Hükümdarım перевод на португальский
206 параллельный перевод
Tahıl karşılığında ; ki elimizde hiç tahılımız yok hükümdarım size 500 küp gümüş gönderdi.
Em vez dos grãos de trigo, dos quais não temos nenhum, meu senhor lhe envia 500 pesos de prata.
Arkadaşım ve hükümdarımla gömülmek için yemin ettim.
Jurei ser enterrado Com meu amigo e regente.
Bu doğru, ulu hükümdarımız.
Certo, nobre príncipe.
"Bu doğru, ulu hükümdarımız." mış.
Em verdade, nobre Príncipe.
Ulu hükümdarım, sadakatimden şüphe etmeniz için hiçbir neden yok.
Poderoso soberano, não há motivos para duvidar da minha amizade.
Ulu hükümdarım, aldığım güvenilir haberlere göre, şu anda Devonshire'da Sir William Courtney'le ağabeyi, o kurumlu rahip, Exeter Piskoposu, çok sayıda adam toplayıp ayaklanmışlar.
Mui poderoso soberano. No condado de Devon, segundo me advertem meus amigos, Sir Eduardo Courtney e o altivo prelado, o bispo de Exeter, com muitos mais confederados, se puseram em armas!
İyi bir strateji, yiğit hükümdarımız.
Boas ordens, soberano guerreiro.
Geçmiş yıllarda, fena bunaldığımız zaman bir kralın, saman arabasıyla çıkıp geleceği bize yardım edeceği ve hükümdarımız olacağı söylenmişti.
Há muitos anos, quando fomos dominados... dizia-se que um rei chegaria numa carroça... nos ajudaria e nos governaria.
"Hükümdarımız İmparator Aleksander Pavloviç'i"
Fortaleça o espírito do nosso soberano...
Ama, hükümdarımın ve ülkemin bana verdiği güç ile geri çekilme emrini veriyorum.
Mas eu, com a autoridade concedida a mim pelo soberano e pela nação... ordeno que batam em retirada.
Hükümdarımız Ivan Vasilyeviç, çar ve tüm Rusya'nın büyük dükü, Koliçev ailesinden bu boyarları, hain olarak ilan etti.
"O czar de todas as Rússias, Ivã Vasilievich, " julgou seus boiardos traidores : "Kolychev" Sábio "
Büyük hükümdarımız, sana bir bardak şarap ikram ediyor.
O soberano envia-te um copo de vinho jovem
Dahası, büyük hükümdarımız, kuzeni Vladimir Andrayeviç'i, kendi sofrasına davet ediyor.
e convida o seu primo, Vladimir Andreievich ao festim do czar.
Hükümdarımı tanıtmama izin verin efendim, Majesteleri, Sabâ Kraliçesi.
Sua majestade real, a rainha de Sabá.
Valencia'yı... yüce hükümdarım Alfonso'nun adına alıyorum! Leon ve Asturias kentleri, Kastilya kralı, Sagunto ve Almenara,
Eu tomei Valência em nome de meu soberano, o rei Alfonso da Castela, Leão e Astúrias, do Sagunto e Almenara, do Castrejón e Alcântara.
Hükümdarımızın da buna benzer korkuları var Barones.
A nossa lmperatriz tem os mesmos receios, Baronesa.
Şatomun efendisiyim Hükümdarım, derebeyiyim
Sou o rei do meu castelo O soberano, o mestre
Aslında bu önemsiz bir meseledir, ama söz konusu kişi... Lord Henry, bu adı taşıyan sekizinci hükümdarımız.
Normalmente é um assunto irrelevante, mas neste caso... é o nosso soberano, Henrique, o oitavo com esse nome.
Hükümdarımız Lord Henry'nin... sevgili sadık uyruklarına... Canterbury Meclisindeki piskoposlara cevabı.
A resposta do nosso soberano Henrique... aos seus amados súbditos, pontífices na Assembleia de Canterbury.
" Hükümdarımız Lord Henry'nin şüphesiz ve mutlak unvanını...
" Haveis negado e despojado intencional e malevolamente...
Yarın akşam, sevgili hükümdarımız... KRALİÇE'NİN YILDÖNÜMÜ YARIN... altmışıncı yıldönümünü kutlayacak.
Amanhã à noite, a nossa querida monarca celebra o jubileu dos 60 anos.
Bırakın cezalansın, hükümdarım, belki onun... acısıyla onun gibilere bir örnek doğar.
Que seja punido... para servir de exemplo a delinquentes como ele.
- Ve ben, asil hükümdarım.
- A mim também.
Bir dördüncü olmayacak çünkü ben bu üçüncü Roma'nın, Moskova devletinin mutlak hükümdarıyım.
