Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Birşeyi yok

Birşeyi yok перевод на португальский

101 параллельный перевод
Henüz birşeyi yok, bence birşeyi de olmaz.
- Não o treinei e acho que não consigo.
Pekala, Senor Gomez'e eğer bir takas yapacaksa görmesi gereken adamın ben olduğunu söyle çünkü Simon'ın takas edecek birşeyi yok.
- Oh. Diga ao senhor Gomes... que se quer fazer negócios, tem que me vir ver porque... o Simon não tem nada para trocar.
Ciddi birşeyi yok.
Ele não ficou muito ferido.
- Birşeyi yok.
- É boa pessoa.
Oh, henüz birşeyi yok.
Oh, nada ainda, nada ainda.
Onun da birşeyi yok mu?
- E ele, não tem nada?
- Biraz öksürüyor sadece birşeyi yok.
- Está um pouco constipado.
- Birşeyi yok.
- Ele está bem. - Óptimo.
- Bakın, birşeyi yok. Bakın!
- Ele está bem.
Bu yüzden... " "... Amerika'daki değerli birşeyi yok etmemiz lazım. "
Temos de destruir algo honroso nos EUA.
Anlaşılan o ki onun Takeda klanı için yapacak birşeyi yok.
Se pensares um pouco, porque deveria ele preocupar-se com o clã Takeda?
Yanlış! Değeri kalıcı olan birşeyi yok edemezsin.
Não podes destruir o que for inerentemente valioso.
Sadece bilmenizi istedim ki Josh iyi, birşeyi yok yani.
Queria que soubesse que o Josh está bom. Está bom e assim.
Çünkü söyleyecek birşeyi yok.
Ele não tem muito que dizer, Charlie.
Birşeyi yok.
Não fiques assim.
Birşeyi yok.
Ela está bem.
Yüzüne giren şişe kırıkları ve eziklerden başka birşeyi yok.
A maioria é garrafas na cara e tomates magoados.
Birşeyi yok.
Não aconteceu nada.
Hiç birşeyi yok.
Ele não tem nada.
Kızın birşeyi yok.
Ela está bem.
- Susan, birşeyi yok.
- Susan, ela está bem.
Ama be Ly size rakip değil. İyi bir adama göre birşeyi yok.
Mas Bay Ly não tem nada que um homem decente queira.
Birşeyi yok.
- Nada, porquê?
Harflerin birşeyi yok.
As letras estão boas.
- Bana göre birşeyi yok.
- Sabe-me a cerveja. - Yah, a mim também.
Bunun klima gibi birşeyi yok mu?
Isto não tem ar condicionado?
Birşeyi yok.
Ele fica bem.
- Birşeyi yok.
Ele vai ficar bem.
Onun dışında ciddi birşeyi yok.
Reparámos o dano arterial. Para além disso, só tem nódoas negras.
Birşeyi yok.
Ele está bem.
Kardeşinin birşeyi yok
O teu irmão está bem
Duvarkağıdının birşeyi yok. Aynısını istiyorum!
- O papel de parede é perfeito.
- Nasıl gidiyor? - Önemli birşeyi yok, yakında düzelir.
- Como ele está?
- Boyununun birşeyi yok.
O teu pescoço está óptimo.
- Size söyleyecek birşeyi yok.
- Ele não tem nada para lhe dizer.
Benim hayatımı mahvetmekten başka yapacak daha iyi birşeyi yok mu?
Ela não tem nada melhor a fazer do que arruinar minha vida?
İyi olacak, kızın birşeyi yok.
Ela tem de estar bem.
Şimdilik birşeyi yok, ama şoku atlatana kadar bekleyelim.
Agora só nos resta esperar até passar o choque.
Onunda arz edeceği hiç birşeyi yok.
- Também não teve nada a dizer.
Yalnız birşeyi belirteyim. O işte çok iyi para yok.
Mas deixa que te diga que o trabalho dele não compensa.
Fazla eşyası yok ama onun hoşunuza giden birşeyi varsa, memnun oluruz ve eminim o da isterdi.
Ela não tinha grande coisa, mas teríamos todo o prazer... e creio que ela também teria em que ficasse com alguma coisa dela de que gostasse.
Hiç birşeyi unuttuğum yok.
Não esqueci nada.
Birşeyi yok!
Está tudo bem!
Birşeyi yok.
Está bem.
Polly'nin önemli birşeyi unutacağından endişe etmene gerek yok.
Foi o que me pareceu. Não te preocupes. A Polly nunca se esquece de algo importante.
Alamayacaksın, çünkü yapmadığım birşeyi söylemeye niyetim yok. Yalan olan birşeyi!
Não vai consegui-lo, porque não vou dizer uma coisa que não fiz, uma coisa que é uma maldita mentira!
Eva Braun'un, Hitler'in sevgilisi olmasından başka birşeyi hakkında bilgimiz yok.
Só que ela era a namorada do Hitler.
Zaten ölü olduğuna göre, kaybedecek birşeyi de yok.
Se ele já está morto, não tem nada a perder.
Böyle birşeyi yapmam, General Hammond. Sorun yok.
Nunca faria uma coisa dessas, General Hammond.
- Onun birşeyi yok.
- Ela não está doente.
Yok birşeyi.
Não é nada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]