Uydu перевод на португальский
3,159 параллельный перевод
Sanırım Jones iki özel uydu edinmiş. Hatta belki kendi fırlatmış. Gezegen etrafında Güneş ışığını yansıtan disko küreleri onlar.
Acho que o Jones comandou dois satélites particulares ou talvez os tenha lançado, e são os globos de discoteca que estão a reflectir a luz solar ao redor do planeta.
Yer-uydu bağını kontrol eder misin?
Pode verificar as ligações?
İçerde mil-sayarlı GPS.. .. uydu bağlantıları, yüksek kaliteli ses.. .. zengin Korint derileri.
O interior ostenta um GPS militar, comunicações via satélite, som estéreo hi-fi, Cabedal Corinthian...
Basit bir uydu bağlantımız ve telsizimiz var.
Temos cobertura básica do satélite e algumas comunicações.
Evet.Eğer uydu görevlendirmek için N.R.O.'yu bekleseydim hiçbirşey yapamazdık.
Se eu fosse esperar pela NRO, não ia conseguir fazer nada.
İşte bu tanıdığım Annie Walker'a daha çok uydu.
Isso é mais a cara da Annie Walker que eu conheço.
Küba, Lourdes'in uydu görüntülerini çıkar bana.
Quero as últimas imagens de Lourdes, Cuba.
Sen, bana iletişim için uydu bağlantısı kur.
Dá-me um link de comunicação.
Uydu lokasyonunu saptadı.
O satélite confirmou a sua localização.
Uydu görüntülerini kullanıp, kamyonların yere mesafesini ölçebiliriz böylece hangisinin daha çok ağırlığı varmış öğrenebiliriz.
Sabes, podíamos usar imagens de satélite para medir a distância do pára-choques ao chão. E ver qual o camião que leva mais carga.
Eski füzeler uydu yönlendirmesi aracılığıyla hedeflere kilitlenirlerdi. - Percy bir uyduyu ele geçirirse...
Os primeiros mísseis balísticos usavam navegação por satélite.
Nasıl yani çalıştırmak? Uydu zaten yörüngede.
O que quer dizer, "on-line"?
Ayrıca savunma için hazırlanmış bir uydu silahı da şu anda ellerinde.
Eles também têm um satélite do programa de defesa.
O uydu tesisindeki insanları senin öldürdüğünü biliyorum.
Sei que mataste aquelas pessoas na base do satélite.
Uydu harekete geçti ve yörüngesi değişti.
O satélite activou os retrofoguetes e mudou-os de trajectória.
Uydu kontrolünü elime aldım ve doğu kıyı bölgesine hedefledim.
Eu confisquei um satélite de defesa e redireccionei-o numa direcção acima da costa leste.
Eski füze kontrol sistemleri uydu ile yapılıyordu.
Os primeiros mísseis balísticos usavam... navegação via satélite para acertar nos alvos.
Uydu Bölüm'den kontrol ediliyor.
Vamos tirar-lhe o trunfo... O satélite que ele controla.
Madem uydu silahım öldü diyorsunuz aslında en başından beri hiç hayata geçmemişti.
E quanto à questão da minha arma ter sido destruída, ela nunca esteve viva.
Yani hiç uydu olmadı mı?
Está a dizer que não houve nenhum satélite?
Uydu var, yukarıda bir yerde.
Está lá em cima.
Uydu hazır, görüntü geliyor.
O satélite está ligado, informações ao vivo.
Naomi'nin cesedinden aldığımız kısmi bir parmak iziyle. Seninkine uydu.
Uma digital parcial no corpo da Naomi... bateu com a sua.
Bir elektrik hattına girdim bir uydu alıcıyı bozdum ve kablocu bir adama rüşvet verdim.
Entrei numa rede elétrica, aldrabei um satélite e subornei um tipo da TV por cabo.
O uydu şifrelerine ihtiyacım var. Karşılığında yatının yanına 50 metre yanaşan... -... herkes için bir gözetleme ağı kuracağım.
Dá-me os códigos dos satélites e crio um sistema de vigilância que te avisa se alguém estiver a 15 metros do teu iate.
Sadece sıradan uydu operasyonlarımızın teftişi.
Apenas uma revisão habitual aos nossos satélites.
Araçları izlemek için 3 farklı uydu kullanıyoruz.
Obtivemos as imagens do camião através de três satélites.
