Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ O ] / Olacaktır

Olacaktır перевод на португальский

8,881 параллельный перевод
Yolumuza devam etmek herkes için iyi olacaktır.
Será bom para nós fazê-lo.
Onun sözlerine karşılık kızımın sözleri yeterli olacaktır.
Será a palavra da minha filha contra a dele.
Katili de orada olacaktır. Kürdanla lezzetli yiyecekleri yiyip eski zamanlardan bahsedecek.
Quem a matou provavelmente também estará lá, a comer canapés e a falar dos bons momentos.
Aksi takdirde daha büyük sorunlarımız olacaktır.
- Vincent, não podes matá-lo.
Planlar değiştirin. Ben bile sizin için küçük bir hediye olacaktır.
Os planos mudaram, inclusive vou ter um pequeno presente para ti.
Peters 12 Maymun için M5-10'i tekrardan oluşturuyorsa bunu test edebileceği hayvanlar lazım olacaktır.
Se o Peters está a recriar o M5-10 para os 12 Macacos, vai precisar de animais para testá-lo.
Herkes çift olmuş durumda. Ama eminim birisi dramatik üçlü yapmaya açık olacaktır.
Todos têm par mas de certeza que alguém aceita dramatizar a três.
Sizi mutlu görmek iyi olacaktır.
Seria bom vê-la feliz.
Sulh hâkimine basit bir ziyaret iyi olacaktır.
Uma simples visita ao Juiz de Paz será suficiente.
- Leslie kendi başına iyi olacaktır.
O Leslie fica bem sozinho.
Eminim Gerçeklik şovunun bebekle ilgili bölümünün ölümcül reytingleri olacaktır.
Tenho a certeza que o teu programa terá uma audiência de morte.
- Irk yok olacaktır.
- A raça extingue-se. Sim.
Ama artık iletişime geçebildiğine göre... gelecek sefer daha da iyi olacaktır.
Mas agora que o contactou, será ainda melhor da próxima vez.
Doğal içgüdüsü boynunu vurmak olacaktır.
O seu instinto natural seria arrancar-lhe a cabeça.
- Ama üzücü olacaktır.
É normal estar aborrecido.
Elbette buzlu değil ama içimi iyi olacaktır.
Não está gelado, claro, mas daria uma boa bebida.
Elbette geçici bir heves olacaktır ama üstesinden geleceğiz.
Haverá algum burburinho, claro, mas superaremos.
Çocuk Esirgemede güvende olacaktır.
Ele vai ficar seguro aqui com o Conselho Tutelar.
Olayları kendi çıkarları için kullanmalarının en kolay yolu olacaktır.
Seria a forma mais simples de manipular a situação. Então assegura-te de que não é removido.
Ve biliyorum kapıyı tamir etmek zaman alabilir ama bir gün inanıyorum tamir edeceksin ve eminim muhteşem olacaktır.
E sei que arranjar a porta pode demorar, mas acredito que um dia vais arranjá-la e a porta vai ficar magnífica.
Eminim bunu duyduğuna çok memnun olacaktır.
Tenho a certeza que ele vai gostar de saber isso.
Shiro orada olursa, Mei de yanında olacaktır.
E se Shiro estiver lá, Mei também estará.
Ve, elbette, hiçbir kostüm bir maske olmadan tamamlanmış olacaktır.
E, é claro, nenhum disfarce seria completo sem uma máscara.
O inkar etmedi Hayır, şok oldum olacaktır.
- Não, surpresa seria se não tivesse negado.
Belki senin Lennon zombin için McCartney olacaktır.
Ele pode ser o zombie McCartney para o teu zombie Lennon.
Bir şey vermeden bir şey alamazsın sanırım bunu söylemek yeterli olacaktır...
- O que significa isso? - Não pode ter uma coisa para nada, por isso basta dizer que tem um custo.
Yani beni bu rock and roll olayını kovalamaktan caydıracak biri varsa o da kızım olacaktır.
