Olmadığımı перевод на русский
13,323 параллельный перевод
Ama ülkenizdeki şu birkaç harika günden sonra, hiç olmadığımız kadar iyiyiz..
Но всего пара дней в вашей стране, и мы снова в порядке.
Neden tamamen açık sözlü olmadığımı anladınız mı?
Теперь вы понимаете, почему я не была полностью откровенной?
Buraya ilk geldiğimde bana kullanılıp atılabilir olmadığımı söylemiştin.
Когда я впервые здесь оказалась, вы сказали, что не кинете меня.
Tamamen burada olup olmadığımı merak ediyorsan, buradayım.
- Если тебе интересно, здесь ли я, я здесь.
Jesse, benim Hristiyan olmadığımı senin herkesten iyi bilmen gerek.
Джесси, вам ли не знать, что я не слуга Господа.
Bana şeyi gösterdi bana bir katil olmadığımı gösterdi.
Он показал мне, что я... Я не убийца.
Bana kötü bir adam olmadığımı gösterdi.
Он показал мне, что я не плохой парень.
Max Lord'a her arzusunu yerine getirmeye hazır olmadığımı söyleyebilir misin?
Можем мы говорить Максу лорд, что Я не нахожусь в его кивке и вызове?
Bu yüzden artık Supergirl'ün arkasında olmadığımı söylemenin benim ve Catco için ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur.
Так что вы можете представить, как тяжело мне вам говорить, что я и КатКо больше не можем поддерживать Супергерл.
Bu yüzden artık Supergirl'ün arkasında olmadığımı söylemenin benim ve Catco için ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur.
Так, что вы можете представить, как тяжело мне вам говорить, что я и КатКо больше не можем поддерживать Супергерл.
Şehir insanı falan olmadığımı söyleyeyim dedim.
Хочу сказать, что я не городская или вроде того.
Artık melekler kadar masum olmadığımı biliyor
♪ Теперь он знает, что я не невинный ягнёнок ♪
Neden rahat olmadığımı düşündün?
Почему ты думаешь, что я не расслаблен?
Kardeşim kadar cesur olmadığımı düşünmelerini istemiyordum.
Не хотел, чтоб считали, будто брат храбрее мня.
Yine de bahar tatilinde olmadığımızdan eminim. Yani, derslere falan katılmamız gerekecek sanırım.
Но я уверен, что это не отпуск, нам наверняка придётся посещать эти занятия.
Pilcher gibi bir lider olmadığımı biliyorum.
Понимаю, мне далеко до Пилчера.
Seninle hemfikir olup olmadığımızı düşünmekten kendimi alamıyorum.
Не могу избавиться от мысли, что будь мы с тобой на одной стороне...
Biliyor musun, başkalarına yardım etmek bana hiç olmadığı kadar tatmin edici duygular yaşattı.
Знаешь, вся эта помощь страждущим дарит мне неописуемое чувство наслаждения.
Kurşunlu benzine bayıldım ve hiç olmadığım kadar da iyiyim!
Мои легкие полны выхлопных газов, и я чувствую себя лучше, чем когда-либо!
Labirentin sana uygun olmadığını anlatmaya çalıştım.
- Я говорил, что лабиринт не для тебя.
Aradığımız adamın o olmadığını söylemek daha doğru olur.
Скажем так, он не похож на того типа, которого мы ищем.
Kusura bakmayın ama, Bay Dannon, bu arama kararı izninize ihtiyacımız olmadığını söylüyor.
Со всем уважением, мистер Дэннон, этот ордер значит, что нам не нужно ваше разрешение.
Birincisi olmadığını varsayarsak ne kadar müthiş heyecanlandık bakalım?
Допуская, что дело не в опухоли... как невероятно нам повезло, да?
Pazar günü kilisede olmadığınız için şimdi anlatıyorum, tamam mı?
Это для вас, так как вы пропустили службу в воскресенье, хорошо?
Tekrar çalışmaya başlayalı fazla olmadı, ama açık konuşalım DEO'da yaptığımız şey uzaylıları yakalamak, kaçmalarına izin vermek değil.
Я знаю, ты только снова приступила к работе здесь, Но давай на чистоту, Наша работа здесь заключается в том, чтобы ловить инопланетян,
- Planladığım gibi olmadı.