Stanley McChrystal'la Kandahar'dan uydu bağlantısı yapmıştım. Herifi kodumun Taliban'ı vurmuştu ve sen ise gevezelik ediyordun kulağımın içinde. Gevezelik etmiyordum.
- Tinha o Stanley McChrystal via satélite, de Kandahar, a ser alvejado pelos talibãs, e tu a buzinar-me ao ouvido.
El Soldat'ın GSI hangi adamı çalışıyorsa uydu görüntüleri hakkında onu uyarmış.
Algum infiltrado do El Soldat avisou-o sobre o satélite.
- Açıkçası, yemek saatini kaçırdık o yüzden uydu bağlantısıyla kimi ayarlarsak artık.
- Chegámos tarde ao bufete, por isso, tivemos de convidar pessoas que estivessem perto de uma antena.
Bana uydu bağlantısıyla katılan yasanın üç güçlü destekçisi Doktor Dwayne Sotter, göçmenlik politikası hakkında yazıları olan bir akademisyen Ross Fernholm, eski Arizona polis memuru şimdi Yuma'da Bağımsız Sınır Bekçileri örgütünü yönetiyor ve Gwen Lalley, New Mexico Üniversitesi'nde birinci sınıf öğrencisi ve dün geceki Bayan ABD Yarışması'nın ikincisi kendisine sahnede bu konu hakkında sorulan soru yüzünden kazanamadığını düşünüyor.
Tenho comigo, via satélite, três apoiantes da nova lei. O Dr. Dwayne Sotter, um académico que escreveu muito sobre política de imigração, Ross Fernholm, antigo polícia do Arizona que agora dirige os guardas de fronteira voluntários de Yuma.
Uydu sağlayıcısı telefondan sinyal alınamadığını söyledi yani ya telefon parçalandı ya da yerin çok altına götürüldü.
O telefone não está a emitir sinal o que significa que foi destruído ou está a grande profundidade.
Hadi, bana uydu görüntüsü ver.
Vamos lá. Dá-me uma visão de cima.
Bu Copperfield'ın son uydu görüntüsü.
Esta é a mais recente imagem de satélite que temos de Coopperfield.
Sanırım pencereyi açıp, uydu antenini bir kontrol etmeliyiz.
Acho que temos de abrir a janela e ver a antena parabólica.
Uydu telefonu bile meşgul sinyali veriyor.
Até o telefone via satélite está ocupado.
Uydu görüntüleri yandaki cephaneliğe binanın çatısından girilebileceğini doğruluyor.
As nossas imagens de satélite confirmam que o depósito de armas é acessível através...
Büyük birader sana uydu fotoğraflarına tam erişim hakkı vermedi sanırım.
Presumo que o grande chefe não te deu acesso total às imagens de satélite.
Bitişik caddelerin uydu görüntülerini alıyoruz ama hepsi isyancılarla dolu.
Temos visão da rua próxima, está cheia de inimigos.
- Tahmin edin. Az önce kongre üyesi Brody ile bir uydu görüşmesi yapabileceğinizin onayını aldım.
Acabei de obter autorização para ligarem ao congressista Brody.
Uydu Pazar gününden beri 6 defa üzerinden geçti.
Foi feita uma análise na área.
NGA uydu görüntüleri topluyor.
A NGA está a tirar as imagens de satélite.
Uydu bağlantısındaki gecikmeden dolayı hareket eden bir hedefe atış yapmak çok riskli.
Com o atraso do link do satélite, é muito arriscado disparar num alvo em movimento.
Uydu bağlantımız var.
Vamos.
"Arbalet" adı verilen çok gizli bir uydu projesi üzerinde çalışıyorlarmış.
Eles trabalhavam num satélite secreto chamado "Besta", juntamente com outros dois homens :
Percy uydu istiyor anlıyorum ama eski mühendisleri neden öldürüyor?
Percebo porque o Percy quer os satélites, mas porquê matar engenheiros aposentados?
Uydu, Bölüm'den kontrol ediliyor.
O satélite que ele controla da Divisão.
Uydu hala kontrolümüzde mi?
Ainda controlamos o satélite?
Uydu silahın öldü.
A sua arma via satélite foi destruída.
Olay yerini terk ettikten sonra uydu ile onu izlemeye devam ettim sürücü koltuğu sağ tarafta olan bir arabaya biniyor.
Ela entrou num carro com o volante à direita.
Tamam, bizim uydu telefonumuz onda.
- Já tentei tudo. Ele tem o nosso telefone de satélite, aquele que nós usávamos.