Se há algo que me possa impedir de seguir esta vida é ela.
Büyük ihtimalle de, yeni kurbanlar olacaktır.
Está fora de questão haverem mais vítimas.
Önden saldırı ağır kayıplara neden olacaktır.
Um ataque frontal vai ocasionar graves perdas.
Anne Mason onun isteğine karşı çıktığımızı öğrendiği zaman nasıl üzgün olacaktır.
Como a Anne Mason vai ficar aborrecida quando descobrir que fui contra a vontade dela.
Eğer bir mekik bulmak istiyorsak onlar en iyi şansımız olacaktır.
É a nossa melhor hipótese se quisermos encontrar uma nave.
Merak etmeyin, geri bir saat olacaktır.
Não te preocupes, estarei de volta numa hora.
Ooh. , Bana telefonunu ver yoksa ben boğazını kesti olacaktır.
Dá-me o telemóvel, ou corto a garganta dela.
, Bana telefonunu ver yoksa ben boğazını kesti olacaktır.
Dá-me o telemóvel, ou corto a garganta dela.
, Bana telefonunu ver yoksa ben boğazını kesti olacaktır.
Dá-me o telemóvel ou corto a garganta dela.
Ben onun gırtlağını olacaktır.
- Vou cortar-lhe a garganta.
Sizin suç laboratuarına için büyük bir kayıp olacaktır.
Seria uma grande perda para o seu laboratório criminal.
bunu düşünmek olacaktır.
que vais pensar sobre isso.
Başkan, fırtına birlikleri gibi içeri dalarsa, suçlu olacaktır.
Se o Presidente da Câmara entrar "à matador", ele será culpado.
Bu olay kayıt dışı olduğundan dolayı tüm hastane kayıtlarına Federaller tarafından el konulmuş olabilir, ama İç Güvenlik'te bir kopyası olacaktır.
- Como é que isso é OTR, todos os registos médicos foram confiscados pelos federais, mas teríamos cópias na Segurança Interna.
Büyükannesinin yanında daha güvende olacaktır.
Acho que ele vai estar melhor com os avós.
Kurtulanlar olacaktır.
Haverá sobreviventes.
Bir kârı olduğu sürece arkadaşımız olacaktır. Ve saraydaki yerimizi tutar.
Por isso, enquanto achar que pode lucrar, será nosso amigo e manterá a nossa posição na corte.
Margie iyi olacaktır.
Margie vai ficar bem.
Stüdyonun yeni sahibi beni severse bunun bir değeri olacaktır, değil mi?
Se o novo dono gostar de mim, deve valer algo, certo?
Gücüne ve kutsallığıyla hayatınızı yönlendirdiğine inanıyorsanız,... o zaman size hizmet için hep orada olacaktır.
Se acreditar no seu poder e orientar a sua vida com respeito pela sua santidade, estará sempre lá para o servir.
Başlarda biraz gerginlik olacaktır.
Vai ser tenso no início.
Büyük bir Amerikan şehrine saldırı düzenlemeye hazırlanıyor. Ve o roketle beni vurmasaydın 60 saniye içinde onu yakalamış olacaktık.
Ele planeia atacar uma grande cidade americana, e ele estava a 60 segundos de ser capturado, antes de atirares em mim com o canhão de ombro.
Sonuçlar ilgisiz olacaktır.
Seria inútil.
- Hayır, düğünde sağdıcım olacaktı o.
Não! Ele ia ser o meu padrinho de casamento!
Sana adamım, başarına. Ve masada karşında oturan göz kamaştırıcı kadına. Çünkü o ortaya çıkmasaydı sen hala karısının ailesinin parasıyla geçinen aynı meteliksiz, mutsuz, başarısız Park Slope babası olacaktın.
A ti, pá, ao teu sucesso e à mulher radiosa que tens sentada do outro lado da mesa, porque se não tivesse aparecido, ainda serias o mesmo teso, infeliz, fracassado pai de Park Slope a viver à custa dos pais da mulher.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]