Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Y ] / Yı aradım

Yı aradım перевод на португальский

478 параллельный перевод
Segovia'yı aradım!
Eu liguei para a Segóvia!
İnziva'yı aradım.
Eu liguei para o Retreat.
Şimdi dinle beni anne, Plaza'yı aradım.
Mãe, escute-me, eu liguei ao Plaza.
Seni bulmak için tüm Londra'yı aradım!
Procurei toda a cidade por si!
Üç eyalette binlerce kilometre katederek Olga'yı aradım, ama ne çare.
Palmilhei a maioria dos três Estados e centenas de quilómetros à procura da Olga, sem qualquer êxito.
Dondurmacıyı aradım. Yemek saatinde çıkmıyorlarmış.
Eles não têm nenhuma volta antes do almoço, nem antes do jantar, nem às 14h30m.
- Silvia'yı aradım ama kimse cevap vermedi.
- Liguei à Silvia, mas ninguém atendeu.
Prenses Dünya'yı aradım, bahçesine girdim onu gördüm ve ona aşık oldum.
Procurei a rainha Dunya, entrei em seu jardim. Eu a vi e me apaixonei por ela.
Bugün Ariadna'yı aradım.
Telefono hoje à Ariadna.
Tesisatçıyı aradım.
Chamei o canalizador.
Dinle, az önce Nova'yı aradım ve şimdi seni almaya geliyorlar.
Ouça, acabei de ligar para Nova e eles vêm buscá-lo.
O konuşmaları ben yaptım... Carolyn'den Barbara'yı aradım.
Eu telefonava para a Barbara do apartamento da Carolyn.
Gloria'yı aradım.
Telefonei à Gloria.
Aşağıyı aradım ama şikayet etmek için değil.
Isto é, liguei lá para baixo. Mas não foi bem para me queixar.
Heidi onun hakkında söylediklerini anlattı. Bu yüzden Leda'yı aradım.
A Heidi disse-me o falaste sobre ele, então, liguei para a Leda.
Bahçeye çıkıp, Asta'yı ve bıçağı aradığım sırada... beni vurmanın uygun olacağını düşündü.
Quando fui procurar o Asta e a faca, sabia que me poderia dar um tiro com alguma segurança.
Hayır, ama Sara'yı bırakamayınca Noah'ı aradım.
Estou a ser interrogado?
- Beni aradığını söylediler. - Seninle konuşmalıyım Tommy.
Disseram-me que me procuravas.
Bense iyiliğimden mi, belamı aradığımdan mı, öyle vermişim ki kraliçeye kendimi, çevresinde dönen bir yıldız gibi, her hareketimde bağlı kalıyorum ona.
E, quanto a mim, seja a minha virtude ou o meu tormento, ela está tão associada à minha vida e alma tal como a estrela apenas se move na sua esfera, eu não posso passar sem ela.
Beyhude dualarım gökteki yıldızdan yıldıza sıçrayıp uzaklardaki buz kesen karanlıkta yittiler. Düştüler denizin derinliğini örten kara suların altındaki dipsiz derinliğe. Beyhude sözlerim aradı Tanrı'nın kulağını.
No alto, de estrela em estrela... as minhas fúteis preces só alcançam... a longínqua e gelada escuridão... em baixo, na infame realidade, onde só as negras águas cobrem o abismo do mar, as minhas palavras vãs, buscam o ouvido de Deus.
Size bir soru sorayım Bay Deveraux çiftlik yıllarınız boyunca hiç hakkınızı yasal yetkililerle aradınız mı?
E deixe-me perguntar-lhe isto, Sr. Devereaux. Alguma vez nestes anos todos recorreu às autoridades?
- Valeria'yı mı aradın?
Telefonaste à Valeria? - Sim.
Aradığım şeylerin hayalini kurmalıyım
Sonharei com as coisas Que procuro
Seni öldürdüklerini düşünene kadar tam bir yıl seni aradım.
Procurei-te durante um ano inteiro, até me convencer que te tinham matado.
Evet, ben- - ben onların aradıklarıyım.
Sim, eu... sou aquele a quem estão a procurar.
Hayır. Yıllarca onu aradım.
Eu procurei por anos.
Kapatmalıyım. Aradığın için sağol.
