Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → русский / [ H ] / Hiç değilse

Hiç değilse перевод на русский

830 параллельный перевод
Hiç değilse buranın nasıl bir yer olduğunu biliyoruz.
По крайней мере, мы знаем как здесь. Здесь нет обмана.
Hiç değilse bana teşekkür edeceğini ummuştum.
Ну, я ожидал чего-то вроде благодарности.
Şunu kapatır mısın? Hiç değilse kıs bari.
Чёрт возьми, приглуши эту дрянь!
Hiç değilse paramı alın Bayan Wilkes.
Вы ведь возьмёте деньги?
Evliliğimizden geriye biraz dürüstlük kalsın hiç değilse.
Проявите каплю достоинства. Хотя бы напоследок.
Hiç değilse bütün bunları Amerika'ya getirtmiş.
- Он привез это в Америку. Что это?
- Hiç değilse kilisede oturup, boş konuşmuyorum. - Bana bak.
По крайней мере, я не сижу в церкви, плетя всякий мусор.
- Git de şort giy. - Hiç değilse bir dene.
- Попыталась бы.
Sen de Gerald. Hiç değilse, istediğin zaman.
И ты, Джеральд, по крайней мере, иногда.
Hiç değilse avukat olduğu için konuş, o yapılması gerekeni bilir.
Хотя бы потому, что он адвокат, и знает, что нужно делать.
Yanımda siz olmadığınız sürece hiç değilse tekneme binebilirim.
Без вас я хотя бы смогу добраться до лодки.
O zaman denize atın gitsin, hiç değilse onların eline geçmesin.
Тогда бросьте их за борт, хотя бы им не достанется.
Hiç değilse sizden kurtulmuş olurdu.
Там бы вы его не достали.
Hiç değilse bir kere kullandım.
Хоть раз воспользуюсь.
Hiç değilse hatanı telafi etmek için bir tanesini yakala.
Mожешь искупить вину убив одного из них
Ve hiç değilse haydutların eline düşmedi!
Ведь он не разбойник!
Durumu yerinde görmek için biraz geç kaldınız, ama hiç değilse niyetimizi öğrendiniz.
Пришли вы позже, чем желали мы, но подтвердите всё, что говорим.
Hiç değilse "oğlumuz" deseydin bari.
По крайней мере, мог бы сказать для нашего сына!
Hiç değilse pantolonumu bıraksaydın!
- Ты забрала мои штаны.
Hiç değilse bu kış hiçbir Komançinin yemeği olmayacaklar!
Они не будут кормить команчей.
Hiç değilse beni sevdiğini söyleyebilirdin.
Ты бы мог сказать, что любил меня.
Şey, hiç değilse bir şey hakkında haklıyım.
Ну хоть в чём-то я была права.
Hiç değilse bununla yüzleş.
В отличие от дяди Франсуа, которого похоронили в Африке.
Zamanında geliyor hiç değilse.
Ну, это вовремя, в любом случае.
Hiç değilse sözüme gelmişsin.
Хорошо, по крайней мере, ты принял мой совет.
Neden? Hiç değilse öğrenmiş olur.
По крайней мере, он будет знать правду.
Hiç değilse cesurdu.
По крайней мере, он не был трусом.
Ama hiçbir gelirim olmadan yaşadığımı görüyorsun. Hiç değilse bunu itiraf etmeliyim.
Но ты же видишь, у меня нет работы во всяком случае законной.
Hiç değilse denememe izin ver.
Позволь хоть попытаться.
Hiç değilse o pabuç kadar cikletten kurtulana kadar
Пока не выветрится жвачка из вашей головы.
Lütfen çocuklar, hiç değilse bir defalık anlayışlı olun!
Ребята, хоть на этот раз проявите сочувствие, надо же понимать.
Hiç değilse ikinci sınıf tren bileti alabiliyor.
Он не хотел заказывать билеты в первом классе.
- Hiç değilse sen buradasın.
- Хотя бы ты здесь.
Hiç değilse bu bana... Glabrus'u Crassus'dan ayırma olanağı sağlıyor.
По крайней мере, это даёт мне возможность... отделить Глабра от Красса.
Hiç değilse burada satılabilecek biri var, Haşmetlim.
По крайней мере здесь есть некто, кого можно продать.
Daha önce, yetişkin bir adamı hiç öpmemiş olduğunu... hiç değilse beni öpebileceğini söyledi.
Она сказала, что никогда не целовала взрослого мужчину прежде... и вот она может поцеловать меня.
Tanrım! Hiç değilse bırak da evde öleyim!
Господи, позволь мне умереть дома.
Hiç değilse bu akşam için.
Не сегодня вечером.
Arabaya binmemekte ısrar ediyorsun ama hiç değilse pabuçlarını giy.
Ну, ладно. Если не хочешь в машину, то тогда надень туфли.
Hiç değilse paraşüt takın.
Наденьте хотя бы парашют.
Hiç değilse merhaba dememize izin verebilirlerdi.
Дали бы хоть поздороваться.
- Hiç değilse buna minnettar olalım.
- Спасибо и на этом.
Hiç değilse yalancı değilim.
По крайней мере, я не лгун.
Şu koca çeneni kapasana! Hiç değilse çeneni kapatıver!
Немедленно заткни свою пасть!
Hiç değilse şunu açıklayın, bu sabah iki kere telefon eden siz miydiniz?
Ответьте, хотя бы, это вы мне звонили утром?
Tek bildiğim bu. Hiç değilse dünyanın altını-üstüne getirmek gibi düşünceleri yok.
По крайней мере, я знаю, что он не увлечён странными идеями... о переворачивании мира с ног на голову.
Gel bela! Hiç değilse sırtımızda zırhımızla ölürüz.
- Если гибель мне, Хочу погибнуть в воинской броне!
Hiç değilse karın kaçmamış olsun...
– У вас просто библейский исход.
Hiç değilse bana telefon numaranızı verin. Sizi aramam gerekebilir.
Вдруг мне нужно будет позвонить.
Eğer böyle değilse. o zaman Romeo akşam hiç yatağa girmedi demektir.
А может быть, как бражникам под стать, Совсем еще ты не ложился спать?
Hiç değilse çantamı hatırladığın için sağ ol.
Спасибо, сидор мой не забыли.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]