Bu yaz перевод на русский
4,821 параллельный перевод
Bu yaz Martha's Vineyard festivaline gideceğiz.
мы собираемся на виноградник на лето.
Bu yaz çalıştım.
Работал там летом.
Sen gelene kadar bu yaz acayip sıkıcı geçiyordu.
Это лето было супер скучным, пока ты не появился.
Bu yazılım 15 yıl önce yüklendi.
Но софт был установлен 15 лет назад.
Bruce bana bu yaz yeni bir kitap üzerinde çalıştığınızı söyledi, doğru mu?
Брюс сказал, что ты пишешь что-то новое этим летом?
- Bu yazılımın asıl amacı bu olmamalı.
Это программное обеспечение должно работать не совсем так.
16. yüzyılda birden çok hahamın kayıtlarına göre Haham Yehuda Loew, Praglı Maharal bu yazıyı kullanarak çamurdan bir golem yükseltmiş.
В 16 веке, по некоторым раввинским источникам раввин Йехуда Лива, Махараль из Праги, вызвал голема из глины, используя этот свиток.
- Bu yazı karısından mı?
- Это от жены? - Да.
Bruce bana bu yaz yeni bir kitap üzerinde çalıştığınızı söyledi, doğru mu?
- Брюс сказал мне, что вы начали работать над новой книгой?
Bak, bu yazında başında Wendy ile olan fırsatlarımı mahvettim.
Чего? Мейбл, ты серьёзно?
Felicity yeniden programladıktan sonra bu yazılım her şeyi yapabilir.
Эта программа может сделать почти всё с тех пор, как Фелисити поработала над ней.
Ne yazık ki, Kol senin biçare davranışların onun bu kutlu yolda yalnızca dikkatini dağıtacak.
К сожалению, Коул, твое скверное поведение будет лишь отвлекать его с этого благодатного пути.
Bu satırları bana bir kez daha acıyıp, yardımıma koşmanızı umarak yazıyorum.
Пишу вам с последней надеждой, что вы будете добры и вспомните обо мне еще разок.
Söylesenize, bu günlerde ne kadar oksikodon reçetesi yazıyorsunuz?
Скажите, сколько вы выписали рецептов на оксикодон за последнее время?
- Mezar taşında yazan her neyse o yazı ;'Bu adam çok çalıştı'değil.
Что бы там ни было, там не сказано, что он тяжело работал.
Herkes bu şansa sahip değil ne yazık ki.
Не многим это доступно.
Ama aramızdaki bu bağı kaybetmeyelim,... elimde o yazıyı tuttuğumdan ve birbirimize Houston Sokağı'nın karşısından gülümsediğimizden beri sahip olduğumuz bağı.
Просто давай не терять того, что было между нами, когда я подняла тот плакат, и мы улыбнулись друг другу через Хаустон Стрит.
Bu yüzden, sanığın kendisinin "eğer günlükte yazıyor ise, doğrudur" deyişi bile doğru olmasına rağmen kabul edilemez.
Даже несмотря на то, что обвиняемый сам сказал, "если это есть в дневнике, это должно быть правдой", единственная правда в том, что даже его заявления не могут быть приняты судом.
O ocaktaydı. Bu kağıtta kamu hizmetinin yaz süresince yapıldığı yazıyor.
Это было в январе, а здесь говорится, что общественные работы должны быть летом.
Arkalarına hangi vaka için istendiklerini yaz ki bu kızların hepsini veritabanımıza ekleyelim.
А на обратной стороне напиши номер дела, для которого мы их затребовали, чтобы мы могли добавить всех этих девушек в нашу базу данных.
eve gitmeden önce tüm bu mesajların yazıldığından emin olmak istedim.
Я хотела быть уверена, что я получила все записанные сообщения, до того, как пойду домой.
Bayan Sutter'ın yazılı itirafı bir kanıt. Ki bu iğrenç suçu kabul etti.
В материалах есть письменное признание мисс Саттер, в котором она признается в этом гадком преступлении.
Sayın Yargıç, videonun bu bölümü yazılı itirafta yoktu.
Ваша честь, эта часть видео не была включена в письменное признание.
Eğer bu dava üzerinde çalışma fırsatını kaçırırsan yazık olur.
Будет очень жаль, если ты упустишь возможность поработать над ним.
Bütün bu zamanı mutsuz bir şekilde geçirmeleri yazık olmuş.
Жаль, что они столько времени были несчастны.
Paige, bir el yazısını bu şekilde kopyalamak bir dolu yetenek ister.
Пэйдж, требуется чертовски много мастерства чтобы подделать такой почерк.
Bu titiz el yazısını her yerde tanırım. Melissa!
Я узнаю этот дотошный почерк из тысячи.
- Evet, bu seferkinde "son uyarı" yazıyordu.
Да, и на нем написано "Последнее".
- Bu senin yazın.
