Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Bu adamlar

Bu adamlar перевод на португальский

9,546 параллельный перевод
Ne düşünüyorsun? Bu adamların kullandığı bir çeşit kod falan mı var?
Então acha que estes tipos usam um código?
Uygun olmadığını biliyorum ama bu adamlar terör ortamlarında popülerler ve Peru uyuşturucu parasına sahipler.
Não é ideal, mas eles têm credibilidade por terrorismo e dinheiro do tráfico peruano.
Olacak. Ama ön ödeme olarak bu adamların ölmesini istiyor.
E vai, mas quer os homens mortos como pagamento.
Kötü bir iş için biri gerekiyorsa bu adamları ararsın.
Se precisar alguém para um trabalho, sujo, é a eles que deve ligar.
Bay Anderson, bu adamlar her pazar eğlenceniz uğruna çok tehlikeli bir oyun oynuyor.
Eles jogam no duro para nosso entretenimento todos os domingos.
Burada, bu adamlar pazarlık masasında birbirine girmesin diye bulunuyorum.
Vim para impedir conflitos, e fazê-los negociar.
Ne güzel. Şu anda bize lazım olan bu adamları yeşil perdenin önüne oturtmak ve burada değil de memleketlerindeymiş gibi görünmelerini sağlamak.
Óptimo, vamos colocá-los na frente dos ecrãs verdes para que pareçam estar nos seus países e não aqui.
Bu adamların bu alandan haber uçurmasına engel olmak zorundayız.
Temos de evitar que estes tipos se comuniquem com o mundo lá fora.
Evrensel surat ifadeleri dilden çok daha baskındır ama bu adamlar siyasetçi, hepsi eğitimli birer yalancı.
É uma linguagem universal. Mas são políticos, mentirosos treinados.
Evi aramaları bittikten sonra bu adamları Google'da aradım.
Depois de eles saírem, procurei-os no Google.
Bu adamları tanıyorum. Onlarla oynuyordum.
Conheço estes tipos, joguei com eles.
Bu adamları tanımıyorum.
Não conheço estes homens.
Bu son parçayı da kurmanızı ve artık o göleti kurutmanızı istiyorum. Bitirin şu işi yoksa bu adamlar iş için başkalarını aramaya başlayacak.
Coloquem esta última secção, drenem o lago e terminem o trabalho, ou eles vão procurar outra equipa.
Peki bu adamların yüzleri vücutlarına oranla asıl duruyor?
E como são os rostos e os corpos desses homens?
Bu adamları o seçti ve şimdi bu yüzden biri öldü.
Ela escolheu estes tipos, e agora um deles está morto por causa disso.
Narkotik ve bakanlık bu adamları incelemiştir.
O DEA e o DOD tinham de ter vetado estes tipos.
Bu adamlar elk, mus ve geyik enstitüsünden.
Estes homens são do Instituto Cervídeo dos Alces, Veados e Cervos.
Kitabındaki bu adamlar sana zorla mı sahip oldu?
Os homens nesse livro, eles violentaram-na?
Tamam yani bu adamları kitaptan çıkarmanın tek yolu üç milyon...
Então, a única maneira de pagar 3 milhões de dólares à Sue, é se todos os homens do livro contribuírem.
Bu adamları tanıyor musun?
Tu estás bem! Conheces estes homens?
- Bu adamlar gelecek ve seni alacaklar.
- Esses homens vêm apanhar-te.
Tedavi gerçekse bu adamların sizden istedikleri ne?
Se a cura é real, o que é que estas pessoas têm contra vós?
Bu adamlar virüse doğal bağışıklığı olanlar.
Eles são um culto, naturalmente imunes ao vírus.
Bakın, bu adamların elinde çok güçlü silahlar var.
Estes tipos têm algumas armas bastante pesadas.
Tek kullanımlık portatif kültürümüz yüzünden bir bakıma mağdur olanlar bu adamlar.
Pois estes tipos também não são vítimas, de certa maneira, da nossa cultura temporária e descartável?
Bu adamları sen mi öldürdün?
São todos homens que mataste?
Bu adamlar sayılara ve sonuçlarına inanıyor.
Sabes, estes tipos, eles... Eles acreditam em números. E nos seus resultados.
Evet. Breaden bu adamların kötü olduğunu söyledi.
A Braeden disse que estes tipos eram maus.
Söylemezsem olmaz millet bu adamlar işlerini gerçekten ciddiye alıyor.
E tenho que falar, amigos. Estes gajos levam os trabalhos deles, muito, muito a sério.
