Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ D ] / Diyorduk

Diyorduk перевод на португальский

489 параллельный перевод
- Acaba diyorduk...
- Estávamos a discutir se...
Ne diyorduk?
Estávamos a falar do quê?
Biz de karımla senden bahsediyorduk. Ne oldu acaba diyorduk. Merhaba.
Uma noite destas falava com a minha mulher e perguntávamo-nos que seria feito dela.
Konuşsak diyorduk, sizce...
- Nao deviamos discutir...
Tam da "Bayan McKay'e ne oldu" diyorduk ki, işte geldiniz.
Estávamos falando justamente o que teria acontecido com a senhorita. E aqui está.
Neydi, Ona ne diyorduk, Jake?
O que tentávamos dizer, Jake? Havia uma coisa que costumávamos dizer...
Onlara "koruyucularımız" diyorduk.
Nós os chamamos de "nossos protetores".
Kürdan Charlie nedeniyle kalbi kırılmıştır diyorduk.
Achámos que estavas abalado por causa do Charlie Palito.
Hayır, biz Corleone ailesi diyorduk, senatör.
Chamávamos-lhe a Família Corleone, Senador. - Chamávamos-lhe a Família.
Ne diyorduk? Oh, evet.
Mas que estavas a dizer?
- Ne diyorduk?
- Sobre o que estávamos conversando?
Arabanızı ödünç alabiliriz diyorduk.
Pensámos pedir-vos o carro emprestado.
Aldırış etmedik. "İstediğimiz zaman çıkarız." diyorduk. Biliyorduk ki onlar içeri giremezler.
Dizíamos :'Que se dane.'Sabíamos que não conseguiam entrar.
Onlara "göbekli tümen" diyorduk. Çünkü hepsi benim yaşlarımdaydı ve formlarına pek dikkat etmiyorlardı.
Chamávamos-lhes a "Divisão da Barriga", porque tinham todos a minha idade e problemas de barriga.
Ateş etmeye devam ederek nişan alıp "Bağır bakalım dostum, hadi bakalım." diyorduk.
Cessávamos fogo, apontávamos e dizíamos : " Continua a gritar!
Hayır, biz Corleone ailesi diyorduk, senatör.
Não. Chamávamos-lhe a Família Corleone, Senador.
- Canavar diyorduk.
- Sobre o monstro...
Durun, ne diyorduk?
Espere, onde é que ficamos?
Hükümet Raporuna "Şeffaf Hükümet" diyorduk.
Mas não íamos chamar ao informe "Governo Aberto"?
Cepheyi yarıp geçeriz diyorduk, ama Lahanacılar yeniden toplanıp, karşı taarruza geçtiler. ... ve bizi Fransa'ya geri püskürttüler.
Tínhamo-los empurrado, mas eles juntaram-se e contra-atacaram e empurraram-nos para a França.
Az bir zorlamayla işleri biter diyorduk ama kuşatmamız 20 gündür devam ediyor.
Pensamos que um empurrão o faria, mas aguentaram durante 20 dias.
Buna ne diyorduk, Desmond?
O que se chama a isso?
Ne diyorduk?
Onde estavam vocês?
Ona Straffer Jack diyorduk.
Chamávamos-lhe Jack, o Bombardeiro.
Ne diyorduk?
De que estávamos a falar?
Senle, Miriam'la ve... Bosco ile kalırız diyorduk. — Bagel mı?
Íamos ficar contigo e com a Miriam e com... o Bosco.
Biz ona "masanın üstündeki çalan plastik şey" diyorduk.
Nós chamavamos-lhes : "Coisas de plástico na recepção que tocam".
Ne diyorduk?
Que dizia?
Ne diyorduk...
Bom, deixa-me dizer-te...
Saksı diyorduk.
Os vasos?
Onlara ne diyorduk?
Como é que lhes chamámos?
Böyle harika bir ilişkimiz var " diyorduk.
Temos esta relação tão maravilhosa. "
Bir daha onu görmeyiz diyorduk ama şansımıza ya da şanssızlığımıza... yarım saat önce aradı.
Não esperávamos vê-lo de novo, mas, felizmente... ou infelizmente, ele ligou há meia hora
Kendimize Günahkârlar diyorduk.
Tínhamos um nome, "Os Pecadores". Nós éramos muito duros.
Ne diyorduk?
Como vamos?
- Şimdiye Bixby'e varmışsınızdır diyorduk.
- Julguei que já estavam em Bixby.
Henüz oradan çıkamamıştık ve "Of, bugün ne yapabiliriz?" diyorduk.
o que podemos fazer hoje?
Biz de "sen yaklaş Francis, sen yaklaş." diyorduk.
apoxime-se você.
Knife River'da biraz çalarız diyorduk, ama kamyonetimizin lastiği patladı.
Tínhamos um concerto em Knife River, mas um dos pneus da carrinha furou.
Her neyse, ne diyorduk?
Do que estávamos a conversar?
- Ona ne diyorduk?
- Que dizemos?
Mario'ya kaçık olduğu için kaçık diyorduk.
O Mário recebeu porque era simplesmente louco.
Ona "G" diyorduk.
E aê, Caine ; Locster, nego?
Her seferinde "seneye" diyorduk.
Fomos adiando sempre.
Ne diyorduk?
Estavas a dizer?
-... ne diyorduk hayırsever daraltmalar.
-... sobre as suas contribuições para caridade.
Kendimize detektif diyorduk.
Éramos detectives.
Onlara beyefendiler (! ) diyorduk.
Chamávamos-lhes'cavalheiros'.
Thomas ve ben diyorduk ki...
Thomas é um tipo decente.
Ne diyorduk...
Nina Martiushek.
Yemeğe gideriz diyorduk.
Bem, nós pensamos levá-los a almoçar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]