Tenho de desligar.
Apartmanı kiralayan emlak ofisini aradım Ellerinde bir yıldan fazladır kadının ödediği aidatların makbuzları varmış.
Fui à agência de aluguer. Têm recibos dela de há mais de um ano.
Aradıklarını bulurlarsa, tam payımızı alacak mıyız?
Se acharem o que estão procurando, vamos receber tudo?
Tamam. Bir daha aradığında onunla konuşmalıyım.
Da próxima vez que ligar, diga que preciso de falar com ele.
O kılıcı tam 37 yıl aradım.
Procurei-a durante 37 anos.
Bilirsin, sanırım annem ve ben seni en çok Şükran Günlerinde ve Yılbaşlarında aradık.
Acho que tínhamos mais saudades no Dia de Acção de Graças e no Natal.
On yıl Tomme bütün bu zaman boyunca seni aradım.
Dez anos, Tomme... à tua procura... por todo o lado.
Başımız derde girdiğinde herkesin fikrini söylemesi güzel... ama toparlanıp gitme kararını almadan önce... sanırım kendimize burada ne aradığımızı sormalıyız.
Recomeçar soa bem quando se está encrencado... mas antes de votarmos para arrumar as coisas e partir... devíamos perguntar-nos porque estamos aqui.
Ilona'yı aradın mı hiç? Hayır.
Telefonaste à Ilona?
Sizi Rebecca'nın okul yıllarında en sevdiği şarkıyı öğrenmek için aradım.
O meu nome é Sam Malone.
Baba, şu klimacıyı aradın mı?
Pai, falou com o cara do ar-condicionado?
Ben bir yayıncıyım. Sizi aradığım için aptal gibi hissediyorum ama müşterilerimden biri, Paul Sheldon " un başı dertte olabilir.
Sou uma agente literária e me sinto uma tonta chamando você..... mas acho que um de meus clientes, Paul Sheldon, pode estar em algum tipo de problema.
Şimdi, aradığım adam eski bir mahkum ve bir çıngıraklı yılan kadar acımasız.
O tipo que eu procuro é um criminoso e ele é mau como as cobras.
- Emlakçıyı aradın mı?
Ligaste ao agente imobiliário?
Kırk yıl boyunca aradım ama sonunda Ali Baba'nın kirli çamaşırlarını ulaştım.
40 anos à procura e acabo com a roupa suja do Collie Baba.
Sende savunmasız bir yer buldu, benim yıllardır aradığım bir şeyi.
Ela encontrou um ponto fraco em você que eu levei anos procurando.
6 yıl sonra telefonla aradı ve benden yardım istedi.
Após seis anos, recebo uma chamada pedindo ajuda.
seni üç yıldır aradım!
Há três anos que te procuro.
Önce gümüş renginde... sonra, aradan yıllar geçtikçe, mor... kırmızı... ve nihayet yıllardır aradığım mavi.
Prateado ao princípio... com o progresso dos anos, em tons de púrpura... vermelho... e o meu há tanto tempo perdido azul.
Sonra annemin okul yıllığına baktım... ve birkaç kişiyi aradım.
Depois, li o anuário do liceu dela... e falei com algumas pessoas.
Aradığınız çözüm olmayabilirim ama bir şey yapmalıyım.
Eu sei que não sou a primeira escolha que vocês queriam, mas sinto que tenho de fazer alguma coisa.
Kraliçenin canı, oğlunun gözlerinde sanki. Bense iyiliğimden mi belamı aradığımdan mı öyle vermişim ki kraliçeye kendimi çevresinde dönen bir yıldız gibi her hareketimde bağlı kalıyorum ona.
A rainha, sua mãe, vive quase que em função dele... e, quanto a mim, seja isso uma virtude ou uma doença... ela é tão próxima de minha vida e de minh'alma... que, como a estrela que não sai de sua esfera... dela não posso me afastar.
Bu hanımefendiyi tam on yıl aradım.
Ando à procuro desta Senhora há uns dez longos anos.
Alicia'yı aradın mı?
Telefonaste à Alicia?
Ama sen... Ben sadece neden hazineyi aradığınla ilgili biraz meraklıyım.
Mas tu só tenho alguma curiosidade em saber porque estás atrás do tesouro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]