En iyi arkadaşım перевод на португальский
2,459 параллельный перевод
En iyi arkadaşımı kaybetmiş gibi hissettim.
Eu senti-me como se tivesse perdido a minha melhor amiga.
İşte o zaman kahramanım ve en iyi arkadaşım oldu.
Foi quando ele se tornou o meu herói, o meu melhor amigo.
En iyi arkadaşım.
Melhor amigo.
Neden karımın beni en iyi arkadaşım ile aldatması yüzünden cezalandırılan ben oluyorum?
Porque haveria de ser punido... porque a minha esposa e o melhor amigo tinham um caso?
En iyi arkadaşımı klas bir şekilde uğurlamak için 300 papel.
300 dólares por hora para uma despedida com estilo.
En iyi arkadaşıma aşık olduğum için şanslıyım
Sortudo pois estou apaixonado Pelo meu melhor amigo
En iyi arkadaşıma aşık olduğum için şanslıyım
Sou sortudo pois estou apaixonado Pelo meu melhor amigo
Ama en iyi arkadaşımı da tanıyorum Ted Mosby.
Mas também conheço o meu melhor amigo, Ted Mosby.
Cristina hala benim en iyi arkadaşım.
A Cristina ainda é a minha melhor amiga.
Çocukluğumdaki en iyi arkadaşım ki kendisi Los Angeles'a geliyor.
A minha melhor amiga de infância, que está a visitar Los Angeles.
Kız arkadaşın benim en iyi arkadaşım.
E ela é minha amiga.
Muhtemelen birçok kişi, ama en iyi arkadaşım değil.
Muita gente. Mas não a minha melhor amiga.
Biliyor musun, Dan'ı ve Nate'i öptüğümü ya da Blair'i kızdırdığımı hatırlamıyor olabilirim ama biliyor musun, bu benim bir gecede iki erkekle beraber olduğum ya da en iyi arkadaşıma ihanet ettiğim ilk gece olmazdı.
Posso não me lembrar de beijar o Dan ou passar pela Blair... Esta não seria a primeira vez que estive com dois rapazes numa noite, ou que traí a minha melhor amiga.
Elena benim en iyi arkadaşım, seni sevdiği için de senin ya da Damon'ın o yangında ölmenize izin veremezdim.
A Elena é a minha melhor amiga. E como ela te ama, não podia deixar-vos morrer no incêndio, a ti e ao Damon.
En iyi arkadaşım bir cadı. Erkek arkadaşım bir vampir ve hepimizi yok etmeye kararlı bir benzerim var.
A minha melhor amiga é uma bruxa, o meu namorado é um vampiro, e eu tenho uma sósia que está determinada a destruir-nos a todos.
Ama en iyi arkadaşımı kaçıramazdım ya.
Mas não podia propriamente raptar a minha melhor amiga.
En iyi arkadaşım Lexi'yi.
A minha melhor amiga, a Lexi.
Kendisi aynı zamanda en iyi arkadaşım olduğundan kişisel anlamda olan endişem daha fazla.
Também é o meu melhor amigo, estou preocupado a nível pessoal.
Barbara bu kız en iyi arkadaşımın sonunu getirdi.
- Barbara. Esta miúda desgraçou o meu melhor amigo.
Sadece müşterim değil, aynı zamanda beş yaşından beri en iyi arkadaşım.
Não é apenas meu cliente, é meu melhor amigo desde os cinco anos.
Şimdiyse o... o masada yatıyor, ve en iyi arkadaşımın elleri onun göğsünün içinde.
Agora que, por fim, percebo isso... Ele está deitado naquela mesa e as mãos da minha melhor amiga estão dentro do peito dele.
Doug'ın en iyi arkadaşım olduğunu sanıyordum.
Pensei mesmo que o Doug fosse o meu melhor amigo.
Birisiyle çok kötü bir biçimde ayrıldım, aslını istersen en iyi arkadaşımla.
Tive um mau final de relação, com alguém, na verdade, a minha melhor amiga.
En iyi arkadaşım.
A minha melhor amiga.
Adam benim en iyi arkadaşım ve kızını yeni kaybetti.
