Komiserim перевод на португальский
920 параллельный перевод
- İyi de komiserim ben -
- Mas Sargento, eu...
- Dinleyin beni komiserim.
- Oh, me escute, sargento.
- Washington'dan gelen rapor komiserim.
- Os resultados, capitão. Muito bem. Obrigado.
Beni tutamazsınız. Benim kafamdaki tahtalar eksik, biliyorsun, komiserim.
Não me podem deter, já sabe que me falta um parafuso.
Konuşmanı bitirmeni beklersem komiserim, emekli olurum!
Se esperar que o senhor acabe de falar, serei aposentado, Capitão!
- Olabilir komiserim.
- Talvez, Capitão.
- Gösteriye hazırız komiserim.
- Os detidos estão prontos, Capitão.
Günaydın komiserim.
Bom dia, Capitão.
- Ama komiserim...
- Mas, Capitão...
Komiserim...
Capitão...
Komiserim sana yalvarıyorum.
Capitão, imploro-lhe.
Tamam, Komiserim, sanırım eğer Dave Pop hakkında bir öykü yazabiliyorsa, ben de senin hakkında yazabilirim.
Bem, Capitão, se o Dave pode escrever uma história sobre o Pop, - Posso escrever uma sobre si. - O quê?
- Komiserim bu gösterişli formüller Dr. Vogler tarafından yapılmadı.
- Comissário. Essas formulações ostentosas não são da autoria do Dr. Vogler.
Komiserim, bu bizim Laterna sihrimiz.
Comissário, esta é a nossa lanterna mágica.
- Komiserim...
- Sr. Comissário...
Evet, komiserim, onlardı.
O outro também! Sim, comissário, são eles!
Komiserim, bu kız delirmiş!
Ela está maluca!
Hayır, Komiserim. Hiçbir şey.
Não, lnspector, nada,
İzin verin komiser bey, pozun göstermek istiyorum. Komiserim, imzalar...
Se me permitir isso, quero lhe mostrar como está exatamente no pôster.
Evet, aileden geliyor, komiserim.
É coisa de família.
- Sayın Komiserim...
Comissário?
Sizin yolunuz da açık Komiserim.
O caminho também está à sua frente, Inspector-Chefe.
Pek sayılmaz Komiserim.
Nem por isso, Inspector-Chefe.
Komiserim, taşı kimin attığını biliyor musunuz?
Inspector-Chefe, sabe quem atirou aquela pedra?
Bana yaptırdığı konuşmalara bak "Harika, Komiserim"
Dizer, "Brilhante, lnspector, brilhante."
Komiserim, adım Philippe!
Inspector, sou Philippe!
Komiserim, lütfen, adım...
Inspector, por favor.
Signor Riganti. Komiserim.
Sr. Riganti, Sr. Comissário...
- Komiserim, lütfen...
- Sr. Comissário...
- Yani, o çocuklar benden, komiserim.
Continue! Quer dizer que eram os dois meus, Sr. Comissário.
Komiserim. Beyler, bu Komiser Kolombo.
Meus senhores, este é o Tenente Columbo, o agente de ligação à Polícia local.
Komiserim, sizin için ne yapabiliriz?
- Podemos fazer alguma coisa por si?
- Komiserim, isterseniz kalabilirsiniz.
- Pode ficar, se quiser, tenente. - Muito obrigado.
Bulabildiniz mi Komiserim?
- Encontrou-a, tenente?
Bu gecelik işimiz bitti sanırım Komiserim.
Tenente, acho que é tudo, por esta noite.
Komiserim! Komiser Kolombo!
Tenente Columbo!
Komiserim, çantayı ben alayım.
Tenente... Tenente, eu levo isso.
- Komiserim?
Sim, Sr. Inspector?
Komiserim, yapabileceğiniz bir şey varsa durmayın yapın, neredeyse bulun onu.
Tenente, se pode fazer alguma coisa, faça-a. Procure-o.
Teşekkür ederim Komiserim.
- Havemos de encontrá-lo. - Obrigada, tenente.
Biliyorsunuz Komiserim, insanlar saatlerine bakarlar, değil mi?
Sabe, tenente, as pessoas olham para o relógio.
Yolunuzu bulmakta pek zorlanmıyorsunuz değil mi Komiserim?
O senhor anda por todo o lado, não anda, tenente?
Ne arıyorsunuz Komiserim?
O que anda a fazer, tenente?
Sorun nedir, Komiserim?
Que se passa, tenente?
Gelin Komiserim, sizi götüreyim.
Entre, eu dou-lhe boleia.
Oda için çok teşekkür ederim, baş komiserim.
Oh, obrigada pelo quarto, capitão!
Harika, Komiserim.
Brilhante.
Ne manzara ama, değil mi Komiserim?
Bela vista, não é, tenente?
Komiserim, ben bazen birtakım buluşlarla da uğraşıyorum orada..
- Também trabalho em invenções, ali.
- Komiserim ben olsam, o puroyu... burada yakmazdım.
- Tenente... - Entende?
- Bilin diye söylüyorum Komiserim...
- Muito bem.