Aram перевод на португальский
25,056 параллельный перевод
Aramız iyi mi?
Está bem. Estamos bem?
Eski karısı iki gün önce polisi aramış.
A ex-mulher chamou a Polícia há dois dias.
Evet, yapmadığım bir şey için özür diledim ve aramız tekrar iyi.
Pedi desculpas por algo que não fiz e estamos bem outra vez.
Neden aramıyorsun?
- Porque não estás a ligar?
Bunu aramıyordum.
Não estava à procura disto.
Aramızda farklı olanlarımız var.
Há aqueles de nós que são diferentes.
Neden başka birini cezalandırıyorsun aramızda ne olduysa, bizim aramızda, Jai.
Como pode punir alguém por aquilo que aconteceu entre nós Jai.
Şimdi aramızdasın.
Agora, estás de volta.
Yazmak istemiştim ama... Kelimelerle aram kod olmadıkları zaman pek iyi değildir.
Eu queria escrever-te, mas não sou bom com as palavras, a menos que faça parte de código informático.
Peki şuna dersin... Annene seni gördüğünü söylemem ve annenin kıyafetlerini giydiğim tamamen aramızda kalır?
Fazemos assim... não digo à tua mãe que te vi, e tu não lhe dizes que eu vesti a roupa dela.
Eski karım ve çocuğumla, herkesle aram bozuk...
Estou de más relações com a minha ex-mulher, o meu filho...
Ben aramızdaki her şeyin eskisi gibi olmasını istiyorum.
A sério. Quero que tudo volte a ser como era antes, entre nós.
Mesele şu ki, aramız böyleyken senden bir şeyler istemem doğru değil ama şuan gerçekten yardımına ihtiyacım var.
Sei que não é fixe pedir-te um favor estando como estamos, mas preciso mesmo da tua ajuda agora.
- Sence Reddington'ı bulmaya mı gitti? - Muhtemelen.
Ele não admite, mas acho que ele encarou a morte da Liz quase tão mal como o Aram.
İtiraf etmiyor ama Liz'in ölümü onu da en az Aram kadar etkiledi.
Aguardamos no exterior do tribunal... Então, está a acontecer.
Kirk'ün o uçakta olduğunu doğruladığımızı sanıyordum?
Não confirmaram que Kirk vinha no voo? - Aram, a lista.
- Gümrüğü kontrol et Aram.
- Estou a olhar para ela.
Başka bir arama yap Aram.
Aram, faz outra pesquisa.
Tom'un bindiği uçağın sahibi kimmiş Aram?
Aram, o avião onde ia o Tom... Quem é o proprietário?
Bir şey olursa bunu aramızda tutuyorum!
Se há alguma coisa, estou mantendo ela no lugar!
Tandy, aramızda ne yaşanıyorsa yaşansın, bu daha büyük bir mesele.
Tandy, seja o que for que esteja acontecer entre nós, isto é maior.
Aramızda da bir deli olabilir bence.
Acho que há é um maluco aqui dentro.
Ve zamanla Hareket Tanrısı olmuş, aramızdaki en hızlı kişiymiş.
E ao longo do tempo, tornou-se um deus do movimento, o mais rápido de todos nós.
Kahretsin, aramızda kalsın muhtemelen onun için öldüreceğim.
Caramba, cá entre nós, eu provavelmente mataria por ela.
Bir tane biliyorum ama aramızda kalmalı.
Eu conheço a história perfeita. Mas vamos ter que a manter entre nós.
Ama aramızdaki bu durum Trixie'yi de etkilemeye başlıyor.
Mas esta coisa entre nós está a começar a afectar a Trixie.
- Sonunda aramızda bir dürüstlük oldu.
Finalmente, um momento de clareza entre nós.
Geçen gün babamdan bahsederken aramızda samimi bir an olduğunu düşünmüştüm.
Pensei que tu e eu tivemos um momento real no outro dia, ao falar sobre o meu pai, eu...
- Aramız iyi, değil mi?
- Estamos bem, certo?
- Sadece işimizi yapıyoruz, bela aramıyoruz.
- Meu... Só estamos a fazer nosso trabalho. Não queremos problemas.
Aramızdaki ilişki ikinizi epey meşgul etmiş olmalı.
A nossa relação deve dar-vos muito sobre o que falar.
Sorgu odasına girer girmez aramızda bir elektriklenme olduğunu hissettim.
Sabe, assim que entrei naquela sala de interrogatório, senti uma faísca entre nós.
Aramıyordum.
E não procurei.
"Peder Şeytanın Aramızda Olduğunu Söylüyor."
"Padre diz que os demónios caminham entre nós".
Ama biz bir cadı aramıyoruz.
Mas não estamos à procura de nenhuma bruxa.
Yinede aramızda kalsın ama bir Winchester'ın istediğini alamadığını görmek hoşuma gidiyor.
Ainda assim, cá entre nós, é sempre bom ver um Winchester que não consegue obter o que ele quer.
Aramızda bir barış anlaşması yapabileceğimizi düşünmüşsünüz.
Achou que seria possível mediar a paz entre nós.
Aramızdakinin ne olduğunu söylemek zor.
É difícil dizer o que éramos uma à outra.
Kendisi, Facebook görüntülü konuşma uygulamasıyla şu anda aramızda.
Temo-lo, agora, connosco através de videoconferência no Facebook.
- Noah'ın yaptığını düşüneyim diye. ... çünkü aramızdaki anlaşmazlık beni işin dışında tutuyor.
- Para eu pensar que foi o Noah, para que nos zangassemos e para me tirares da equação.
Emma ile aramı nasıl düzelteceğimi bulmam gerek!
Só preciso de descobrir como consertar as coisas com a Emma!
Aramızdaki engeller kaybolacak ve biz buna hazır değiliz.
As barreiras entre nós vão cair e não estamos prontos.
Aramızdaki kablonun fiberoptik olması lazım.
Porquê? A TAT-8 é fibra ótica.
Annemle aramın nasıl olduğunu biliyor.
Sabe que tenho problemas com a minha mãe.
Aramız iyi, değil mi?
Estamos bem, então?
İlk olarak aramıza tekrardan hoşgeldin.
- Antes de mais, bem-vinda.
Ayrıca aramışken, şey için teşekkür etmek istemiştim.
Sim.
Ahiret aramızda ve Tanrı onun ne zaman bize geleceğini biliyor.
Obrigado. Obrigado. Obrigado.
Lütfen kendine ve diğerlerine iyi bak.
O Aram... Arranje-lhe alguém, pelo amor de Deus.
Tanrı aşkına Aram'a bir kız ayarla.
Raymond.
Şeytan aramızda!
O Diabo está entre nós!