Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Ben de

Ben de перевод на португальский

251,421 параллельный перевод
Ben de öyle düşündüm.
Sim. Também pensei nisso.
Ben de fark ettim.
Sim, também reparei nisso.
- Selam. Ben de.
- Igualmente.
Ben de şu içkilere el koyayım.
Acho que vou levar as bebidas.
İlk Chateau Marmutt, Los Angeles'ta, buraya da bir şube açtılar. - Ben de orada çalışıyorum.
O Chateau Marmutt original é em LA, mas abriram uma sucursal cá e trabalho lá agora.
- Ben de.
- Eu também.
- Ben de öyle dedim.
- Foi o que eu disse.
Ben de öyle bir şeydeydim ve Marissa adlı beyaz bir kız vardı.
Eu também estive num e havia uma branca, a Marissa.
Sen bana mesajlarını göster, ben de sana göstereyim.
Mostra-me as tuas mensagens e eu mostro-te as minhas.
Ben de.
É igual.
Evet, ben de.
Sim, eu também.
Ben de Patrick.
Sou o Patrick.
Ben de "Aynı" dedim.
E eu respondi : "Nada de mais."
eğer beni öldürmekle ilgili fikrini değiştirecekse ve baba olacağım keşke bir seçeneğim olsa, ama birimizin ölmesi gerekiyor, ve ağacın üstündeki ben değilim.
E vou ser pai. Não sei se isso o faz mudar de ideias. Quem me dera poder escolher.
Ben de seni.
E eu tuas.
Ben de seni gördüğüme, Beau.
Igualmente, Beau.
Ben de özlemişim.
Também eu.
Başka bir kadından çocuğun olacak, ben de kabullenecek miyim?
Vais ter um filho com outra mulher e é suposto eu aceitar?
Ben de seni seviyorum.
Também te amo.
- Ben de seni seviyorum baba.
- Também te adoro, pai.
Ben de öyle dedim.
Eu disse a mesma coisa.
Bir keresinde ben de Chili's'te Alex Trebek'le karşılaşmamıştım.
Uma vez, eu não conheci o Alex Trebek num Chili's.
"Siktir" i kapatacak kadar boyam yoktu, ben de ekleme yaptım.
Não tinha tinta que chegasse para tapar o "Foda-se", só acrescentei.
- Ben de memnun oldum.
- Muito prazer.
Bunu ben de açıkça belli ettiğimi sanıyordum ama hâlâ buradasın.
Pensava ter deixado isso claro em relação a ti e estás aqui.
- mesela ablam Darlene'le. - Ben de hissizleşebilirim.
- Eu consigo estar morto por dentro.
Ben de o yüzden Florida State'te insan cinselliği dersine yazılmıştım.
Foi por isso que fiz a cadeira de Sexualidade Humana na Florida State.
Aslında anlatmayacaktım ama hava soğuktu, ben de ona İrlanda kahvesi yaptım.
Eu não ia dizer nada, mas estava frio e eu fiz-lhe um Irish coffee.
Ben de Horoz'la Colt'a verdim.
Dei-o ao Galo e ao Colt.
Ben de gidiyordum.
Eu estava de saída.
Ben de öyle.
Nem eu.
Ben de bilmiyorum.
Eu também não.
Bu arada, ben de seni kıskanıyorum.
Só para que saibas, também tenho ciúmes de ti.
Söyledikleri zaman ben de öyle düşündüm.
Eu pensei o mesmo quando me disseram.
Evet. Ben de gerçekten boşanacağımızı düşünmemiştim.
Bem, eu nunca pensei que nos divorciássemos.
Ben de seninle vakit geçirmekten hoşlanıyorum.
E eu também gosto de estar contigo.
Bir gece "Sıra bende." dedi, ben de "Hayır, bende." dedim, o da başparmaklarını bastırıp gözlerimi oymaya çalıştı.
Uma noite, ele disse que era a vez dele, eu disse que era a minha e ele cravou os polegares nos meus olhos para os tentar arrancar.
Ama patates püresi istemezdin, ben de iki porsiyon söylerdim çünkü yemek geldiğinde hep benimkinin yarısını yerdin.
Mas não querias o puré de batata, por isso, eu pedia a dobrar, porque quando vinha a comida, comias sempre metade do meu.
Evet, bu gece ben de seni düşünüyordum.
Sim, esta noite também estava a pensar em ti.
Ben de Mary'yi aradım.
Liguei à Mary.
Elemanın teki saçımla dalga geçti, ben de yumruğu bastım.
Um dos tipos gozou com o meu cabelo e dei-lhe um murro.
Ben de dedim ki " Çok komik.
E eu disse : " Que piada.
Aslında esrar içerken uyuyakalmıştım ama ben de lav lambasına bakıyordum.
Adormeci com um charro na mão, mas estava a olhar para um candeeiro de lava.
Ben de sigarayı bıraktığımda pelüş bebek toplamaya başlamıştım.
Quando deixei de fumar, comecei a colecionar Beanie Babies.
Şey, ben yorgunum.
Sabes, eu tenho... Estou de rastos.
Ben çiftlikte saklanabiliyordum ama Maggie barda sürekli bunları duymak zorunda kalıyordu.
Eu podia esconder-me na quinta, mas ela tinha de ouvir isso constantemente no bar.
Unutmadan vereyim, ben yokken yapılacaklar listesi.
Antes que me esqueça, toma a lista de tarefas enquanto eu estiver fora.
Ben şu diğer veterinerlere de bir bakayım.
Posso dar uma olhadela aos outros veterinários.
O seni, sen onu, ben ikinizi de seviyorum ve hepimiz turta seviyoruz.
Ela gosta de ti, tu gostas dela. Eu gosto das duas e gostamos de tarte.
Ben 007 yaptım.
Eu fiz a pose de 007.
- Ben müzisyenim de...
- Eu sou músico...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]