Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Y ] / Yeterli

Yeterli перевод на португальский

17,975 параллельный перевод
- Bu yeterli değil.
Isso não chega.
- Sadece köprü üstü dikkat demen yeterli.
Um simples "atenção no convés" servirá.
Bu imkansız. Yeterli zamanları olamazdı ki.
É impossível, eles não teriam tempo.
Ne yapıyorsa yapsın, bir kızdan hoşlanırsa yeterli zamanı ayırırdı.
Não importava o que estivesse a fazer, se ele gostasse de uma rapariga, perdia tempo.
Ama gerçek şu ki yeterli adamımız yok.
Mas a verdade é, não temos pessoal suficiente.
Hayvan kanı yeterli değil.
O sangue de animais não chega.
Bu yeterli değil mi?
Não é o mesmo?
İşleri yoluna koymak için bile yeterli değil.
Não tenho tempo para tratar dos meus assuntos.
Sevinmediğim bir görevim var ki bu da mahkemen için yeterli. Yani kanıtın olup olmadığına karar vermek.
Cabe-me a infeliz tarefa de conduzir uma investigação para determinar se há provas para serdes julgada.
Sıkıntı, kârın yeterli olmaması.
O problema é que é pouco para ter lucro.
Yeterli!
Basta!
Peki bu Donald Trump'tan gelen karşı atağı önlemek için yeterli olacak mı?
Mas será isso suficiente para enfrentar o grande ataque vindo de Donald Trump?
- Yeterli değil.
- Não é suficiente.
Adamlarınızın eğitimi ve silah gücü yeterli olmayabilir.
A formação e o poder de fogo dos seus homens podem não bastar.
Bu yeterli değil.
Não chega.
İkram içki servisi artık yeterli değil.
Oferecer garrafas já não chega.
Hatırasını onurlandırmak için güzel bir yol. Ama insan düşününce yeterli değil diyor...
É uma boa forma de honrar a memória dela, mas, não o suficiente, considerando a situação.
Evet, yeterli değil.
Não. Não é suficiente.
Ancak sayın başkan, acaba yeterli değil mi diye düşünüyorum.
Mas, pergunto-me, Sr. Presidente, se já não fiz o suficiente.
Yani gönderdiğimiz tedavi yeterli insana ulaştırılmıyormuş.
O que significa que as doses que temos enviado não estão a chegar às pessoas que precisam.
Albay, eğer tedaviyi yaymak içn yeterli çabayı göstermediğimi ima ediyorsanız...
Capitão, se está a sugerir que não estou a fazer o suficiente para disseminar...
Yaşayan en hızlı insan oldum,... ama, bu benim için yeterli değildi.
Transformei-me no homem mais veloz vivo, mas isso não chegava para mim.
Normal günlerde bile sekiz adam yeterli değildir.
Mesmo num dia calmo, oito homens não são suficientes.
Yeterli değil, ama elimizden geleni yapmalıyız değil mi?
Não é o ideal, mas, temos que fazer aquilo que pudermos, certo?
Bu yeterli mi?
Chega?
Hayır, lokasyon algoritması oluşturmak için yeterli bilgiye sahip değilim.
Não tenho informações suficientes para criar um algoritmo de localização.
Bu yüzden tekrar baştan başlamak ve yeni Reich'ı yaratmak için yeterli altın da dahil, ihtiyaçları olan her şeyi bulacaklar orada.
Eles terão tudo o que precisam para recomeçar e ainda barras de ouro suficientes para começar um novo Reich.
Kordonun içinde ne kadar market varsa, içleri şimdiye kadar çoktan boşalmıştır, en başından yeterli malzemesi olmayanlardan bahsetmiyoruz bile.
As poucas mercearias existentes que existiam no interior do cordão, já devem ter sido saqueadas sem mencionar aquelas que já tinham poucas coisas no início.
- Yeterli hava yok burada. - Yeterince hava var Suzy.
Ainda há muito ar, Suzy.
Yapılacak olan en iyi hareketin, gözlerden uzak bir alanda, yeterli toprak zemine sahip geçici bir değişim konteynırı yapmak olduğuna karar verdim.
Determinei que a melhor forma de o fazer será criar uma câmara estéril numa zona suficientemente vasta para impedir uma visibilidade directa.
Hibe ve terfi için sürekli geçiştirilmekten sıkıldım. Az maaş alıyorum, yeterli personelim yok.
Estou cansada de estar sempre a ser passada para trás para a bolsa, para a promoção.
Bir şeyleri doğru yoldan başarmak için yeterli zaman olmadığını hissediyorsun. Ama bu bir bahane.
Faz-te pensar que não há tempo para fazer da forma certa, mas isso é uma desculpa.
Birini kurtarmak için pek de yeterli bir zaman değil, değil mi?
Isso não é muito tempo para conseguir salvar alguém, pois não?
Onu yapmak için yeterli sayıdan daha fazla adamımız var.
Temos homens mais que suficientes para fazer isso.
Sence bu yeterli mi?
Achas que é suficiente?
Ana Kraliçe iki yıllık bir ayrılığın Prenses Margaret'ın Albay'a olan ilgisini kaybetmesi için yeterli olacağını ve tüm olayın kapanacağını düşünüyordu. Ama kaybetmediği için olmadı.
A rainha-mãe sempre achou que dois anos de separação seriam suficientes para a princesa perder o interesse no capitão e acabar tudo, mas, afinal, não.
Eğer soyluların yarısı bile boyun eğerse, Garnizon Paris'i savunmak için yeterli olmayacaktır.
Se, apenas, metade dos nobres aceder, a Guarnição não será suficiente para defender Paris.
Beş yeterli.
Cinco serão suficientes.
Doktorunuz bir yudumun yeterli olacağını söylüyor Majesteleri.
O seu médico diz que um pequeno gole é suficiente, Majestade.
Bu yeterli değil mi?
Isso não é suficiente?
Hepsinin vardı ama o gün için yeterli gelmemiş.
Mas nesse dia não chegou.
Yeterli puanı toplamamışsınız.
Não tens moedas que cheguem.
# Senin gözünde yeterli değil miyiz hala?
Acha que não temos esperança?
# # Senin gözünde yeterli değil miyiz hala?
Acha que não temos esperança?
Eğer sen, dünya şampiyonluğu için yeterli değilsen hangi Hintli kız yeterlidir, bilmiyorum.
Se não ganhar na vitória internacional então não sei que rapariga na Índia será.
Ön duruşma için yeterli olacak.
Serve para audiência preliminar.
Tanık hâlâ iyileşme sürecinde ve 911 araması bile bu davanın açılmasına yeterli efendim.
- pessoalmente. - Ela ainda está em recuperação e só a chamada é suficiente para levar à julgamento.
Yeterli mi çok emin değilim, Bay Denver. İtiraz kabul edildi.
Não sei quanto a isso, Sr. Denver.
Bu Kansas için yeterli olabilir.
- Podia descontrolar o Kansas.
Deneğe yeterli miktarda anestezi verildi.
O processo vai induzir uma convulsão... e grande quantidade de dor.
- Tatlım, bunun yeterli olmadığını biliyorum.
Querida, sei que isso não é o suficiente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]