Neden bu adamlar eve piton getiriyor?
Porque esses homens trouxeram uma cobra para a casa?
- Bu adamların peşinde olduğunu düşünsene.
Imagina ter estes tipos atrás de ti.
Bu adamlar dört değişik eczaneden ilaç çalıyor.
Estes tipos estão a trabalhar com o "stock" de 4 farmácias diferentes.
Bu adamlar özel ordumun askerleri, Lady Kenna.
Estess homens fazem parte do meu exército privado, D. Kenna.
Bu nasıl olabilir? Adamlarınız sürekli onu izliyordu.
Como é que é possível?
Britanya Ticaret Kurulu'nun ziyaretçi Britanyalı iş adamlarına verdiği broşür, yardımcı olmaya çalışıyor ama işte bu Arap zamanı hakkında anlattığı, ve bu sadece biri.
A Junta Britânica do Comércio, no folheto que oferece aos empresários britânicos visitando, tenta ser útil, mas isto é o que diz sobre o tempo árabe, e isto é só um deles.
Tüm bu adamları görüyormusunuz?
Vêm todos estes homens?
Bu iddia, savaş ağalarının adamlarının oy sandıklarını yüzlerce sahte oy pusulasıyla doldurur göründükleri videolarla desteklenmişti.
Isto foi sustentado com videos que pareciam mostrar os seguidores dos senhores da guerra a encher os boletins de voto com centenas de falsos papeis de voto.
Dinle beni Kalay Adam, bu uyumsuz kötü adamlar şeyi benim tarzım değil.
Ouve, cara de lata, esta cena de maus da fita não é o meu estilo.
Şu kadarını biliyoruz. Bu alt düzey adamlar gelirlerini arttırmak için serbest iş yaparlar.
Este pessoal faz trabalho freelance para pagar as contas.
Senden etkilenme sebebimin yüzünün simetrisi olduğuna inanmaya başladım ki bu da mağara adamlarından gelen körelmiş bir davranış.
Acredito que a minha atracção por ti é baseada na simetria do teu rosto, que é um vestígio dos homens das cavernas.
Bu bilim adamlarımızdan biri tarafından kaydedilen bir görüntü.
Esta é uma gravação feita por um dos nossos cientistas.
Bu adamlar düzenli sayılırlardı ama buradaki halkın büyük bölümünü böyleleri oluşturuyor. - Ajanlar Rahibe Mathias sosyal hizmetler sorumlumuz. - Peder?
- Padre?
Hepsinin eski kampanyalarına olan katkılarını inceledim ve... - Umarım bütün bu zengin adamlar Carolyn'nın saf su projesi için bolca para vermek için hazırdırlar. -... tarafımıza çekmeye değer.
Tenho analisado todas as suas contribuições para campanhas passadas e as suas fortunas.
- Bu sayede adamlarımızı bulacağız.
Isso vai permitir-nos encontrá-los.
Bu adamların yüzüklerindeki elmaslar bile gerçekmiş.
Sabiam que os irmãos da fraternidade tem diamantes verdadeiros nos anéis?
Ataları, İngiliz istenmeyen adamlarının sırtından onları sözleşmeli köleliğe zorlayarak servet elde etti nesilden nesile aktarılan ve bugün de devam eden bir gelenek bu.
Os antepassados enriqueceram à custa dos indesejados britânicos, forçando-os a décadas de servidão. Uma tradição que foi passada de geração em geração e que se mantém hoje em dia.
Bence kimsenin Kamal'ın bulamamasının sebebi bu sabah bir arkadaşını öldürüp diğerini kaçıran adamların saldırısına uğraması.
Acho que a razão de não o encontrar-mos é porque foi atacado pelo mesmo homem que levou o amigo e matou o outro.
Bu sabah adamların birini infaz etti ve onlardan görgü tanığı çocuğu öldürmelerini istedin.
Os seus homens executaram alguém esta manhã, e, depois, mandou matar o miúdo que testemunhou tudo.
Adamların bu on yıldan araçları var ; yarı otomatik silahları saymıyorum bile.
Eles têm carros desta década, sem mencionar as armas semiautomáticas.
Bu sayede Wrangler kot reklâmlarında oynayan adamların hangilerinin karılarını dövdüğünü bilebiliyorum.
É assim que consigo ver sempre que tipos nos anúncios da Wrangler Jeans batem nas mulheres. Todos.
Bu olduğu sırada C-4 satışı yapılmış ve adamları tutuklamışlardı.
Tinham acabado de completar uma venda de C4 e estavam a prender os homens quando isto aconteceu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]