Salı günü перевод на португальский
1,199 параллельный перевод
Onu salı günü buldun.
Encontraste-o numa Terça-Feira, chama-lhe Terça-Feira!
Salı günü tanıştık.
Conheci-o na terça.
Salı günü olduğunu bile unutmuşum.
Eu nem sabia que hoje era terça-feira.
Size Salı günü bazı vernik örnekleri göndermiştim.
Enviei umas amostras de verniz na terça.
Salı günü bana yemek pişirebilirsin.
Podes fazer-me o jantar na Terça feira.
Arkadaşlarımdan biri evlenirse, veya doğum gününde, veya bir salı günü...
Se algum dos meus amigos casar, fizer anos ou outra data qualquer...
Salı günü, kötü haberler vermek için aradı.
Na terça-feira, ligou-lhe com más notícias.
Haberleri kaçıranlar için hatırlatmak istiyoruz. Kimliği tesbit edilememiş bazı evsiz kişiler, geçen salı günü NewJersey'de yanına gelerek feci şekilde hırpalamışlardı. Hayati durumu kritik, ancak stabil ve hastanede kontrol altında tutuluyor.
Para aqueles que não seguiram as notícias... um sem-abrigo não identificado foi abordado e... violentamente espancado na costa de New Jersey, terça passada... encontra-se em estado crítico no entanto estável.
Aa, Los Angeles'ta başlayacak, Salı günü.
Começo em LA na terça-feira.
Salı günü olmalıydı.
Deve ter sido na terça-feira.
Salı günü Helena, Montana'da bir kamera ekibini hazır tut. Ben de sana üç saat avans vereceğim. Tamam mı?
Prepara uma equipa de reportagem para Helena, Montana, na Terça e dou-te 3 horas de avanço.
Salı günü, Louvre'u.
E na terça, o Louvre.
Tommy, katibi tanıyormuş, duruşma hemen Salı günü yapılacak.
O Tommy meteu uma cunha, para apressar a audiência. É na terça-feira.
Çarşaflarımı kirletme. Karım salı günü dönüyor.
Se manchares os lençóis, a minha mulher volta na terca.
Salı günü orada olmamız gerekiyor.
Tenho de lá estar terca-feira.
Salı günü ortak olup olmadığını öğrenecek, ondan sonra biraz yumuşayacağını umuyorum.
Na terça-feira, já sabe se será sócio. Só espero que relaxe, depois.
- Saat iki oldu, salı günü geldi.
- São duas da manhã de terça-feira.
Salı günü üç kişilik yemek rezervasyonu yaptıracaktım.
Queria fazer uma reserva de jantar para 3 na Terça.
Ama önümüzdeki Salı günü içindi.
Mas era na próxima terça.
Dünyanın en çok kazandıran yıldızı Salı günü akşam yemeğine geliyor.
O maior astro do cinema virá jantar aqui na terça!
- Eski karısının salı günü artırmaya çıkacak Bulgari kolyesi.
- O colar Bulgari da ex. dele, que vai ser leiloado na terça-feira.
Hayır, Salı günü ben müsait değilim.
Terça não posso.
Sanırım Salı günü sizinle beraber uçmuştuk. Ron Wachter.
Viemos no mesmo avião, Terça.
Salı günü geldiğinde dolandırıcıları silip süpüreceğiz.
Na terça-feira vamos correr com eles!
geçen hafta salı günü şeker fiyatları düştü.
O preço do açucar caiu terça-feira passada caiu e partiu-se mas já o colaram com bostik
Salı günü geliyor.
Contudo, chegará na terça-feira.
Ben onu salı günü zannediyordum.
Julgava que fosse às terças e que quinta-feira era o curso de trapézio.
Ben onu salı günü zannediyordum.
Julgava que fosse às terças.
Müzik dersinin salı günü olduğunu zannediyordum.
Mas não são às terças-feiras.
Salı günü yemek saatinde.
" na terça-feira, á hora do almoço,
Salı günü yemek saatinde.
" Na terça-feira, á hora do almoço,
Salı günü bekliyorum.
Até Terça.
Sen günün en iyi bölümünde, aşağıda mağaranda uyurken Peder Mackie bunu bir pınardan getirtip kutsadıktan sonra ayın her ikinci salı günü kapımıza kadar yolluyor.
Entregue à nossa porta e abençoada todas as segundas terças-feiras do mês pelo Padre Mackie, enquanto estás na tua caverna a dormir durante o dia.
- Evet. Hayır. Salı günü oraya ulaşmışlar.
Chegaram lá na terça-feira.
Benim sıram salı günü.
A minha vez é à terça-feira.
Çocuklar ilk günah çıkarmanız için, salı günü kiliseye gitmelisiniz, bu yüzden bugün eve gidip, tüm günahlarınız hakkında enine boyuna düşünmenizi istiyorum, böylece rahibe her şeyi anlatabilirsiniz.
Vão ter de fazer a vossa primeira confissão na Terça-feira. Por isso, quero que vão para casa e pensem arduamente nos vossos pecados, para que possam contar tudo ao padre.
- Salı günü ayrılıyorum, üzgünüm.
- Vou-me embora na Terça e estou azul.
- Siz salı günü sahneleyeceksiniz.
Apresentarão o vosso trabalho na terça-feira.
Konvoy 229-A New York'tan salı günü ayrıldı... çelik, kereste, ve süt tozu taşıyor.
Comboio 229A, saiu de Nova Iorque na terça-feira. Leva aço, madeira, leite em pó...
Öyleyse? Salı günü görüşürüz.
Vejo-o na Terça?
Seni Salı günü görecektim.
Ficou de ir Terça.
Eğer Johnny için çalışıyorsan, ona borcumu Salı günü ödeyecektim.
Se trabalhas para o Johnny, eu ia pagar-lhe na terça-feira.
Salı günü Doğu Garı, bekleme odasındaki fotoğraf kulübesinde, saat 5'te.
"Encontro, cabine de foto. Saguão dos passos perdidos... Gare de I"'" Est.
- Salı günü anlaşıldı. - Hannah!
E dei-me mal.
Salı günü okula başlıyor.
Começa a escola na quarta-feira.
Salı günü bir uğra Luis.
Passa por là na terça, Luis.
Salı günü birinden ayrılıyorsun ve Cuma günü başkasını buluyorsun.
Deixas um tipo numa terça e na sexta já conheceste outro.
Salı günü, kayayı çıkartacaklar.
- Tiram-na na quarta...
Salı, iki gün. Çarşamba, çarşı günü...
Quarta, que dia...?
Salı günü görüşürüz.
- Até Terça.
- Salı günü seninle birlikte olmak istiyorum. - Tamam.
- Isto é dinheiro a sério.