş başlığına ihtiyacın olduğu gibi bir şey söylediğini anımsıyorum.
Bem, lembro-me de teres dito qualquer coisa sobre desejares uma ogiva.
Gazetelerde okuduğumu anımsıyorum.
Lembro-me de ter lido nos jornais.
Arkadaşım Terry O'Bane'i anımsıyorum ve Othello ile Iago rollerinin yerlerini değiştirirdim geceleri dönüşümlü olarak iki hafta boyunca.
Lembro-me de ter trocado com o meu amigo Terry O'Bane os papéis de "Othello" e Iago em noites alternadas durante duas semanas em certa altura.
Özellikle Buffalo'da Othello'yu oynadığım o geceyi anımsıyorum.
Lembro-me particularmente daquela noite em Buffalo, quando eu era "Othello".
Hala kostümümle idim, anımsıyorum, Lila'nın soyunma odasından ayrılıp, Terry ile paylaştığım odaya dönerken.
Eu ainda estava com o traje da atuação, quando deixei o camarim da Lila e regressei ao que partilhava com o Terry.
Anımsıyorum.
Lembro.
Büyük ellerimin olduğunu ve kinin varlığını anımsıyorum.
E lembro-me que tinha umas mãos grandes e aquele ódio.
Evet, anımsıyorum.
Sim, lembro-me.
Oh, ben çok iyi anımsıyorum.
Oh, mas eu lembro-me muito bem.
Evet, anımsıyorum.
Sim, lembro.
Anımsıyorum.
Lembro-me.
Allen'le tanıştığım ilk geceyi anımsıyorum.
Lembro-me da primeira noite, quando conheci o Allen.
Hayır, şimdi anımsıyorum.
Não, lembro-me agora.
Şimdi anımsıyorum.
Agora já me lembro.
Gerçekten anımsıyorum.
Claro que sim.
Kuşkusuz, bunu anımsıyorum, çünkü onun bildiği her şeyi anımsıyorum, fakat...
E, claro, lembro-me porque recordo tudo o que ele sabia, mas...
Evet, anımsıyorum.
Sim, já me lembro.
Prenses Ananka'nın mezarını anımsıyorum.
Voltei a visitar a tumba da princesa Ananka.
Evet Lucy'küçük haçını anımsıyorum.
Sim, lembro-me da cruz da Lucy.
- Ben anımsıyorum!
- Eu sim.
Ata binmekten hoşlanmadığınıza dair bir şeyler söylediğinizi anımsıyorum.
Recordo-me de dizer qualquer coisa sobre manter-se afastado dos cavalos.
Hatta bazılarının onlara kız kardeşlerini hatırlattığımı söylediklerini anımsıyorum.
Lembro-me de alguns deles até me dizerem, solenemente... que eu lhes lembrava as suas irmãs.
Üçüncü yaş günümü anımsıyorum da sadece resimleri değil, bahçeyi ya da armağanları değil bunun yanında kimin kime ne yapmış olduğunu, kalbinden neler geçirdiğini düşünüyorum.
Recordo-me do meu terceiro aniversário. Não só dos jardins e dos presentes, mas de quem fez o quê a quem e de qual foi a sensação, mas nunca recordo nada de ti que não seja indiferença.
Şimdi anımsıyorum.
- Sim, já me lembro.
Fakat ben Bayan Welles'in dairesinde bir çiçek aldığınızı anımsıyorum. Piyanonun altında mı?
Mas lembro-me de ter apanhado uma flor, em casa da Menina Welles.
Tony bana birine verdiğini söylediği 32 kalibreliğinin olduğunu söyledi, ve şimdi kime verdiğini söylediğini anımsıyorum.
E lembrei-me agora da pessoa a quem ele me disse que a tinha dado.
Şimdi anımsıyorum, biraz daha uzun sürdü çünkü sekreteri içeri girmiş ve sekreteriyle konuşuyormuş.
Demorou um pouco mais porque a secretária dele chegou e ele esteve a falar com ela.
Adrian daha sonra kadeh kaldırdı, şunu anımsıyorum,
Depois, o Adrian fez um brinde. Do qual me recordo.
Onu anımsıyorum.
- Dá-me licença? - Lembro-me disso.
Evet, onu anımsıyorum.
Sim, lembro-me dele. Foi um dos meus casos.
Seni Lombarda'da ilk gördüğüm günü anımsıyorum da...
Quando penso no dia em que te vi pela primeira vez, na Lombardia...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]