Uyuşturucu перевод на русский
11,639 параллельный перевод
'Uyuşturucu taciri.'
- "Толкаем".
Bu sefer uyuşturucu zamanı.
Сегодня - наркоторговцы.
Uyuşturucu kullanımı tamam mı?
А не злоупотребление.
Suç, ilişkiler, uyuşturucu, seks... Şehirdeki tüm çılgınlık bir şarkıya dökülmüş gibiydi.
Криминал, любовные связи, наркотики, секс, все безумие этого города, все было в этой музыке.
Tahliller kurbanın herhangi bir şey içmediğini ya da sisteminde herhangi bir uyuşturucu olmadığını göstermektedir, fakat son toksilokolojiyi bekliyoruz.
Анализы показывают, что в теле жертвы не было алкоголя и наркотиков, но ждём итоговой токсикологической проверки.
Uyuşturucu satıcılarıyla yakalanırsam olay biter.
Если меня застанут в доме, где продают наркотики - это конец, понимаешь? - Ага.
Uyuşturucu satacak bir yer ararken bunu düşünmüyorsun.
Это не совсем то, о чем думаешь, когда ищешь место для бизнеса.
Hayatında hiç uyuşturucu filan kullanmadı.
Я не думаю, что он когда-либо в жизни пробовал наркотики.
Bu uyuşturucu işinden haftalık ne kadar kazanıyorsun?
- Ты в неделю сколько с этого получаешь? Пятьдесят?
Bırakacağım, uyuşturucu kullanmayacağım tamam mı?
Я с этим завяжу. Никаких наркотиков.
Hayır, sadece şunu diyorum çoğu çocuk oyuncu işleri olmadığında ve yedek de güvence olmazsa uyuşturucu bağımlısı oluyorlar ya da evsiz.
Нет, я только говорю, что... Многие дети-актеры, сидящие без работы и без надежды на помощь, склонны к употреблению наркотиков. Или они становятся бездомными.
Jaha, Işık Şehri'nin anahtarını verdi bana Abby, uyuşturucu değil.
Джаха дал мне ключ от Города Света, Эбби, а не наркотики.
Raven'ın kanındaki yüksek serotonin ve dopamin seviyesi, dedikleriyle tutuyor ve normal sınırlar içerisinde kaldığı için uyuşturucu ile alakasız diyebilirim.
Повышенные уровни серотонина и дофамина в крови Рэйвен подтверждают её слова, и поскольку они в нормальных пределах... речь явно не о наркотике.
Sataşmıyorum, senden sadece yemek de olsa, uyuşturucu da olsa, kalbini küt küt attıran çocuk da olsa hepsinin tiryakilik gibi aynı kapıya çıkacağını anlamanı istiyorum.
Нет. Пытаюсь тебе внушить, что еда, наркотики, или новый парень, от которого трепещет сердце, все это зависимости, ведущие к одному :
Hayır, uyuşturucu etkisini gösteriyor.
Не, это не... Это все наркотики.
Aslında biz uyuşturucu kullandık. Kimse bize bakmazsa çok makbule geçer.
В общем, мы под наркотой, и нам очень поможет, если вы перестанете на нас смотреть.
Buddy Flynn de uzun bir uyuşturucu geçmişi olan bando şefiydi. Ben de onu diyorum ya.
А Барри Флинн был бандитом и крепко сидел на наркотиках.
Uyuşturucu satmaya benzemez yani.
Это тебе не дурь толкать.
Uyuşturucu kendini satar.
Наркотики продают сами себя.
Sayın Yargıç, Lobos'u Meksika'ya yollarsanız tekrar işinin başına dönecektir uyuşturucu satacak, ölümler emredecek...
- Ваша честь, если Лобос вернется в Мексику, он просто продолжит продавать наркотики, заказывать убийства...
Daha önce bir uyuşturucu takasının bu şekilde sonuçlandığını görmemiştim.
Я еще никогда не видел такой кровавой мясорубки.
Aşk, iş ve uyuşturucu.
Из-за любви, работы и наркотиков.
Neden uyuşturucu kullanmaya başladığımı merak ediyordun.
Тебе интересно, почему я прибегнул к игле.
Evet. Bu günlerde silah, uyuşturucu, kaçırma olayları ile boğuşurken bir de bu çıktı.
У нас и так полно работы с оружием, наркотиками и похищениями, а теперь еще и это.
