Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ N ] / Nazikti

Nazikti перевод на португальский

286 параллельный перевод
İkinci adamın vardır üç gemisi rıhtımda üçüncüsü ise deli olurdu bana ve vardı çokça paraları ve hepsi de çok nazikti ve hepsinin de yakası kar gibi beyaz idi ve bir bayana davranmayı hepsi de biliyordu.
O segundo tinha três navios No cais E o terceiro era louco por mim E todos tinham dinheiro E eram asseados
- Louisville'de bana karşı son derece nazikti.
- Ele foi amável no Derby de Louisville.
Ama o özel sabah, onun dokunuşları biraz nazikti herhalde.
Mas naquela manhã, foi demasiado delicado.
Bu konuda çok nazikti, fakat yine de kendimi üçüncü sınıf büyücü hekim gibi hissetmeme yol açtı.
Foi bastante simpático, mas fez-me sentir como um curandeiro de 3ª classe.
Çok nazikti.
Era simpático.
Çok nazikti.
Era bondoso.
Gösterimi beğendiğinizi söylemeniz çok nazikti.
Foi um amor em dizer como admira o meu trabalho.
Şu doktor vardı, Dr. Lennox. Bana karşı çok nazikti.
O médico que me tratava, o Dr. Lennox, era muito bom comigo.
Herkesi susturman çok nazikti.
Foi simpático tê-los mandado calar.
Herkes o kadar nazikti ki. Beni hayal kırıklığına uğratmasına izin vermemeye çalışıyorum.
Têm sido todos tão amáveis, tento não me deixar abater.
Çok nazikti, çok düşünceli idi.
Ele foi muito gentil, muito atencioso.
Ama biz eğlenemedik. Herkes birbirine karşı çok nazikti.
Divertimo-nos muito... e todos eram gentis uns com os outros.
Helene hep çok nazikti.
A Hélen foi sempre tão gentil.
Çok nazikti, fakat öyle düşündüğünü söyleyebilirim.
Ele é fixe, mas sei que ele acha que sou.
Sebastian hassas ve nazikti evrende, hassas ve nazik olmayan bir şey gördü.
Sebastian, que era calmo, bondoso via algo violento, maldoso, no Universo.
Çok sert bir eli vardı, oh, çok nazikti.
Uma mão tão áspera, mesmo assim, delicada.
Özellikle bana karşı çok nazikti... sanki bir şey için benden... özür dilermiş gibiydi.
Estava comigo... como se já quisesse ser perdoada de algo
- Evinize almanız çok nazikti.
Foi generoso da sua parte darem-nos abrigo.
Neyse ki polis bize bir liste verecek kadar nazikti.
A polícia gentilmente, forneceu a lista.
Her ne kadar dev gibi ve iriyse de öylesine nazikti ki.
Era tão amável... apesar de ser um homem tão grande e pesado.
Bir de sevimli bir Meksikalι kιz vardι, çok iyi ve nazikti, çok da gençti.
Também havia uma rapariga mexicana encantadora, simpática, gentil e jovem.
Gangster olduğunu söylüyorlardı ama bana karşı çok nazikti.
Dizem que era um criminoso, mas sempre me tratou muito bem.
Liderimiz sevecendi, nazikti, iyiydi.
O Fuhrer era doce! O Fuhrer era amável! Era bom!
Nazikti.
Ele era atencioso.
Ne kadar nazikti! Komikti, ama etkileyiciydi.
Era tão educada que eu tinha de me rir.
Çoğundan daha nazikti.
Era melhor que a maioria.
Herkes öyle nazikti ki.
Todos eram tão amáveis.
Bana karşı çok nazikti, her zamanki gibi.
Foi muito simpático comigo, como de costume.
Bay Prince ona harcaması için para verecek kadar nazikti.
O Sr. Prince foi muito simpático e deu-lhe algum dinheiro para gastar.
Başlarda Cal ince ve nazikti.
No início, o Cal era simpático e carinhoso.
April onu benim için alacak kadar nazikti.
- Não. A April fez-me o favor de ir buscar isso...
O çok daha nazikti.
Prontificou-se a ajudar-me.
Nazikti, tatlı bir rüya gibiydi.
Existia ternura, viviamos como casados.
Hostesler çok nazikti.
As hospedeiras eram simpáticas.
Çok nazikti.
Era generoso.
- Hayvanlara karşı nazikti!
- Amável como os animais.
Sevimliydi, nazikti, tatlıydı, cazipti!
Uma magnífica ovelhinha. Ela era elegante, gentil, doce, encantadora.
Ne kadar da sempatik, minik bir rahipti! Ne kadar da nazikti!
Era um simpático sacerdote, tão delicado!
Kocamı daha önce hiç bir kadınla işi pişirirken görmemiştim. Düşüncen çok nazikti. Oscar beni bir şişe şampanyayla uyandırdı.
Foi muito amável da sua parte, nunca tinha visto o meu marido a atirar-se a outra mulher.
Herkes çok nazikti ve beni gördüklerine sevinmişe benziyorlardı.
Todos pareciam tão simpáticos e contentes por me ver.
- Gerçekten nazikti. Bana sürekli "Efendim" dedi.
Ficava me chamando de "senhor".
Çok nazikti.
Ela era simpática.
Yani, herkes çok nazikti.
Quero dizer, todos têm sido tão legais.
Süpermen bugün güçlerini tekrar kullanacak kadar nazikti.
O Super-Homem fez o favor de voltar a utilizar os poderes.
İkinci Kaptanın bana eşlik edecek kadar nazikti.
Seu primeiro oficial, amavelmente, me acomodou.
Çok nazikti.
Foi muito educado.
Zeki, komik ve nazikti.
Ele era sábio, engraçado e meigo.
Görgülü ve nazikti.
Ele era tão educado.
O bana karşı hep nazikti ve...
Spencer.
- Evet çok nazikti.
Pois foi.
- Şu yangında bulduğunuz künye? Evet, şu memur bunu bana hatırlatmak konusunda son derece nazikti.
O agente foi simpático em mo dizer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]