Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ O ] / Olacağız

Olacağız перевод на португальский

17,448 параллельный перевод
- İki kişi mi olacağız?
Nós os dois?
Tam kadro Şangay'da olacağız.
Para nós, tudo está em Xangai.
"İlerleyerek başarısızlıklarımızın üzerinden tırmanıp nihayetinde daha yüksekte endam etmiş olacağız."
"As falhas acumuIam-se e nós pisamo-Ias para avançarmos para um terreno mais elevado."
İlerleyerek başarısızlıklarımızın üzerinden tırmanıp nihayetinde daha yüksekte endam etmiş olacağız.
As falhas acumulam-se e nós pisamo-las para avançarmos para um terreno mais elevado.
- Orada olacağız.
- Estaremos lá.
İyi olacağız.
Ficaremos todos bem.
Sana söz veriyorum kazanan biz olacağız.
Garanto-te que seremos nós.
- Temasta olacağız Bay Roth.
Manteremos contacto, Dr. Roth.
Bir şeye ihtiyacınız olursa, herhangi bir şeye, dışarıda olacağız.
Se precisar de alguma coisa, estamos lá fora.
Sen... sen ve ben... en iyi arkadaşlar olacağız.
Tu e eu... Vamos ser os melhores amigos.
Ortak mı olacağız?
Parceiros?
Sorun değil, yavaş olacağız.
Não faz mal, nós vamos com calma.
- İletişimde olacağız.
- Manter-nos-emos em contacto. Sim.
Kaçsak da hapishaneye de girsek ya da her neyse birlikte olacağız.
Porque quer escapemos, acabemos na prisão ou o que seja... estaremos juntos.
Ve bizler... Antikorları olacağız.
E nós seremos os anticorpos.
Kafanın karıştığını biliyoruz ama sana yardımcı olacağız.
Sabemos que está confusa, mas vamos ajudá-la.
İyi olacağız.
Vai tudo correr bem.
En kısa zamanda orada olacağız.
Estaremos lá logo que possível.
Hazır olacağız.
Estaremos prontos.
Daima birlikteydik Nat ve daima öyle olacağız.
Tem sido sempre, tu e eu, Nat, e será sempre.
İyi olacağız.
Vamos ficar bem.
Burada kalırsak yedi kişi mi olacağız?
Se ficarmos aqui...? Sete pessoas?
Bletchley Park gibi olacağız. Enigma kodlu hanımlar.
Vamos ser como as senhoras que decifraram o código da Enigma.
- Nerede? Kapı açık olduğunda çevrili olacağız.
Vão cercar-nos quando as portas se abrirem.
İyi, memnun ve mutlu olacağız. Birlik ve beraberlik içinde olacağız.
Vamos ficar bem e contentes e felizes e juntos e unidos.
"Tüm bunlar sona erdiğinde nasıl bir Amerika olacağız?"
Que tipo de América teremos Quando isto acabar?
Sıradaki sen ya da ben olacağız.
Para a próxima serás tu ou serei eu.
Seninle de mi böyle olacağız Norman?
Ele é assim contigo, Norman?
- İngiltere'ye götürmesi için seni o İngiliz'e verirsem ödeşmiş olacağız.
Aquele inglês prometeu esquecer a minha dívida se eu o deixar... - levar-te para Inglaterra.
İşte hepimiz böyle özgür olacağız. Hadi anne.
É assim que todos nos libertaremos.
Dediğim gibi zengin olacağız.
Vamos ficar ricos, tal como ele disse.
Birlikte Merkez'i neler olacağına dair uyarmalıyız.
Eu e tu temos de convencer a Clave do que está para vir.
Tarafsız bir bölgenin bu iş için en iyisi olacağını düşündüm.
Pensei que uma zona neutra seria a melhor para isto.
Haritalarınızı çekmek için yardıma ihtiyacınız olacağını düşündüm.
Estava a perguntar-me se precisava de ajuda a puxar os seus mapas.
Kızının güvende olduğundan emin olacağım.
Vou tentar garantir que a tua filha está bem.
Kalplerimizin birlikte atacağını ve sonsuza dek birlikte olacağımızı söylemiştin.
Disseste que os nossos corações batiam como um só e que ficaríamos sempre juntos.
Onu güvende olacağı, yardım görebileceği bir yere götürtmeliyiz PTSB de bunu yapmamızı sağlayabilir.
Temos de o colocar num sítio seguro, onde possa ser ajudado e o stress pós-traumático ajuda.
Aynen öyle. Savage'a kesin olarak olacağı zaman ve yerde saldıracağız, orası da -
De facto, temos que ir atrás do Savage no Tempo e lugar em que temos certeza que ele estará, que é...
Hayatım boyunca asistanınız olmayacağımı biliyorum. Ama ileride ne yaparsam yapayım öğrettiğiniz şeylerden dolayı çok daha kolay olacağını biliyorum.
Sei que não serei a sua assistente o resto da minha vida, mas, tenho a certeza que, o que quer que eu faça a seguir... será mais fácil, graças a tudo aquilo que me ensinou.
American Century'nin sıradan bir yer olacağını düşünenleriniz için yardımcılarımız ben konuşurken sizlere sprey boyalar veriyorlar.
Se pensam que a American Century vai continuar como era, os nossos assistentes estão a distribuir sprays de tinta.
Sadece bir arada kalırsanız büyük yatırımcınız olacağım.
Eu só me tornarei vosso investidor se ficarem juntos.
Birlikte çalışmamız gerektiğini çünkü çalışmazsak kurbanların ailelerinin Amerikan basınına gidebileceğini ve bunun da iki ülke için utanç verici olacağını söyledi.
Que temos de trabalhar todos juntos porque se não o fizermos, as famílias das vítimas podem ir para a imprensa Americana, e que isso poderia ser embaraçoso para ambos os Países.
Sorumuz ya başarısız olursak değil, bunun ne zaman olacağı.
Não há dúvidas de que vamos falhar, só resta saber quando.
Buradan başka olacağımız bir yer yok.
Não há outro sítio para estar, para além deste sítio.
Ama çevredeki bir kız okulunda bir varyete olacağı duyurulduğunda...
Ainda assim, ao anunciarem um espectáculo na escola local das raparigas...
Bütün ülkede ayrıcalıklı olacağımız bir sözleşme pazarlığı yapıyoruz.
Estamos a negociar um contrato exclusivo que cobre o país inteiro.
Başkan Michener bu mücadelede bize yardımcı olacağınızı umuyordu.
O Presidente Michener esperava que fossem nossos parceiros nesta empreitada.
İlk karşılaşmamızın şahsen olacağını ümit ediyordum.
Esperava que nos encontrássemos pela primeira vez pessoalmente.
Ödemede aracı olacağınızı söyledin.
Você disse que facilitaria o pagamento.
Boş konularda daha da konuştukça zeki hanımlardan olacağınızı sanıyorsunuz.
Quanto mais falar sobre nada, mais inteligente essas senhoras pensarão que é.
Nasıl hayatta kalacağımızı, ne kadar yiyeceğe ihtiyacımız olacağını.
Como sobreviver. De que quantidade de alimentos iremos precisar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]