Orayı hep sevmişimdir. Ama bir keresinde Nijeryalı bir uyuşturucu satıcısıyla kötü tartıştım.
Мне всегда нравилось название, но однажды были у меня проблемки с Нигерийским драгдилером, так что...
Munna bu alanda uyuşturucu lordu.
Мунна контролирует наркотики в этом районе.
- Bugün lokantaya uyuşturucu testini yapmaya bir hemşire gelecek.
Ладно. Сегодня в забегаловку придет сестра, чтобы провести наркологический осмотр.
Uyuşturucu testini yapmaya hemşire geldi.
Там медсестра пришла проверить тебя на наркотики.
Eğer Brass'ı konuşturabilirse büyük bir uyuşturucu halkasını çökertmemize aracı olacak.
Если бы он мог получить Brass говорить, он будет играть важную роль в принятии вниз главное кольцо наркотиков.
Brass uyuşturucu ticareti yaptığını itiraf etse biz yeter.
Все, что нам нужно для Brass, чтобы признать, что он опять имеем дело наркотики.
- Revir, ona uyuşturucu verdi ama durumunun kötüleştiği aşikar.
- Медотсек предоставил ей успокоительное, но, очевидно, что ее состояние ухудшается.
Hayır, inanıyorum ama uyuşturucu veya her neyle uğraşıyorsan onun parasıyla aldığımız için devletin eve el koymasını istemiyorum.
Нет, верю. Просто не хочу, чтобы государство конфисковало наш дом, потому что он куплен на деньги от продажи наркотиков или чем ты там занимаешься.
Yasalarca yetişkin biri olduğunuzu ve evde uyuşturucu bulunmadığına dair belgeleri imzalamanız -
Нужна ваша подпись и подтверждение, что вы совершеннолетняя, что в этом доме нет наркотиков, что вы...
- Uyuşturucu için mi?
За наркотики?
İçinde uyuşturucu mu var?
Наркотики?
- Uyuşturucu kullanıyor musun?
После этого – ничего. – Ты принимал наркотики?
- Hiç uyuşturucu kullanmadım.
Наркотики я не принимал.
Muhtemelen uyuşturucu da kullandın ama hatırlamıyorsun.
Возможно, ты также принимал наркотики, но забыл об этом?
Uyuşturucu satıcısı gibi geldi bana.
Похоже на драг-дилера.
Yani hiç uyuşturucu kullanmadığını söylediğini sanıyordum.
В смысле, я думал, ты сказал, что не принимал наркотики.
Şaraba uyuşturucu katmış olabilirler.
Может, они добавляют наркотики в вино.
Hiç uyuşturucu yoktu.
Не было наркотиков.
Sabıkasında küçük çaplı hırsızlıklar ve uyuşturucu var ama aşırı bir şey yok.
У него была пара приводов за мелкую кражу, продажу наркотиков, но не за насилие.
Uyuşturucu dağıttığını öğrendiğim zaman.
Когда узнал, что ты торгуешь наркотой.
10 sene önce uyuşturucu sattığını öğrendim.
10 лет назад я выяснил, что ты был в деле.
Uyuşturucu oku yavaşça çıkar.
Приготовь транквилизатор.
Eğer Bay Diggle, bedava bir şekilde Bayan Queen'in yasadışı uyuşturucu almasına yardımcı oluyorsa Bay Queen'in kampanyası sırasında olanlar için yalancı tanıklık etmiş olduğunu düşünmek çok mu saçma olurdu?
Теперь, если-если мистер Диггл мог работать на мистера Квина бесплатно, помогая мисс Квин покупать наркотики, не будет ли такой натяжкой поверить в то, что он также может лжесвидетельствовать в пользу мистера Квина касательно характера этой стрельбы?
Hop, ben bir uyuşturucu bağımlısıyım ve şu an gece yarısı, kahvaltım nerede kaldı? Yardım edin!
Эй, я наркоман, сейчас полночь- - где мой завтрак?
Peter, oyunculuk kariyerini geliştirsin diye bebeğine uyuşturucu mu veriyorsun?
Питер, ты даешь своему ребёнку наркотики, чтобы улучшить его успехи в рекламе?
Bu şirketi uyuşturucu kullanarak kurdum.
Я компанию создал под кайфом.
- Uyuşturucu, orospular. - Onları bu işe sokmuyorum.
Наркота, шлюхи...