Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ È ] / È

È перевод на португальский

2,101 параллельный перевод
O resmen kördür, kastettiğiniz buysa.
È legalmente cego, se é a isso que se refere.
Seni görmek ne harika.
È täo bom ver-te!
Bunlar benim özel grubum.
È o meu grupo especial.
Sizi görmek çok güzel.
È um prazer vê-la.
Bu Terrell.
È o Terrell.
- Bu bir nevi iyilik.
- È um favor.
- Doğru.
- È verdade.
- Hayır, o çok tuhaftır.
- È uma excêntrica.
Hoş bir tip.
È giro.
- Küçük ada.
- È uma ilha pequena.
Şu günlerde ne kadar az uykuyla yetindiğime şaşıyorum.
È incrível o pouco que preciso de dormir hoje em dia.
Hayır, bu bir özellik.
È uma especialidade.
- Haber mi?
- È novidade?
Çok trajik.
È trágico.
- Eğitici bir kanal.
- È educativo.
Şu yaptığım iş.
È isto que faco.
Bu en temiz iş...
È a coisa mais pura que...
Çok aptalca, değil mi?
È estúpido, näo é?
Pas vermenin ne demek olduğunu bilmelerine şükretmeli.
È de admirar que saibam o que é um passe de mäo.
- Birkaç tahtası eksik.
- È tarado.
- Orası kuşların doğal yuvası.
- È um habitat em grande perigo.
Birkaç delik açsak iyi olur, ki nefes alabilsin.
È melhor fazeres uns buracos para ela poder respirar.
Eski karınım.
È a tua ex-mulher.
- Bu fırsat kaçmaz.
- È uma oportunidade única.
- İşin gerçeği şu...
- È um bom negócio...
Sadece başka bir dolandırıcıIık.
È mais uma trafulhice.
- Sarı renkli, ucu siyah.
- È amarelo e tem a ponta preta.
Galiba.
È verdade.
Şu büyümeye karşı olan insanlar.
È esta gente antidesenvolvimento.
Seni buraya mı koydular?
È aqui que te alojam?
SatıImamış az bölümlerden biri.
È uma das raras unidades por vender.
- Bu o, değil mi?
- È aqui, näo é?
Burası bir dinlenme yeri.
È um lugar de repouso.
"Sen Bay Stokes'un kızısın."
"È a filha de Mr. Stokes."
Geçmişin gölgesinde yaşamak çok zor.
È difícil fazer jus ao que vem antes de nós.
Annenin arazisi hakkında.
È sobre a propriedade da tua mäe.
İşin tabiatı böyledir.
È tudo feito nesse espírito.
Bu önemli bir rol.
È um papel importante.
Hepsi senin, hayatım.
È tudo teu, querida.
- O benim.
- È meu.
- O başka.
- È diferente.
- Bayağı büyük.
- È grande.
- Oyun için.
- È para a peca.
- O marangoz mu?
- È carpinteiro?
Narkozcu.
È anestesista.
- Ne yazık.
- È uma pena.
Yine aynı isyancılar.
È o mesmo grupo de descontentes.
Bu senin işin. Sadece bir kısmı benim.
è o teu negócio, eu só recebo uma parte.
Aradığınız şey bu mu onbaşı?
È isto que procura, Cabo?
Sanki karşımda duvar var!
Oh! È tal e qual como falar para uma parede!
- Olur böyle şeyler.
- È a vida.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]