E não haverá quarta! Da terceira Roma, o estado de Moscovo, serei o único amo.
Yarın, gözyaşları arasında küçük prens Hüseyin'in öldüğünü açıklayacağım ve kendimi Fas'ın yeni hükümdarı ilan edeceğim.
Manhã, com grande dor anunciarei a morte do príncipe Hussein e proclamar-me-ei rei de Tánger.
Hükümdar Mustafa bile halkından topladığım altından hoşnut kalacaktır.
O dey pode estar contente com o ouro que saquei ao povo.
Saraya gidip hükümdar Mustafa'nın adaletine sığınacağım!
- Irei a palácio procurar justiça.
Tanca'nın yemin etmiş hükümdarı olarak sözümdür : Çalınan inci kızım Prenses Yasemin'e geri getirilirse, getiren kişi kanuna uygun İslam evliliği ile ona koca olacak,
Dou a minha palavra, como rei de Tánger, que a quem devolva pérola certa à princesa Yasmin conceder-se-lhe-á a sua mão segundo a lei muçulmana.
Uzun zaman önce, Julna'yı öldürmek için kiralandım. Böylece Hükümdar Mustafa tahtı ele geçirebilecekti.
Faz anos encarregaram-me que assassinasse o Julna pára que Mustapha rei herdasse o seu trono.
Ben, Mısır'ın Başrahibi Hamar Mısır'ın Hükümdarı, Khufu Hanedanlığı'na ait bir günlük tutuyorum.
Eu, Hamar, sumo sacerdote do Egipto, estou preparando uma crónica do reinado de Khufu, regente do Egipto.
Hükümdar Musa, Mısır Prensi, Firavun'un kızkardeşinin oğlu,
O Senhor Moisés, Príncipe do Egipto, filho da irmã do Faraó, amado pelo deus do Nilo,
Sevgili Tanrım, cennet ve dünyanın hükümdarı.
Meu Deus, Senhor da terra e do céu...
40 yıldır sizin Hükümdarınızım,... ben sizin babanız oldum, siz de benim sevgili çocuklarım.
Há 40 anos reino sobre vós. Tenho sido vosso pai e, vocês, meus filhos queridos.
Ve bu beni, kendi insanlarım için daha akıllı bir hükümdar haline getirecek.
Isso me fará governar mais sábiamente, o meu próprio povo.
Mısır'ın tek hükümdarı yaptın, neden?
A única governante do Egipto.
Hükümdar mı? Kral mı?
Seu governante, o rei?
Yüce Hükümdarın Yardımcısıyım.
Sou o Porteiro do Grande Tirano.
- Ne? Hükümdarın önünde gösteri yapma şansını kaçırayım mı?
E perdes a oportunidade de actuar em frente à realeza?
Ama bir soykırımı ele alacak olursak zalim bir hükümdar 5-6 milyon insanı öldürmeye karar verdiğinde 1 milyon suç ortağına, katile ihtiyaç duyar.
No caso de um genocídio, por exemplo, quando um tirano decide matar seis milhões de pessoas ele precisa de pelo menos um milhão de cúmplices, de carrascos, de executores...
Sizin hükümdarınızım.
O vosso governante.
Ben onların hükümdarıyım.
Eu sou o seu senhor.
Ben Twala, Kukuwana'ların meşru hükümdarıyım.
Eu sou Twala... o herdeiro do trono dos Kukuwanas.
Ben Habloc'un Prensi Tarn'ım ve Birkabeyn Hükümdarı'ndan intikamımı alacağım!
Falo eu, o Príncipe Tarn de Hablok... que procuro vingança ao tirano de Burkubane.
Manchukuo insanlarının hükümdar soyundanım.
Eu sou o governante hereditário do povo manchu.
Ben, Kral Jaffe Joffer, Zamunda'nın hükümdarıyım.
Sou o Rei Jaffe Joffer, governante de Zamunda.
Evet. Hükümdar ve hizmetlileri için yemek hazırlayacağım.
Sim, preparo todas as comidas da Soberana e do seu séquito.
Ve buradaki herkes tanığım olsun onu... hükümdar kraliçem olarak öpüyorum.
E sedes todos testemunhas de que a beijo como minha soberana rainha.
Çok naziksiniz, hükümdarım.
- És muito amável, meu amo.
Necronomicon'u elime geçirdikten sonra hükümdar ben olacağım, ve sende benim kraliçem.
Logo que possuir o Necronomicon, vou governar e tu serás a minha rainha.
Evrenin en kötü İmparatorluğunun en üstün hükümdarıydım.
Eu era o governante supremo do império mais imundo do universo.
- Gemi hayatım. - Denizlerin hükümdarı ; gemi. - Gemi. "Ship"
"Jarra" é o "recipiente com asa e bico".