Bir oda перевод на португальский
4,319 параллельный перевод
Bize bir oda tuttum.
Reservei um quarto.
Resepsiyonist çok güzel bir oda olduğunu ve manzarası olduğunu söyledi.
O recepcionista disse ser bonito e que tem uma boa vista.
Sen de hizmetçi getirerek bir oda hazırlayacaksın.
Vá buscar uma empregada e preparar um quarto.
Sokağın karşısındaki otelden bir oda tutmuştu.
Ela reservou um quarto num hotel do outro lado da rua.
Bir oda bulup saklayın şunu.
Encontrem uma sala e escondam-no.
Panik ve yargı gücü iyi bir oda arkadaşı değillerdir.
Pânico e decisões não são bons amigos.
Herhalde 435 şişkin egoyla dolu bir oda denetim konusunda pek misafirperver olamaz.
Suponho que uma sala com 435 egos grandes não será o local mais agradável para supervisionar.
Olursa, bir oda dolusu FBI ajanının arasına dalmam gerekecek.
Se não ficar, vou entrar numa sala cheia de agentes do FBI.
Bir oda arkadaşım vardı. Tarih bölümünde okuyordu kız.
Tive uma colega de quarto, ela tinha uma história favorita.
7 gün 24 saat polislerin olduğu kapalı bir oda mı?
- Sim, claro. Uma sala fechada num sitio cheio de bófia 24 horas por dia...
Belki olayı çözene kadar başka bir oda bulmalıyız.
Devíamos ir para outro quarto enquanto resolvemos isto.
Parkın yanındaki boş bir evde cinayeti için bir oda bile bulmuş.
Encontrou uma sala para matar numa casa abandonada, perto do parque.
Aşağı yukarı naylon kaplı bir oda ve ölüm masasıyla, evet.
Depois de usar uma sala forrada a plástico e uma mesa de matança.
Zach, Fiesta Key'de bir oda kiralamış.
O Zach alugou um quarto em Fiesta Key.
Bu harika bir oda.
- Esta é uma sala fixe.
Daha iyi bir oda... -... ısıtması var.
O quarto foi melhorado e já tem aquecimento em todo o lado.
Bir caddede, Bir evde, Bir oda Beş kahraman
Numa rua, numa casa, numa sala de estar, cinco heróis seriam chamados.
Lazanyası dillere destandır ve aynı zamanda misafirhanesi var,.. ... idareten bir oda ayarlarız.
Ela faz uma lasanha espetacular e é dona de uma estalagem, portanto arranjamos-te um quarto, até encontrares uma casa.
Burada bekle, güvenli bir oda bulacağım.
Espera aqui, vou arranjar uma sala segura.
Kaplıcada bir gün, otelde bir oda, akşam yemeği...
Dia no spa, quarto no hotel, jantar...
Temizlemek için başka bir oda.
Esta é apenas mais uma sala para tu limpares.
Düşündüm de ortağımla ben bir oda istiyoruz.
Pensando melhor, eu e o meu parceiro queremos um quarto.
Aşağıda bir oda var.
Há um quarto lá em baixo.
Albümleri fotoğraflarla dolduracak bir oda yapmak benim için zevkti.
É um prazer dar-vos um quarto para encher o álbum de fotos.
Tanrı aşkına, bir oda tutun.
Por amor de Deus, vão para um quarto ( sala )!
Olağan bir oda servisi siparişi değil.
Não é habitual para o serviço de quartos.
Bana boş bir oda ve bir çift pense verin.
Dá-me uma sala vazia e um par de alicates.
Bir oda tut, Jackson adını kullan.
Reserva um quarto, usa o nome Jackson.
- O oda, bir kişiliktir.
Aquela cela é feita só para uma pessoa.
Anlaşmamız falan yok artık. Bir daha buradan oda ayırtamazsın.
Não vamos ter mais negócios um com o outro, e nunca mais vai reservar quartos.
Oda arkadaşlarımdan birisiyle alakalı bir şey.
É só uma coisa com os meus colegas de quarto.
O oda herhangi bir kablosuz sinyali geçirmemek üzere yalıtımlı yapılmış.
Aquela sala é um compartimento de informações. Construída para garantir que nenhum sinal sem fios, entre ou saia.
Yani diyorsun ki benimle ve eşcinsel oda arkadaşımla bunca zaman geçirmene rağmen izlediğimiz Say Yes to the Dress'teki gibi güzel bir düğünü olsun istemiyor musun?
Apesar de teres passado tanto tempo comigo e o meu amigo gay não achas que ele deva poder ter um casamento lindo como todos os que vimos em "Say Yes to the Dress"?
