Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ I ] / Insanlık

Insanlık перевод на португальский

2,278 параллельный перевод
Bazen işini yaparken, insanlık gereği görmezden gelmen gerekir.
O trabalho dele? Às vezes, sabes... neste tipo de trabalho, como ser humano, basta só olhar para o lado.
Hadi insanlık!
- Vai, humanidade!
Biz beşinci sınıfta, insanlık öğretiriz.
- No quinto ano, ensinamos carácter.
Sanki tüm müstakbel insanlık kararsızlıkta kalmış.
É como se todo o futuro da Humanidade estivesse em jogo.
34. asırdan bahsediyoruz. Tüm insanlık yavaş yavaş Descendants ismindeki küçük ama mücadeleci bir çeteye dönüşüyor.
Estamos a falar do século 34, quando toda a humanidade é reduzida a um pequeno grupo de guerreiros chamados "Os Descendentes."
Hayvana dönüşüm fikri yani hayvan ve insan vücudunu bir araya getirme, insanlık kadar eskidir.
A ideia de transformação animal... Teriantropia... é tão antiga como a humanidade.
Ama mahkeme, Kennedy v. Louisiana davasında * verilen idam cezası kararını değiştirdi. Tecavüz suçlularına idam cezası verilmediği için değiştirildi,... işlenen suç zalimce ve insanlık dışı olduğu için değil.
Mas o tribunal condenou a pena de morte em Kennedy vs. Louisiana porque não foi uma reacção proporcional de violação, não porque foi cruel e incomum.
Sizce neden İngiltere, Almanya,... İspanya, Fransa ve çoğu medeni devlet,... idam cezasını zalimce ve insanlık dışı bir ceza olarak kabul ediyor?
Por que vocês acham, que à Ucrânia, Alemanha, Espanha, França e a maior parte do mundo civilizado. Têm considerado o capital punição cruel e incomum!
Önümüzdeki birkaç gün boyunca depremler, kademeli olarak azalacak. Şimdi, tüm insanlık adına, beraber olmalı ve yeniden yapılanmalıyız.
Agora, para o bem da humanidade devemos unir-nos e reconstruir, esta é uma transmissão para todo o mundo enviada a todos e quaisquer sobreviventes você não está sozinho.
"Acımasız ve insanlık dışı" ceza anlamına geliyor.
É cruel e invulgar.
Evet, hayvanlara insanlık dışı davranıldığını ortaya çıkarmak için.
Sim, para expor as suas práticas.
Ayda ilk insan yürüdüğünden beridir insanlık, yeni bir günün başlangıcına hiç bu kadar hazır olmadı.
Desde que o homem andou pela primeira vez na lua que a humanidade não estava no limiar de um novo despertar.
Helen Cutter'ın insanlık başına sardığı şu yıkıma baksana.
Vê a destruição que a Helen Cutter quase alcançou contra a humanidade.
Lex Luthor, cinayete teşebbüs ve insanlık suçlarından tutuklusun.
Lex Luthor, está preso por tentativa de homicídio e crimes contra a humanidade.
Her zaman, ben olmasaydım insanlık için yapabileceklerini anlatırdın. Bunu ispatlama zamanın geldi.
Todas as coisas que disseste que farias para o bem da humanidade se eu não tivesse no teu caminho... agora esta na hora de provar isso.
İçinde zerre kadar insanlık olanlar için.
São para pessoas que ainda possuem um grama de humanidade.
Aslında insanlık namına salmak diyorlar.
Na verdade, foi o que eles chamam de libertação humanitária.
Onun insanlık dışı bir yaratık olduğuna.
Que ele é mais do que um ser humano normal.
İşte doğal denge dramatik bir şekilde değişti biz acı çekeeğiz, tüm insanlık.
Por isso se o equilíbrio da natureza mudar drasticamente, iremos sofrer, toda a humanidade.
Bir doktor olarak anlamalısınız ki, Yapıt, insanlık tarihindeki en büyük buluşlardan biri.
Como médico, tu deves ver que o Marker é a maior descoberta na história da humanidade.
Eğer bu insanlık trajedisine sırtımızı dönersek onurlu kalmaya nasıl devam edeceğiz, efendim?
Como iremos manter a honra, sr. presidente, se voltarmos as costas ao que é, claramente, uma tragédia humana?
Gezegenlerle ilgili çığır açacak buluş bugün İskoçya'da bir konferansta açıklandı ve buluşun insanlık için büyük bir önem taşıdığı belirtildi.
"A descoberta, anunciada no Congresso Britânico de Astronomia..." "foi definida como um" marco "pelo Observatório de Genebra."
Savaş sırasında, 50.000 kadar Bosnalı kadın tecavüze uğradı, bu durum ilk kez cinsel şiddetin, başlı başına bir insanlık suçu sayılmasına yol açtı.
