Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ş ] / Şey için

Şey için перевод на португальский

38,493 параллельный перевод
Başına gelen şey için üzüldüm.
Lamento que isso lhe tenha acontecido.
Sizi veritabanımızda buldum, bu yüzden gezi hiçbir şey için değildi, tamam mı?
Eu tenho-o na nossa base de dados, por isso a viagem não foi para nada, Ok?
Bu tür bir şey için altıncı bir mantıklım var.
Eu tenho um sexto sentido para este tipo de coisa,
Ekibimizin burada yaptığı şeyin bu gece hiçbir şey için olmasına izin veremeyiz.
Não podemos deixar que tudo o que a nossa equipa fez aqui esta noite, seja por nada.
Bu da beni yapmadığı bir şey için övgü toplamakta ısrar eden bir kendini beğenmiş gibi gösteriyor.
Depois faço figura de parvo por querer ficar com os créditos de algo que não fiz.
Baksana, yaptığın şey için teşekkür ederim.
- Obrigado por aquilo de há pouco.
Adını koymadığımız şey için.
Pelas coisas que não foram ditas.
Kocamın bir işi var, bir karısı var bir çocuğu var ve hiçbir şey için 52,000 dolar ödeyecek kadar para kazanmıyor.
O meu marido tem um emprego, ele tem uma esposa, tem um filho, ele não ganha dinheiro suficiente para pagar $ 52.000 pelo quer que seja.
Artık hiçbir şey için özür dilemiyorum.
Mas agora não peço desculpa por nada.
Tek şey için yapılmışlardır sadece bir şey.
Destinam-se a uma coisa e apenas uma.
Bana inanmayacağını biliyorum ama gerçekten üzgünüm her şey için.
Sei que não acreditarás em mim, mas lamento por tudo.
Teşekkürler Claire. Her şey için.
Obrigado, Claire por tudo.
Ama 15 yıl önce olmuş, üstelik muhtemelen kazanamayacağın bir şey için savaştıkça daha da karanlık biri oluyorsun.
Mas quanto mais lutas contra algo que aconteceu há 15 anos, uma luta que não podes vencer, mais sombrio te tornas.
Kimseye hiçbir şey için izin falan vermedin.
Não deixaste ninguém fazer nada.
Raees insanlar için çok şey yaptı.
Raees tem feito muito pelas pessoas.
Bir zamanlar Japon bir kız arkadaşın vardı. Senin için çok önemliydi ama şimdi bir şey hissetmiyorsun.
E já teve uma namorada Japonesa que agora lhe é indiferente.
Akıllıca bir şey yaptığını sanmıştım. Ama şimdi açıkladığın için çok basit değil mi?
Achei que tinha sido esperto, mas agora que explicou tudo, na verdade é mesmo simples, não é?
Bize ihanet edilemezdi çünkü diğerini yok etmek için gerekli olan her şey elimizdeydi.
Não nos podíamos atraiçoar porque tínhamos tudo para nos destruirmos uns aos outros.
Rehineleri kurtarmak için gönderildiler, fakat her şey çok ters gitti.
Foram enviados para libertar os reféns, mas correu terrivelmente mal.
Ben öldüğümde... Eğer ölürsem benim için bir şey yapman gerek.
Quando morrer, se já morri preciso que me faças um favor.
Bu senin için iyi bir şey.
- Bom, encara isso como algo positivo.
Onun için yapabileceğim hiçbir şey yok.
Não posso fazer nada por ele.
İnsanlar savaşa bir şey aramak için girer Bay Conrad.
Os homens vão para a guerra em busca de algo, Sr. Conrad.
Şimdi sizinle bir şey paylaşacağım kişisel ve benim için önemli olan bir şey.
Vou partilhar algo convosco. Algo pessoal e de grande importância para mim.
Ben gittiğimde gidersem elbet benim için bir şey yapmanı istiyorum.
Quando eu morrer, se morri preciso que me faças um favor.
Yaptığınız şey, Dr. Watson, özellikle de ahlaki değerleriniz yüzünden ellerinizde kan istemediğiniz için...
Viste o que fizeste, Dr. Watson? Por causa do teu código moral, porque não quiseste sujar as mãos com sangue duas pessoas morreram ao invés de uma.
Molly benim için çok kolay bir şey yapmanı ve nedenini sormamanı istiyorum.
Molly, preciso que faças uma coisa por mim sem perguntas.
Benim için yapmadıkları şey yok.
Fazem tudo por mim.
Şu anda bir acılı tuna roll için yapmayacağım şey yok.
Dava tudo por um rolo de atum picante.
Aynı şey sucuk için geçerli.
A mesma coisa com os cachorros quentes, a propósito.
Bu akşam uyumak için yatağına uzandığında yastığının altında yumuşak bir şey hissedeceksin.
Esta noite, estarás deitado na tua cama... e haverá algo mole na tua almofada.
Bak Gardner... Güzel olduğumu düşündüğün için mutluyum. Seninle zaman geçirmek harika bir şey ama sana söyleyeceğim son şey bu olacak.
Gardner, fico contente por me achares bonita e diverti-me muito contigo mas a última coisa que faria era dizer-te isso.
HER ŞEY İÇİN
POR TUDO
Bir de bunun için bir sey.
E algo para isto.
Senin için bir şey çalacağım Darya.
Vou tocar uma coisa para ti, Darya.
Tamam, dinle, yapmak istediğin buysa başkalarıyla da savaşman benim için sorun değil ama ikimizin arasındaki özel bir şey.
Não me importo que lutes contra outras pessoas, se quiseres, mas o que nós temos é especial.
- O adam için bir şey demiyorum.
- Já para não falar nele.
Çok kısa bir an için bir şey hissettiğime yemin edebilirim.
Por um breve instante, podia jurar que senti alguma coisa.
Sen Fantom Bölgesi'nde olduğun sürece Gotham Şehri'ni kurtarıyor olacağım ve benim için de tek önemli olan şey bu.
Enquanto estiveres na Zona Fantasma, eu salvarei Gotham City e só isso me importa.
İşleri dediğim gibi yaparsan her şey senin için daha iyi olur.
Se fizeres o que eu digo, será melhor para ti.
Her iki taraf için de verimli, etkili ve yararlı olacak bir şey üzerinde çalışıyorum.
Estou a tratar de algo que será generoso, eficaz e que beneficiará ambas as partes.
Rahatlıkla erişebilecekler ve onlar için yaptığın her şey boşa gidecek.
Estará nas ruas deles e tudo o que fizeste por eles não servirá de nada.
Bu dünyada yemek yerine geçen her şey beden ve ruh için zehirdir.
O que consideram comida neste mundo é veneno para o corpo e a alma.
Onları durdurmak için bir şey yaptığımı düşündürdün.
Deixaste-me pensar que estava a fazer algo para os travar.
Biz arkeologlar için, bu korkulacak bir şey değil.
Nós somos arqueólogos não deviamos assustar-nos.
Maalesef sizin gibi kaynaklara sahip biri için bile elimizden pek bir şey gelmez.
Infelizmente, mesmo para alguém com os seus recursos não há muito que possamos fazer.
Aptalca bir şey yapıp yapmadığımı öğrenmek için mi aradın?
Ligaste para saberes se eu tinha feito alguma estupidez?
Harlem için çok şey yapmışsın.
Ela disse que fizeste muito por Harlem.
Size bir şey göstermek için sabırsızlanıyorum.
Estou ansioso por lhe mostrar uma coisa.
Gecenin sonu için bir şey önerir misin?
Pode recomendar algo para o fim da noite?
Sağlığın için kötü bir şey.
Isso é mau para a sua saúde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]