Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ L ] / Lafı

Lafı перевод на португальский

10,749 параллельный перевод
Şu Jenny'yle tanışınca ona iki çift lafım olacak.
Quando conhecer esta Jenny, vou ter de lhe dar uma palavrinha.
Lafını balla kesiyorum. Bu ne be?
- Desculpe interromper.
- Bence senin lafını dinlerler.
- Acho que eles vão ouvir-te.
Bayım lafı önemsiz kişilere söylenir!
Poupa o "senhor" para os inúteis!
- Lafı ağzımdan aldın!
Não faço ideia.
Birlik kişisel özgürlük lafını çok duyuyor.
ONDE PASSARÃO A ETERNIDADE? Ouvimos falar muito de liberdade pessoal.
- Bu lafı söylemeyi çok seviyorsun.
- Estás sempre a dizer essa palavra.
Lafı mı olur.
Está tudo bem.
Lafın gelişi dedim.
É apenas um modo de falar, Jeff.
Guangdong'da yaşlıların bir lafı vardır... yılan şarabı içersen t.şaklı adam olursun.
Em Guangdong os velhos dizem... que quando bebes vinho de cobra, os teus testículos ficam em baixo, meu.
O lafı Homeland'de duymuştum!
Vi isso no Homeland!
Ama şimdi söyleyeceğin lafı dikkatli seç.
Escolha cuidadosamente as suas próximas palavras.
Bağdat'taki minnettar, Bay ve Bayan Muhammed Q'ların savaş karşıtlarına söyleyecek bir iki lafı vardır.
Aposto que o Sr. e a Sra. Mohammed, em Bagdade, teriam uma ou duas coisas a dizer aos opositores quanto a isso.
Hakkında konuşulacak çok komik bir şey ama uzun lafın kısası, annem babam öldükten sonra İsa'yı buldu.
O que é uma coisa hilariante de falar. Mas resumindo uma longa história, a minha mãe, após a morte dele, ela... Ela encontrou...
- Arabanıza dönün lafının neresini anlamıyorsunuz?
- Que parte... - Por favor. - não entendeu?
Lafı bile olmaz.
Claro.
Eskiden annen lafımızı keserdi. Şimdi de sen.
A tua mãe interrompia-nos, agora és tu.
Lafı, enayiysen seni düdükleyecek bol, demeye getiriyordum.
Estava prestes a dizer que não me deixo enganar assim.
Her şeye söyleyecek bir lafın var.
Tens sempre alguma coisa a dizer.
Lafı tam gediğine koydun sen de.
Acertaste em cheio.
Lafınızı böldüm.
Interrompi-o.
Pardon ya, lafı öyle bitirmek istemedim aslında.
Desculpa, não queria acabar a conversa de forma tão estranha.
Lafı da "Sana bir çarparım, bir de yer çarpar."
"Dou cabo de ti. É certinho. Só com um tiro."
Geçen gün söylediğim lafı geri alıyorum.
Muito bem. Vou retirar o que te disse antes.
Havyar ve fileminyon lafınla durumu özetledin.
Já te deste a entender com o "caviar e filet mignon".
Sanki son gülen iyi güler lafıyla yaptığın şakanın kurbanı olmak lafını birleştirmişsin gibi.
Soa como se estivesses a combinar "As piadas é em ti" e "em eu rir por último".
Eğer ağzını açmış olsaydın anında sana da lafı sokacaktı.
Se também tivesses abrido a boca tinhas sido rejeitado. Não vês isso?
"Bir ayağı kapıda" lafını duydun mu?
Já ouviste falar em "um pé lá dentro"?
Ve kızın o eski lafı söylemesine gerek kalmayacak.
Ela não vai dizer o velho,
İyi hayvan lafın üstüne gelirmiş.
E falando no diabo. Mesmo a horas.
Lafımı balla keseyim. Şunu söylemem lazım, sizler yüz yüze milletin bildiğinden çok daha yakışıklıymışsınız.
Deixem-me interromper, preciso dizer, que são tão mais bonitos pessoalmente do que imaginam.
- Lafı bile olmaz.
- Sem problema.
Lafımı bölmemenizi istirham ediyorum.
Por favor, por favor, por favor. Peço-lhe para não interromper.
Ama bunu lafın gelişi söylemiştim.
Mas a verdade é que isso é só uma das coisas que falo.
Ama bunu lafın gelişi söylemiştim.
Sabem, a verdade é que isso é só uma das coisas que falo...
En meşhur lafı, "Nerde o günler".
O seu lema é : "Uma oportunidade seria ótimo."
Annemin söylediği boş bir laf işte.
Se eu tivesse um níquel por cada bobagem dizendo minha mãe...
Daha iyi bir laf bulamadın mı?
É o melhor que consegues fazer?
- En iyi laf edenden çaldım.
Só roubo aos melhores.
Ben Tim'e hayranlığına laf ettim mi?
Não te atiro à cara a tua atração por homens.
Seni tahrik ediyorsam, bana laf düşmez.
Se isso te empolga, quem sou eu para julgar?
Biraz laf dinlesen hayat çok daha basittir.
A vida seria muito mais fácil se prestasse atenção.
O, üç Fortune 500 şirketinin CEO'su ve çok satan Para Konuşur Laf Bakar'ın finansal yazarı.
Ela é a Presidente de três empresas na Fortune 500 e autora do êxito de vendas : Importa é o Dinheiro, O Resto que se Lixe.
Ağzından ne zaman hoş bir laf çıksa... bir hırdavatçıya gidip çuvalla halat ve zincir alasım geliyor. Sonrasına bakardık, bilmem anlatabildim mi?
Sempre que ele diz uma coisa querida, apetece-me comprar corda e correntes por atacado e ver até onde isso nos leva.
Laf atarak beni gaza getiremezsin.
Os insultos não resultam comigo...
O laf hiç hoşuma gitmiyor.
Não gosto quando dizes isso. É...
Ne kadar anlamsız bir laf.
Isso não faz sentido.
Gerçekte, onlara laf sokmaya çalışıyordum, ama söylediğimde de ciddiydim.
Sem dúvida que me estava a meter com eles mas era isso que queria dizer.
- Ağzından başka laf çıkmaz mı? - Hayır.
- Pode cantar uma nova música?
Ağzından laf almak ne kolay!
Foi tão fácil!
Tamam, iki laf edelim.
Muito bem. Vamos a uma conversinha.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]