Durante a guerra, 50.000 mulheres bósnias foram estupradas, levando à primeira condenação por violência sexual, individualmente, como crime contra a humanidade.
Direk gözlerinin içine bakardı ve emin ol, ondan biraz insanlık öğrenirdin.
Olha bem para dentro de si, e você acredita no que ele acredita.
Nihayet buralarda içinde biraz umut ve insanlık olan birilerini görmek güzel.
É bom ver finalmente alguém por aqui pôr alguma fé na Humanidade.
Ama insanlık ölmüş resmen, şoke oldum.
Estou muito chocada com a falta de humanidade.
Zekâna, gösterdiğin insanlık gurur tablosunu ciddiye alamayacak kadar saygı duyuyorum Tom.
Respeito muito o teu intelecto, Tom, para levar a sério essa presunção.
Yemek lezzetliydi ve insanlık dışıydı.
- Foi delicioso e desumano.
Bunca yakışıklı varlık varıp gelmiş buraya. Ne güzel şeymiş meğer insanlık.
Quantas criaturas fabulosas há aqui, quanto linda é a humanidade.
tüm insanlık için yıkılmaz bir yuva inşaa edecek, ve bütün çocuklar için sakin huzurlu bir dünya.
Irá construir um lar indestrutível para todas as pessoas, um mundo pacífico e calmo para todas as crianças.
Oğlun için, insanlık için neler planladıklarını bir düşün.
Pense no que têm planeado para o seu filho. Para a Humanidade.
Organize grup şiddeti insanlık tarihinin bugününde ortaya çıkmış değildir ve bu oldukça aşikardır.
Grupos de violência organizada não é algo que aconteceu naquela época da história da humanidade e isso parece bastante elucidativo.
Evet! İnsanlık : 1, tyrant-sürüngen : 0.
Um para a humanidade e zero para o lagarto tirano.
İnsanlık tarihinde asla bok ettiği şeyde, bir şans daha elde eden bir adam olmamıştır.
Na verdade, nunca na história da humanidade, um rapaz que levou uma tareia tão grande quanto eu...
İnsanlık hâli.
Nós, humanos, somos assim.
İnsanlık sanıldığı kadar iyi değil.
A humanidade também não é assim tão empolgante.
İnsanlık hali.
É perfeitamente compreensível.
Bugün psikoloji ve bilim dünyası böyle bir araştırmanın etik olup, .. olmadığını araştırıyor ve ikiye bölündü İnsanlık için büyük bir adımdı belki bu
Ficam dúvidas para a comunidade de ciência psiquiátrica que se perguntará... se deve lamentar a morte de uma cientista que foi premiada cinco vezes... e revolucionou a terapia de dependência psicológica... ou se considerar a sua perda menos um perigo para a comunidade
İnsanlık.
Humanidade.
Artık onu sevmiyorsan insanlığını kaybettiğin anlamına gelmez bu.
Teres-te apaixonado por ele, não significa que perdeste a humanidade.
İnsanlık dışı.
É desumano.
İnsanlık sadece bir başlangıç, koza, bundan daha büyük bir şey için yaratılmış, daha yaşlı, daha bilge.
A humanidade é apenas o começo,... a crisalida para algo maior,... algo mais antigo, mais inteligente.
İnsanlık tarihi bu tarz şeylerle dolu.
A história da humanidade está cheia deste tipo de coisas.
Anna'nın kızıl gökyüzünü insanlığa bir armağan olarak açıklamasıyla genel anlamda, Ziyaretçiler bir kez daha tüm dünya genelinde kucaklandı.
Com a revelação por parte da Anna do céu vermelho ser um presente para os humanos os visitantes voltam a ser aceites por todo o planeta.
Onlara göre kızıl gökyüzü insanlığa karşı açılan savaşın ilk unsuru ve Ziyaretçilerin planlarına çomak sokabilecek her şeyi yapmaya niyetliler.
Pensam que o céu vermelho foi a primeira fase de uma batalha contra os humanos, estão dispostos a tudo para travar os planos dos visitantes.
Kahramanca ve şüpheli bir biçimde pencere açık bırakılmasaydı insanlığa dönemeyecekti.
Só conseguiu voltar à humanidade até uma janela ter ficado misteriosa e heroicamente aberta.
İnsanlık!
A humanidade!
İnsanlığın yaptığı bir şey yüzünden kısırlaştı.
Está estéril... devido a algo que a humanidade fez.
İnsanlık tarihinde ilk kez sıfır doğum oranı gözlemlenmekte.
Pela primeira vez na história há uma taxa de nascimento zero.
İnsanlık tamamen kaosun içinde.
A humanidade está em caos total.
İnsanlık için küçük, bu tatlı popo için büyük bir adım.
Um pequeno passo para o homem, um grande salto para o doce rabo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]