Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Biri vardı

Biri vardı перевод на португальский

1,723 параллельный перевод
Odasında biri vardı.
- Alguém ocupou o quarto dele.
Biri vardı... Adı Bobo'ydu, onu pek sevmezdim.
Havia um tipo... de quem ninguém gostava lá muito na choldra, o Bobo.
Rusya'da biri vardı.
Havia um gajo na Rússia.
Kapıyı çaldım, içeride biri vardı.
Bato à porta e ouço alguém lá dentro.
Çavuş Salcedo sorgulama tecrübesi az olan biriydi ancak sonuçta o da bir askerdi ve karşısında kadın olduğundan dolayı ona bakmayı reddeden biri vardı.
A Sargento Salcedo, que era uma interrogadora sem experiência, mas era ela que tomava a iniciativa, tinha um prisioneiro que não queria, olhá-la por ser mulher, que isso o frustava muito, então ela pegou-lhe,
- Ray's'de garip biri vardı.
- Um tipo no Ray's andava a assustar-nos.
Sahi mi? Çok parası varsa onu bekleyen biri vardır.
Se tinha dinheiro, devia ter alguém à espera dele.
Hoşlanacak başka biri vardır elbet!
Na próxima quem gostará?
Çünkü tıp fakültesinde Ian Hairrow diye biri vardı.
Porque fiz a faculdade de medicina com um Ian Hairrow.
Seni görmek isteyen biri vardı.
Havia uma pessoa que queria ver-te.
Kampüste peşinden ayrılmayan biri vardı.
Era um tipo que o seguia pela universidade.
Belki çıplak görmek istediğin biri vardır.
- Talvez queiras ver alguém nu.
Belki de bu işe daha uygun biri vardır.
Talvez haja aqui outro mais indicado para o lugar.
Basit hırsızlıklara karışan, genelde elmas işleriyle ilgilenen biri vardı.
Havia um ladrão local de pouca monta, que fazia fraudes, traficava diamantes.
Bir de benimle evlenip çocuk yapmak bana tek katlı bir ev almak ve penisi olmayışını telafi etmek için vibratörler almak isteyen biri vardı.
E havia um rapaz que queria casar-se comigo, ter filhos, comprar-me uma vivenda e vibradores para compensar aquilo que lhe faltava.
Burada biri vardı ve her şeyi biliyordu.
Há algo, sabes.
Fakat biri vardı, beni sırtımdan hançerleyen ikiyüzlü biri. Okulu ateşe veren kişi oydu.
Uma mosca morta, essa foi a que queimou a escola.
Bir zamanlar onlarla birlikte Fransız biri vardı.
Uma vez havia um francês no meio deles.
İlişkimizde bencil olan biri vardıysa O da Cole'dur.
Se houve uma pessoa egoísta no nosso relacionamento, foi o Cole.
Öyle biri vardı.
Havia um tipo.
Ve gerçek şu ki ; onunla bir ilişkiyi sürdürmek için çok çaba harcayan ve doktorluk stajında çektiği sıkıntıların dışında başka bir şeyi temsil eden biri vardı ve onun, bu fırsatı reddetmesi çok zordu.
E o fato que havia alguém presente que estava fazendo um grande esforço para manter um relacionamento com ele e representou uma outra coisa além da miséria Parecia que o seu estágio foi Foi duro para ele passar para cima.
Orada küçük bir ışığı olan bir masada oturan hiç beklemediğimiz biri vardı.
Estava ali alguém que não estávamos à espera. sentado a uma mesa com um candeeiro.
Sadece biri vardı.
Tinha apenas um deles.
Umarım elinizde böyle biri vardır?
Se tiveres alguém à mão...
Biri vardı.
Havia um homem.
Bir süre için başka biri vardı.
Há outra pessoa... já à algum tempo...
Ağabeyinin intiharından bahseden biri vardı.
Houve um tipo que falou no suicídio do irmão.
Yatağın altında biri vardı! Yemin ederim ki vardı!
Havia alguém debaixo de minha cama, juro-te.
Belki benden daha fazla bilgili biri vardır.
Talvez haja alguém com mais conhecimentos do que eu.
İsrail'deki Benei Beraq şehrinde, Chaim Pearl adında, şehrin kurucularından biri olan büyük büyük dedemin adı verilmiş bir cadde vardır.