Он сработал не совсем так, как планировалось.
- Hiç olmadığım kadar kendimdeyim.
Я настоящая, как никогда раньше.
Öyle bir şey söyle ki bunun tuzak olmadığını anlayayım.
Может вы скажете что-нибудь, чтобы я знал, что это не ловушка?
Doğru düzgün denk gelme şansımız olmadığı için üzgünüm.
Жаль, что нам толком не удалось пообщаться.
Veya olmadığın bir kişi veya şey gibi davranmak mı?
Или притворяться тем, кем не являешься?
Ekibimle tekrar buluştuğumda senin tehlikeli olmadığını ve benim için neler yaptığını onlara anlatacağım.
Когда я свяжусь с моей командой, То хочу объяснить им Кто ты и что ты сделал для меня.
Avukat olmadığım iyi olmuş o zaman.
Хорошо, что я не адвокат.
İş konusunda aramızın her zaman iyi olmadığının farkındayım, ama...
Я знаю, у нас с Вами всегда были лучшие рабочие отношения, но...
Şimdi sınıfta olmadığının bilgisini aldım - ve hiç kimse görmemiş onu.
Я все проверил, его нет на занятиях, - и никто его не видел.
Aldığım emirlere göre kaçak malzeme olup olmadığına bakmalı ve teğmen gelinceye kadar bu gemileri göz altında tutmalıyım.
Мне приказали проверить груз на контрабанду и задержать корабли до прибытия лейтенанта.
Bak, evine gidelim de sorun olmadığından emin olayım.
Слушай, давай вернёмся к тебе, и я удостоверюсь, что там безопасно.
Üzgün olmadığım için üzgünüm.
Жаль, что мне не жаль.
Sana şantaj yaptığımın farkındayım ve bunun insanlarla tanışmak için uygun bir yol olmadığını söyleyen oldu.
Слушай, я знаю, что немного угрожал тебе и мне говорили, что это не самый подходящий способ знакомства.
Bak, olgun ve mantıklı tarafım senin bir pislik olmadığını biliyor.
Слушай. Зрелая и рациональная часть меня знает, что ты не мудак.
Yani beş kuruşumuzun olmadığını mı söylüyorsun?
Ты хочешь сказать, мы без гроша остались?
Artık Kral olmadığım için onların ayağına gidiyorum.
Я больше не король, поэтому должен сам прийти к ним.
Yani senin henüz hamile bile olmadığın bebeğin durumu eski Caroline dan daha mı iyi
Значит ребенок, который еще даже не зачат, уже устроился лучше, чем старушка Кэролайн?
Farkında olmadığım bir şey mi var?
Есть что-то, о чём я не знаю?
Dünya yerle bir olmadığı müddetçe kazandığımıza inanabiliriz.
Пока мир не начнёт рушиться, мы должны верить, что он справился.
Rahatsız olduğumdan veya göreve uygun olmadığım için değil. Artık hazır olduğunuz için.
Не потому, что я болен или не могу исполнять обязанности, но потому, что вы готовы.
Ama bu mümkün olmamalı çünkü zombi avcımız Bölge Savcısı'nın zombi olmadığına dair bana yemin etti.
Но такого быть не может, ведь наш зомби охотник клялся мне, что Окружной Прокурор принадлежит миру живых.
Yardımın için minnettarım, fakat kafalarına bir mermi yerleştirmeden önce... seninle avukatlarıyla görüşme hakları olup olmadığına dair... etik bir tartışma yaşamak istemiyorum.
Ценю твою помощь, но мне не интересны этические дебаты с тобой об их праве на адвоката перед моим выстрелом им в голову.
Kostümüm Phil'in bagajındaydı ve Ashley'yle konuşma planına da inancım olmadığından...
Что... ну, у Фила в машине лежал этот костюм и я не очень-то верил в твой "поговорю с Эшли" - план, так что...
Sonra dışarı çıktım ve çoğunun dostum olmadığını anladım.
А потом вышел и понял, что большинство из них уже не мои.
Yani diploman olmadığını mı söylüyorsun?
диплома нет?
Peki sen meşgul olmadığından mı yöneticisin?
нечем себя занять?