O homem é o meu melhor amigo e acaba de perder a filha.
Hemen dönerim, hayat boyu en iyi arkadaşım.
- Já volto, amigo. - "Risos".
En iyi erkek arkadaşım değil her zaman en iyi arkadaşımsın.
Não o meu melhor amigo rapaz... És o meu melhor amigo, ponto final.
Biliyorsun hastalarım hakkında konuşamam. En iyi arkadaşım olsalar bile mi?
Mesmo sendo a minha melhor amiga?
Çünkü en iyi arkadaşımı benden başka kimse öldüremez.
Porque ninguém mata minha melhor amiga, excepto eu.
Radon, bu da en iyi arkadaşım Sammy.
Radon, este é meu amigo Sammy.
Dünyadaki en iyi arkadaşım.
Melhor amigo do mundo.
Chuck en iyi arkadaşım ve ben bilgisayar başında oturmaktan fazlasını yapacağım.
Não, escuta, o Chuck é o meu melhor amigo, e quero fazer mais do que sentar-me atrás de um computador a tentar encontrá-lo.
En iyi arkadaşım olduğunu zannediyordum.
Não acredito em ti. Era suposto seres a minha melhor amiga.
- Babam benim en iyi arkadaşım. - Aaa! - Aaa!
O meu pai é o meu melhor amigo.
Lisedeki en iyi arkadaşım, Avustralya'ya gitmişti galiba Canberra'ydı ve Amerika'daki evinin iki sokak ötesinde oturan bir çocukla tanışmıştı.
A minha melhor amiga do secundário, foi à Austrália. Camberra acho eu, e conheceu um tipo. Que morava a 600 metros dela aqui na América.
o benim en iyi arkadaşım ve sen bana emir vermezsin ve itaat etmemi bekleyemezsin
Ele é o meu melhor amigo. Não podes dar-me ordens e esperares que eu obedeça.
En iyi arkadaşıma yolladım.
Enviar para o meu melhor amigo.
En iyi arkadaşımı bana ihtiyacı olduğu anda yüzüstü bırakacak kadar çok istiyorum.
Tanto que abandonei a minha melhor amiga quando ela precisava de mim.
Seni kardeşimin en iyi arkadaşıyla yakaladım ve sırrını sakladım.
Estás a falar comigo.
En iyi arkadaşını tanımadın mı?
Não reconheces o teu melhor amigo?
En iyi arkadaş değiliz, tamam mı?
Nós não somos melhores amigas, certo?
En iyi arkadaşını çalarım diye korkuyorsun o zaman?
- Tens medo que te roube o amigo?
Ben O'nun arkadaşıyım! Şu an, onun, en iyi arkadaşıyım!
Sou o melhor que ele tem agora.
İyi, onunla konuşurum ve Bay Donaghy bunu anlayacaktır, çünkü o benim dünyadaki en iyi arkadaşım.
Tudo bem. Eu falo com ele.
En iyi arkadaşınmış gibi davranacağım ama Rick'e dokunursan seni keserim.
Vou fingir que sou a tua melhor amiga. Mas se tocares no Rick, mato-te.
Çevirmeli ağdan bu yana senin en iyi arkadaşınım. Beni sesli mesaja yönlendiremezsin, sik kafa.
Fui o teu melhor amigo desde a internet discada.
- Yeni en iyi arkadaşından mı bahsediyorsun?
- Está a falar da tua nova grande amiga?
Bunun gerçekten de onlara ve arkadaşına yardım etmenin en iyi yolu olduğunu mu düşünüyorsun?
- Acha que é o melhor modo de ajudar tuas amigas. Teu parceiro?
En iyi arkadaşım.
É a minha melhor amiga.
7 yaşımızdan beri birbirimizin en iyi arkadaşıyız Lux.
Somos melhores amigas desde os 7 anos, Lux, e nada pode mudar isso.
Film yapımcısı olarak ve en iyi arkadaşın olarak Alfred Hitchcock'un Birds filminde yaptığı şeyin aynısını bekâretine yapacağım.
Como realizador e teu melhor amigo, vou tratar a tua virgindade como Alfred Hitchcock tratou os Pássaros.