Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Y ] / Yı ara

Yı ara перевод на португальский

719 параллельный перевод
Kid, yedi numaraya yakıt koy, Santa Maria'yı ara.
Abastece o sete. Liga para Santa Maria.
- Tamam. Kanada'yı ara ve vagonda iki tane listelenmemiş nesne olduğunu söyle
Liga aos Canucks e diz-lhes que voltam 2 artigos não referidos.
- Sonra Ulaştırma'yı ara.
- E ligue ao Transporte.
Öyleyse... sıcak bir şeyler pişir, sıcak kahve yap ve sonra telsizle Londra'yı ara.
Faça alguma comida e café quentes, e depois contacte Londres pelo rádio.
Bonasera'yı ara.
Chame Bonasera.
Londra'yı ara.
Liga para Londres.
Walter, Alexandre'yı ara.
Aproxima-te do Alexandre.
- Pizzacıyı ara.
- Manda vir uma pizza.
Bölge savcılığından D'Ambrosia'yı ara, "kahve medyum mu?" diye sor.
Liga para o D'Ambrosia e pergunta-lhe se o café é psicologia.
Tatlım, Dr. Oscia'yı ara ve, de ki böbrek bugün hazır olacak
Proteína está ficando muito difícil de encontrar nos dias de hoje.
Ara sıra beni yıkardın. Birçok kez neredeyse şaplağı indiriyordun.
Deste-me banho algumas vezes... e quase me bateste também várias vezes.
Eşiniz bir yıldır benim öğrencim. Ara sıra onun sırtını sıvazlarım.
Há um ano que ela é minha aluna e, de vez em quando, afago-lhe as costas.
Ekmeği taştan çıkarma konusunda bir ara senden ders almalıyım.
Um dia, vai ter de me ensinar a sangrar uma pedra.
Yıllar geçtikçe o ara büyüyor.
Esses anos esticam com o decorrer dos anos.
Uyuyamadım, ara kapıyı açık görünce kalktım.
Não conseguia dormir. Como vi a porta aberta, levantei-me.
Bir ara ellerimi yıkamağa gittim, ve geri dönerken Meton'da binen bir müvekkilimle konuşmak için durdum.
Fui uma vez lavar as mãos, e ao regressar parei para falar com um cliente que tinha conseguido em Merton.
Bir ara çok fena bir yumruk almış olmalıyım çünkü beni yere serdi sandım.
Deve-me ter socado a sério, a um certo momento, porque pensei que tinha perdido.
Koca gün, bir ara yıkanırım.
Eu espero todo o dia por este banho.
13-26-62-4'ü ara ve Marcella'yı iste.
Ligue 13-26-62-4 e pergunte por Marcella.
Bir ara beraber hızlı düşüşler yapmalıyız.
Um dia destes temos de fazer uns treinos juntos.
Palmyra'yı ara.
Liga para Palmyra.
O bizim. Oradayken, sıhhi tesisatçıyı da ara.
Já que vais lá, fala ao canalizador.
- Robinson'ları ara, bunu kutlamalıyız!
Vamos celebrar com os Robinson!
Bir ara bulaşık, araba yıkadım. Bir yıl bir apartmanda, kapıcılık yaptım.
carros... fui zelador num bloco de apartamentos.
Yıldız Filosu Komutanlığı'ndan Amiral Komack'i ara.
Ligue ao Almirante Komack, do Comando da Frota Estelar.
Yıldız Filosu Komutanlığı'nı ara.
Tenente, contacte o comando da Frota Estelar.
Yıldız Filosu Komutanlığı'nı ara.
Mensagem ao Comando da Frota.
Parlamento 11 : 30'da ara verdi ve karanlık koridordan geçerek kapıyı kırdı, misafir odasını boyadı. Önümüzdeki hafta sonu oğlanın odasına başlayabilecekler. Amy ile Roger ise iki gün Londra'da gizemli Bay Grenville'i görecek.
O Parlamento fechou a sessão às 11h30 e, rastejando por uma passagem escura até à reitoria arrombou a porta, pintou a sala que sobrava e, no próximo fim-de-semana, poderão começar o quarto do rapaz, enquanto Amy e Roger, em Londres por dois dias,
Merkezi ara, Piazza'yı yakaladık.
Chama à delegacia de polícia, temos a Piazza.
Tekrar, ara Luca'yı.
Tente o Luca novamente.
Dinle. Bir ara buluşamaz mıyız?
Escuta, não podemos encontrar-nos lá fora?
Ara sıra da akrep ve engerek yılanı vakaları meydana geliyordu.
Havia também os ocasionais escorpiões e víboras.
- Bir ara buluşup beraber dosyalamalıyız...
- Devíamos juntar-nos.
Arkadaşım Ida Cookson sevgili yitik kocasıyla bu hoş sohbete katılıncaya dek Nezaketin İki Kıyısı'nı ara.
Procura pela Dupla Margem da Bondade até que a minha amiga se una em comunicação com o falecido marido.
Bir ara Russellville'de olduğunu hatırlıyorum. İhtiyar Charly Bowles. 15 yıl kadar önce.
Lembro-me em Russelville, o Charlie Bowers, a uns 15 anos atrás.
Bir yıl ara istedi bir yıl verdim.
Quería um ano com issos vagabundos... assim lhe dei um ano livre.
- Bir ara uyuduğunu varsaymalıyız.
- Ele deve ter que dormir.
Şu Florida şovundan sonra bir yıl ara vereceğim.
E depois do concerto na Florida vou tirar um ano de folga.
Memleketimdeki konserden sonra bir yıl ara vermeyi düşünüyorum.
Depois do concerto na minha terra, estou a pensar parar por um ano.
- Bir yıl ara mı?
- Um ano? !
Tabii, bir yıl ara verecek.
Claro, ela vai tirar um ano de folga.
Bir yıl ara vereceğim.
Vou parar um ano.
Kozmos belgeselini tamamladıktan birkaç yıl sonra bir roman yazmak için, bilim kariyerime ara verdim.
Alguns anos após ter finalizado a série Cosmos, tirei algum tempo livre para escrever um livro.
Hemen lanet D-A-N-N-Y'i ara.
Liga ao idiota do D-A-N-N-Y.
Yıldız Donanması Karargâhını ara.
Alertar quartel-general da Frota!
Üç yıl önceydi, Londra'yı ziyaret ediyordum. Bu ara sıra yaptığım olağan bir şeydi, ama- -
Até que há três anos vim passear a Londres, algo muito raro em mim.
Bir ara verelim bir an için. Sonra lacrimosa'yı bitireceğiz.
Vamos parar um momento, depois acabamos o Lacrimosa.
Gelip kapıyı açmayan bir ölü. - Açık ara öne geçti.
Bateu-nos aos pontos.
82, 83 arasında bir yıl ara verdi, kişisel nedenlerle.
De 1982 a 1983 retirou-se durante um ano por motivos pessoais.
Dr Pulaski'nin, onu taşıyan adamla mücadele edip, ara ara onun adımlarını bozduğunu varsaymalıyız.
- Mas não existem sinais de vida.
Bir yıl ara vermeyi düşünüyordum, belki Avrupa gezisi, müzik dinleme.
Pensei em parar durante um ano, talvez viajar na Europa, ouvir música.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]