Это твой почерк?
Yazıta göre, " su ruhları bu tip doğa anormalliklerinden 5 yirmilik artı 9 yıldır sorumludurlar. Tamam. 5 yirmilik artı 9?
- Это 20 лет.
Ne yazık ki bu senin yaşındaki çocuklarda çok nadir görülüyor.
К сожалению, что находится слишком редко у детей твоего возраста.
Tamam. Bu benim el yazım değil.
Это не мой почерк.
Yazılımınız oldukça iyi ama üç noktalı kemik yapı oranıyla çalışıyor. Bu da yüzünün yarısı gizlenmiş birini bulması zor demektir.
Знаете, ваша программа достойная но она базируется на трехточечном соотнесении строения черепа, что довольно сложно рассчитать, когда пол-лица закрыто.
Hükümetin gizli yazılımı hakkında nasıl bu kadar çok şey biliyorsun?
Откуда вы знаете столько о сверхсекретном программном обеспечении правительства?
Yazılı olmasını istiyorum ve bu durum devam ettiği sürece ortaklığımın koruma altında olmasını istiyorum.
Пусть это зафиксируют в письменном виде, и я хочу гарантий сохранения партнерства, пока эта ситуация не закончится.
Bir sürü tabela var üzerlerinde "yiyecek çıkışı" yazıyor ama bu yiyecek ya McDonald's ya Taco Bell veya KFC.
Много вывесок где продается еда "на вынос" но это либо МакДональдс или Тако Белл или KFC.
Bu çok yazık, çünkü bence kendisi için bir tehdit olduğu için onun numarasını aldınız.
Это плохо, потому что я думал, что номер Клэр ты получил из-за того, что она опасна для себя.
Kocanızın cesedinin fotoğraflarını ve yazılı ifadenizi olan biteni bilen bir üçüncü partiye verirseniz bu güvende olmanızı sağlar.
Фото тела вашего мужа и ваши показания будут у третьей стороны. Ради безопасности.
Babam bu tokmağı eline aldığından beri yazılı olmayan bir kural var.
Этот неписанный порядок существовал с тех пор как мой отец держал этот молоток.
- Bu yazı karısından mı? - Evet.
- Это от жены?
Peki bu olay kitaplarınızın birinde olsaydı, Bay Castle sizce de yeterince baştan savma yazılmış bir bölüm gibi olmaz mıydı?
А если бы это произошло в одной из ваших книг, мистер Касл, не нашли бы вы сюжет несколько неправдоподобным?
Baba, bu senin el yazın.
Папа, это твой почерк.
Siz bu çeki yazıp yazmayacağınızı konuşurken bu işi uzatmak istemezler.
Они не хотят задержек, пока вы обсуждаете чек.
Belki bu yüzden doğum belgesinde annesi Heather Lawson yazıyor... -... ama babası Ronald Glover yazmıyor.
Может, поэтому в свидетельстве о рождении в качестве матери указана Хэзер Лоусон, но не указан Рональд Гловер как отец.
- Sana mı yazıyor bu?
- Она флиртовала с тобой?
Onun bu yaz bir şeylerle meşgul olmasını istediğini sanıyordum S-E-K-S yaparak başını derde sokmasın diye.
Я помогаю ей найти другие занятия помимо секса.
Peki, sen Cole'a bu haberi verirsin ben de ona, senin yaz aşkını söylerim.
- Хорошо, расскажи всё Коулу. Просветишь его заодно насчёт своего летнего любовничка.
Oh, bu yer hakkında yazılanları okumuştum.
Могу помочь тебе с щекотушками.
Son yazılarından biri şehir içindeki uyuşturucu çetelerinden biriyle ilgili ve bu yüzden ölüm tehditleri almış.
Вполне возможно. Одна из его последних статей была о разоблачении городской сети торговли наркотиками, и он получал угрозы по этому поводу.
Niye bu adam hakkına yazıyorsun ki?
Почему ты пишешь про этого парня?
- O şeyde ne yazıyordu bu arada?
а что там было написано?
yazık 479
yazı 104
yazıyor 360
yazıklar olsun 49
yazıyorum 44
yazıklar olsun sana 20
yazacağım 47
yazdım 67
yazılı 27
yazıyordu 71
yazı 104
yazıyor 360
yazıklar olsun 49
yazıyorum 44
yazıklar olsun sana 20
yazacağım 47
yazdım 67
yazılı 27
yazıyordu 71
yazmış 16
yazdır 17
yazarlar 18
yazık olmuş 31
yazık olur 16
yazık ki 31
yazı mı tura mı 18
yazmayı unutma 18
yazı tura atalım 20
yazan ve yöneten 16
yazdır 17
yazarlar 18
yazık olmuş 31
yazık olur 16
yazık ki 31
yazı mı tura mı 18
yazmayı unutma 18
yazı tura atalım 20
yazan ve yöneten 16