O kadar mı перевод на русский
9,557 параллельный перевод
O kadar mı kötü?
Все так плохо?
- O kadar mı kötü?
- Неужели все так плохо?
- O kadar mı?
- Экстази.
- O kadar mı?
И это все?
- O kadar mı?
Вот и всё. И всё?
- Hadi ya, o kadar mı? Yoksa Galavan'ın senin peşine düşeceğinden mi korkuyorsun?
Или боишься, что Галаван и за тобой придёт?
Bu oda o kadar büyük ki, iki ucunda neler olduğunu görebilmek için bir dürbüne ihtiyacım var.
Эта комната такая огромская, что нужны бельмокли и телескупы, чтобы увидеть её всю.
Kendimden o kadar utandım ki.
Стыдно, не правда ли?
Sadece yeni olduğundan seni tanımıyor, o kadar
Просто она тебя еще не знает. Ты же новенькая.
Sanırım o kadar romantik değil.
Второй вариант менее романтичный.
Yıldızlar şehri Anlayamadığım o kadar şey var ki
Город звезд, здесь так много того чего я не вижу
Şunun gibi : " Eh o kadar para ve vakit harcadım... neyse ne.
Типа : " Я уже потратил так много денег и времени... плевать.
Başarımda o kadar büyük rol oynadıysan, neden solo çalışmalarım Style Boyz'dan çok daha başarılı?
Если ты был так важен для моего успеха, почему мои сольные песни гораздо успешнее песен "Стильных парней"?
O kadarını anladım yani.
ты понял.
O zamana kadar yalnızca zavallı elimden geleni yapacağım sanırım.
А пока я просто... Займусь своими жалкими делами.
Sanırım o kadar umutsuz değilim.
Видимо, я не настолько отчаялся.
Ben o kadar bencil olmazdım.
Если бы кормила я, всё было бы иначе.
- O zaman firman bizim... davalarımızda nasıl bu kadar bilgiye sahip?
А как ещё твоя фирма узнаёт столько информации о наших текущих делах? – Ты думаешь, я единственная, кто недоброжелателен к твоей фирме? Харви Спектер объявил войну этой фирме задолго до моего прихода.
Onları daha önce bu kadar kışkırttığımızda o pencerede durup duvarlarımızı aştıklarını ve kulelerimizi yıktıklarını gördüm.
В последний раз они прорвались слишком далеко, я вон из того окна смотрела, как они пробивают наши стены и рушат башни.
Neden söyleyeyim. Birlikte o kadar şey atlattık ki aynını yapacağımı biliyordun. Senin için aynının yaptığımı ve tereddüt etmeden tekrar yapacağımı.
Потому что ты и я прошли через достаточно дерьма, чтобы ты знал, что я бы сделал то же самое для тебя, что я бы сделал то же самое для тебя, снова и снова, без колебаний.
Ben o kadar şanslıyım ki...
Ну, мне так повезло
Burayı açık tutmak için o kadar lazım.
Потому что именно столько понадобится, чтобы держать это место на плаву.
Babalık'la babam basketbol hakkında o kadar tartışırlardı ki canım oynamak istedi.
Я столько раз слышала как мой отец и Поп спорят о баскетболе, что сама захотела поиграть.
Beni o kadar tanımış olman lazım.
Ты должен кое-что знать обо мне.
O kadar da deli değilsindir, haksız mıyım?
Ты же не так глуп, верно?
- Ben o kadar emin olmazdım. - Temiz.
- Сомневаюсь.
Bilmiyorum. Ağır mı o kadar?
- Не знаю, вам видней.
Vücudunda o kadar kan bıraktım.
Столько крови в тебе осталось.
Bu da hayatımın içine etmek için... o kadar parayı nereden bulduğunu açıklar.
Это объясняет откуда у нее столько денег, чтобы разворотить мою жизнь.
O şimdiye kadar tanıdığım en iyi dedektiflerden biri... ve dışarda tek başına ayakta, patlayıp patlamayacağını bekliyor.
Это самый замечательный детектив, которого я когда-либо знала, и он стоит там совсем один, ждет, не взлетит ли он на воздух.
Güneşin altında o kadar bekledikten sonra, onun peşinden böyle gidecek enerjin olmasına şaşırdım.
После стольких часов, проведенных на солнце, я вообще удивляюсь, что у тебя хватило сил так наброситься на нее.
Maç bittikten sonra, o lanet yataktan kalktım ofisime kadar altı blok koştum, ve işimin başına geçtim ve o günden sonra bir daha ne durdum ne de ezildim.
А когда игра кончилась, я слетел с кровати и бегом бежал 6 кварталов до нашего офиса, и сразу взялся за работу, и не останавливался, и не упивался жалостью к себе больше ни разу.
İtiraf edeyim, siyahi kadınların O.J.'den bu kadar hoşlanmasına şaşırdım.
Признаюсь, я очень удивлён тем, что чёрным дамам так нравится О. Джей.
Yaptığım şeylerle gurur duymuyorum ama o zamana kadar bunları aşmıştık.
Я не горжусь тем, как вёл себя, но мы всё бы и так развивалось.
İkinize de o kadar sinirliyim ki, neredeyse mahkemeye itaatsizlikten yargılayacağım.
И сейчас я так зол на вас двоих, что готов отстранить обоих за неуважение.
Hemen o kadar emin olmayalım.
Рано быть такими самоуверенными.
O gece... O kadar utandım ki.
Тем вечером... стыд овладел мной.
Hayatımın sonuna kadar o çığlıkları duyacağım.
Я буду слышать ее крик до конца жизни.
Ama o kadar kötü, belki daha kötü şeyler yaptım.
Но я делал то, что было так же плохо или даже хуже.
Anladım, Vadi'de o kadar çok bahsetmiyorlardı ama.
Да, отлично, об этом не говорят в Долине.
O kadar açım ki bir Troll'ün sol taşağını yerim.
Я так голоден, что мог бы съесть левое яичко тролля.
O kadar güçlüydü ki onu kendime örnek alırdım.
Я равнялась на нее. Она была сильной.
Anlatılacak bir şeyi yok. - Yapmam gerekeni yaptım, o kadar.
Нечего рассказывать.
Dürüst olalım, o kadar müthiş değilsin.
Если честно, ты в этом не очень хороша.
İyi bari çünkü o kadar uğraştım ki bunun için.
- Нравится? Прямо камень с души, ведь я очень старался.
- Tanrım. - Bunu bilmeni istiyorum o kadar.
Я просто хочу, чтобы ты знала это.
Onları o kadar çok kez haksız çıkardım ki artık saymayı bıraktım.
Я доказывал что они ошибаются так много раз что сбился со счету.
Bol bol "Aman Tanrım, o kadar insanı öldürdüğüme inanamıyorum" gibi cümleler kurdum.
было много. "Ах, Боже мой. " Я не могу поверить, что я убила всех этих...
Sizce ben o kadar aptal mıyım?
Вы правда думаете, что я такая тупая?
Dün akşam o kadar çok böbürlendin ki komşuların kavgalarının son kısmını kaçırdım senin yüzünden.
Ты так вчера этим хвастался, что я не услышала, чем закончилась ссора соседей. Она закончилась сексом.
O kadar seksi ki! Hayır, kurbanımız John...
Нет, наша жертва... это Джон..
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar da önemli değil 19
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar da önemli değil 19