Na cidade de Benei Beraq, em Israel, há uma rua chamada Chaim Pearl Street, que foi nomeada segundo o meu bisavô, que foi um dos fundadores da cidade.
Her çocuğa atanmış bir kedi vardır ve her biri gece boyunca uyanık kalırlar. Ve miyavlayarak çocukların uyumasına yardımcı olurlar.
Cada gato toma conta de uma criança durante a noite e põe-na a dormir com os seus miaus.
Sanırım benim tipim biri olduğun sonucuna vardım.
Acho ter chegado à conclusão que você é o meu tipo de pessoa.
Tamam, tamam da tartıştıkları zaman bunları sakinleştirmeye çalışan biri daha vardı.
Sim, sim, mas quando ficaram lixados, houve mais um tipo que os tentou acalmar.
O esnada, bir grup yüksek rütbeli Alman'dan bir şahit raporunuz vardı. Bunlardan biri de, Waffen SS Komutan Generali Juttner'di.
Temos uma testemunha, que na altura, pertencia a um grupo de oficiais alemães, ao qual o Comandante geral das Waffen-SS, Juttner, também pertencia.
Buradan da senin detayları önemsemeyen biri olduğun sonucuna vardım.
Extrapolei que é uma pessoa para quem os pormenores não importam.
Senin gibi inançlı olan biri daha vardı. Annem.
Vou dizer-te quem mais tinha fé assim : a mãe.
Yine de hoş bir arabası vardı... Çatlak biri için.
Ele até tem um bom carro para um maluco.
Orada başka biri daha mı vardı?
Estava lá mais alguém?
Ufak sorunlar her yerde vardır, canım. Buranın eğlenceli yanlarından biri de bu.
Será pouco sofisticado, sim, mas o divertido do colégio está nisso mesmo.
Şey, durum hakkında çalışırken rahatsız edici bir sonuca vardım, kesin değil ama büyünün oluşumu ve gelişmesine bakarak, büyük ihtimalle büyüyü içeriden biri yapmış.
Bem, tenho estado a pesquisar e cheguei a uma conclusão muito perturbadora, embora não esteja certo da natureza exacta da limitação do feitiço, posso dizer-te sem margem para dúvidas... que foi lançada daqui de dentro.
Burda biri mi vardı?
Passou aqui alguém?
Bak, Lana'nın senin arkadaşın olduğunu biliyorum ve onun ikili oynayan, sırttan bıçaklayan biri olduğunu düşünmek istemiyorsun, ama belki de sana güvenemeyeceği bir sırrı vardı.
Eu sei que a Lana é tua amiga e que não queres imaginar que ela possa ser uma traidora e mentirosa, mas... mas talvez ela tivesse algo que não te pudesse confiar.
Belki bu politik saçmalıklarınıza inanan birileri vardır ama ben onlardan biri değilim.
- Diga-lhes isso. Conseguiu que alguns acreditassem nessa política da treta, mas eu não.
Yine de, cinayet esnasında, olay mahalinde başka biri daha vardı.
Contudo, no momento da morte, havia mais alguém no local.
Geçen gece bir kızı kurtardım. Ve sonunda senin gibi biri olmanın tadına vardım. Bir kahraman olmanın.
Na outra noite, salvei uma rapariga, e finalmente soube como era ser como tu... ser um herói.
Başka biri daha vardı.
Um tipo diferente?
Dün, yolda kendinden geçmiş biri hakkında bir çağrı aldık, ve benim ambulansım olay yerine ilk önce vardı.
Ontem, recebemos uma chamada sobre um tipo que desmaiou na rua, e a minha ambulância foi a primeira a chegar ao local.
Biri daha vardı.
Havia outra.
Eskiden 50 Tanrı'sı olan halklar vardı. Biri mısırın büyümesi, biri nehrin yükselmesi için ve dahası.
No passado uma nação podia ter cerca de 50 deuses, um para fazer crescer o milho ;
Bazen bulutların iki tarafı vardır. Biri karanlık diğeri aydınlık, ve aralarında da gümüş bir astar.
Às vezes as nuvens têm dois lados, um lado mau e um lado bom e um contorno prateado entre eles.
- Orada biri mi vardı?
- Havia alguém aí?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]