Arabadan parmak izlerini aldık, oda bir anlaşma yapmak istedi.
Encontramos as impressões digitais dele no carro. Ele quer fazer um acordo.
Oturmakta, oturmakta Kuzgun hiç kıpırdamadan Pallas'ın solgun büstünde hemen oda kapımın üstünde hayal kuran bir iblisin gözleriyle...
"E o corvo, sem se mover, " Ainda está poisado, ainda está poisado no pálido busto de Pallas " Por cima da porta do meu quarto
- Oda anahtarımın bir kopyası daha, lütfen.
- Outra cópia da minha chave, por favor. - Muito bem.
Sizden doğru bir şekilde alıntı yapmak gerekirse... "Yanlış oda, yanlış hasta, yanlış zaman, yanlış ameliyat."
'Sala errado, paciente errado, hora errada, procedimento errado.'
Bana Bay Kontos'a daha iyi bir oda verilmedi deme.
Kontos não pediu um quarto melhor.
Ayrıca, annesinin yogadan tanıdığı bir kadının kocası, Kevin Bacon'ın son filminde yiyecekleri getiren adamın oda arkadaşıyla üniversiteden tanışıyormuş.
Ouçam esta : a mãe dela conhece uma mulher do yoga cujo marido andou na faculdade com o colega de quarto de um tipo que tratou do catering do último filme com o Kevin Bacon.
Gizli duvar, gizli oda sen de bir şey bilmiyorsun, öyle mi?
Um painel escondido, uma sala secreta de que nada sabe?
Oda servisinden bir şeyler isteyebiliriz. Paralı televizyon servisi falan.
Talvez pedir serviço de quarto, um pay-per-view.
New York'ta yaşarken üst katımda bir adam yaşıyordu, ve yasal olarak bir taksi şirketinde çalışıyordu fakat bazen taksiyi oda arkadaşının sürmesine izin verirdi ve böylece 24 / 7 çalışabilirdi.
Quando morava em Nova Iorque, havia um sujeito que morava no andar de cima que trabalhava legalmente como taxista, mas, às vezes, deixava o colega de quarto conduzir para poderem trabalhar 24 horas.
Archer, Kuzey Korelilerin bir nükleer bomba almasını engellememiz gerekiyor oda servisi menüsündeki her bir ürünü sipariş etmemiz değil.
Archer, é suposto impedirmos os norte-coreanos comprar parte duma bomba nuclear, e não pedir todos os itens do menu do serviço de quartos.
Bir Koruyucunun kişisel odasına izinsiz girmiş gibi görünüyorsunuz ve burada gizli bir iç oda keşfetmişsiniz.
Parece que invadiu um quarto pessoal de uma Guardiã e descobriu um santuário escondido no interior.
Biz Brendan'nın oda kasasında bir cep telefonu bulduk? Bu konuda bir şey biliyor musunuz?
Encontramos um telemóvel no cofre do quarto do Brendan.
Evet, bir tür oda servisi.
Sim, era algum tipo um serviço de quartos.
Tanrı şahidim, bir anne ne zaman bir moron doğursa gelip oda beni buluyor
É mesmo parvo. Será que quando as mães dão à luz totós, fazem-no só para irritar-me?
Eee, oda arkadaşım benim ne dersin, bence bir şeylere içmeliyiz.
Então, colega. Devíamos beber.
Etki altına alma. İstenmeyen oda arkadaşına karşı bire bir etkilidir.
Hipnotiza, é o melhor repelente de colegas indesejadas.
Sen nasıl oluyor da 3. oda arkadaşımız olmasına bir şey demiyorsun?
Como é que aceitaste outra companheira de quarto?
Oda arkadaşımız öldü. Partide bir vampir vardı.
A nossa colega de quarto está morta e há um vampiro na festa.
bir oda istiyorum 30
odasında 65
oda mae 24
odada 25
odama 19
odamda 36
odaklan 47
odaklanın 19
odam 18
odama gel 18
odasında 65
oda mae 24
odada 25
odama 19
odamda 36
odaklan 47
odaklanın 19
odam 18
odama gel 18
odan 25
oda servisi 98
odana git 107
oda ne 16
odasında değil 16
oda servisi mi 22
odanız var mı 16
odamda olacağım 17
bir önemi yok 44
bir oyun 38
oda servisi 98
odana git 107
oda ne 16
odasında değil 16
oda servisi mi 22
odanız var mı 16
odamda olacağım 17
bir önemi yok 44
bir oyun 38