Ileri перевод на португальский
10,171 параллельный перевод
Genellikle birileri karanlıkta kafasını ileri geri ittiriyor olacak.
Normalmente é alguém a puxar o teu crânio no escuro.
Daima ileri. Walter, biz öğlen yemeğine gidiyoruz.
Walter, vamos jantar.
- Flört ettiklerini gördüm ama daha ileri gitmedi. Darla bana her şeyi anlatır.
Vi-os a namoriscar, mas não aconteceu mais nada.
Bence çok daha ileri gittiğini biliyorsunuz.
A Darla conta-me tudo. Acho que você sabe que foram além.
Onun önemsediği herkes Emily Thorne'un Amanda Clark olduğunu biliyorken, neden bu kadar ileri gittin?
Porquê ir tão longe, quando todos os que importam já sabem que a Emily Thorne é a Amanda Clarke?
Genevieve, daha yeni tanıştığımızı biliyorum çok da ileri gitmek istemiyorum...
Genevieve, bem sei que acabámos de nos conhecer, e não quero ser apressado.
Olamaz. Belki de fazla ileri gidiyorumdur.
Talvez me esteja a antecipar.
Pekala, biraz fazla ileri gittin.
Talvez um pouco demais.
Ne kadar ileri gidebileceğini merak ediyordum.
Estava ansioso para ver o quão longe estavas disposta a ir.
Şimdi hepten döndü ve ilişkinizi bir adım ileri götürmek istiyor. Sen de adama tutku duymadığın gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldın.
Ele voltou permanentemente, a procura de um relacionamento, e és forçada a enfrentar a falta de amor por ele.
Hızlıca ileri sar.
Pois, passa para a frente.
İleri, ileri, ileri...
Para a frente, para a frente, para a frente...
Roma'nın keyfini kaçırmamak için ne kadar ileri gideceksin?
Até onde irás para manteres Roma feliz? Não temos dinheiro.
Peter, İsa'nın cemaatini ileri götürmek için bu bizim fırsatımız.
Pedro, esta é a nossa oportunidade de implementar a igreja de Jesus.
Idema'nın Kabil'de evinin altında masum Afganlara işkence yaptığı, gizli bir zindanı olduğunu ileri sürdüler.
Alegaram que Idema tinha um calabouço escondido debaixo da sua casa em Cabul, onde torturava afegãos inocentes.
Ama o, bunu daha da ileri götürdü.
Mas levou-as muito mais frente.
Emily'nin ne kadar ileri gidebileceğini biliyor.
Sabe bem quão longe a Emily está disposta a ir.
Çok ileri gittin.
Já foste longe demais.
Bir şeyi kontrol ediyorum sadece, sen ileri bak.
Só estou a verificar uma coisa. Olha para a frente.
Ama niye ileri seks semineri?
Mas porquê o seminário de graduação em sexo?
Makineler ileri, sürat 12 mil olacak.
Todos os motores, avante 2 / 3 e 12 nós.
Şu anda çok ileri gittin.
- Demoraste muito.
Açıkçası efendim, bu kadar ileri gitmesini beklemiyordum.
Não pensei que ela fosse tão longe.
- Belki daha ileri safhalarda.
- Talvez, mais para a frente.
Çok ileri gittin.
Que salto no assunto.
Düşüneceği çok şey var, bu kadar ileri gidemez.
Ele é muitas coisas, mas não iria tão longe.
5 yıl önce yaptığım bir projede sahte veri kullandığımı ileri süren bir mektup.
É uma carta a alegar que falsifiquei dados num projecto meu de há cinco anos.
Yok, yunus-insanlara geldiysen, fazla ileri gitmişsin.
Se viste o povo golfinho é porque andaste muito.
Geri ve ileri.
Vai e volta.
Özür dilerim, ileri gittim.
Desculpa, fui longe de mais.
- Bugünkü bir ileri bir geri durum için...
Desculpe os avanços e recuos de hoje.
Onları mutlu etmek için çok fazla uğraşmamızdan ileri gelir bu.
... mas é porque nos esforçamos muito para os fazer felizes. Ela, não. Ela, não.
Eğer içgüdülerimizi serbest bıraksaydık, kendimizi insanların ellerinden bişeyler alırken bulabilirdik. Veya.. veya en ileri sex fantazilerimizi herkesin içinde yapardık.
Se o id não fosse controlado, podíamos acabar a tirar coisas das mãos dos outros, ou a realizar as mais esquisitas fantasias sexuais, em público.
- Suçlu bir muhbir tarafından ileri sürülen dosyaları soruşturan kara kitap bir görev gücünün parçasıyım.
Sou da equipa de intervenção de uma Lista Negra que investiga casos trazidos por um informador.
Bir cinayet soruşturmasını daha ileri götürmemem istendi benden... Bir polisin cinayetini hem de... Ulusal güvenlik adına, yaptığınız bu kadar önemli şeylerin sır tutulmasına dayanarak.
Pediram-me para impedir uma investigação de assassínio de ninguém menos do que um polícia, baseado no que o que faz é muito importante, que é preciso manter sigilo em nome da Segurança Nacional.
Anladığım kadarıyla işiniz, büyük jürinin bu işi ileri götürüp götürmeyeceğine karar vermek.
Como eu vejo, o seu trabalho é determinar se um júri deve prosseguir nessa questão.
Tatlım, çoğunun öyle olduğunu ileri süreceğim.
Querida, vou propor que a maioria disso era.
Ve şimdi potansiyel eğlenceli sosyal randevudan kaçmak için saçma bir bahane ileri sürüyorsun.
E agora inventas uma desculpa para te livrares do que podia ser uma boa interacção social.
Bu... Yeniden ileri. Bu...
Para a frente, outra vez, nisso.
İleri bağdaştırıcılardan biri devreden çıkmış çünkü muhtemel bir aşırı yükleme ihtimali tespit edilmiş. Düzeltebilir misin?
Um dos acoplamentos dianteiros desligou-se, porque está a detectar a possibilidade de uma sobrecarga crítica.
İleri al.
Avança.
İleri. İleri.
Para a frente.
İleri sarmaya devam et.
Para a frente. Continua.
İleri!
Avançar!
"İleri Derece T Hücresi Yenileme Kliniği"
"Clínica de Substituição da Célula-T Avançada."
İleri zıplayacağım, oklardan kaçmak için tekrar geri zıplayacağım.
Vou pular para frente e para trás para evitar a seta, e novamente para frente quando recarregar.
İleri hareket et.
- Vem para a frente.
İleri teknoloji ürünü ve çok pahalı bir GPS izleme ufaklığı.
Que tipo de beleza é? Uma beleza de GPS caro e sofisticado.
İleri araştırma şirketi.
É uma empresa de pesquisa avançada.
- Sence çok mu ileri gittim?
Achas que passei dos limites.
- İleri Seviye.
- Colocação Avançada.