Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → русский / [ Y ] / Yemek geldi

Yemek geldi перевод на русский

172 параллельный перевод
Yemek geldi!
Кто-то идет!
Hayır. Geldi. "Yemek geldi." Daha iyi bir çeviri olur.
Прибыл. "Обед прибыл" немного более точно.
Yemek geldi.
Взбодрит нас.
- Wesley, yemek geldi.
- Уэсли, иди есть.
"Yemek geldi, mutluluk geldi"
"И во славу мира была создана еда".
Yemek geldi!
Жрачка приехала!
Yemek geldi! Yemek geldi!
Жратва!
Tam yemek hazırlıyordum, kuryeyle bu mesaj geldi.
- Обед ждёт вас с полудня. А ещё доставили пакет.
Yemek zamanı geldi, değil mi?
Нам бы поужинать, хорошо, женщина?
Neden bu kadar mutsuzsunuz? Yemek mi ağır geldi, şarap mı ekşi çıktı?
В таком состоянии и еда не вкусная, и вино кислое.
Sanırım iyi bir yemek yemenin zamanı geldi.
Думается, надо взглянуть, чем кормят на берегу.
Sanırım, bana yemek hazırlamanın zamanı geldi.
Думаю, для тебя сейчас самое время приготовить мне обед!
Konuklar geldi. yemek verildi. Siz çağırdınız. genç hanımefendi istedi...
Гости пришли, кушать подано, вас кличут, каждый спрашивает барышню!
Yemek için geldi sanmıştım ama öyle değildi.
- Не переведено -
- Evet, yemek vakti geldi.
А-а-а, обед. Обед.
Yemek arkadaşım geldi.
А вот и моё приглашение на обед!
Yemek için evime geldi, kola olmadığını görünce çılgına döndü.
Пришел ко мне на обед, а газировки не было и он разъярился.
Ana yemek zamanı geldi!
К тебе пришло главное блюдо.
Şu yemek süpürgesi bıyıkları kestikten kısa bir süre sonra bayanın teki geldi ve reklamlarında oynanamı istedi.
Только побрился, в рекламу пригласили.
Yemek vakti geldi mi?
Время подкрепиться?
belli aralıklarda yemek yemek gibi, kirli hale geldi.
Он стал грязен, как когда-то было питание.
Yemek geldi!
Вот и мы!
Uzun süredir beklediğin insanlar geldi ve birlikte yemek yemek istiyorlar.
Люди, которых ты ждал, только что прибыли и собираются пообедать.
Yemek zamanı geldi işte!
Обед! Обед!
Yemek zamanı geldi sonunda!
Обед! Внимание, ученик Судзухара Тодзи...
Sanırım yemek işi için geri adım atmamın vakti geldi.
Я думаю настало время для меня отойти в сторону от обеспечения питанием.
Yemek vakti geldi Alice.
Ну, по-моему пора кушать, крошка Элис.
Anlaşmazlıkların doğduğunu gördüm tüm mahkumlar seçilmek istiyorlardı. Özgürlüğe duyduğumuz özlem yediğimiz yemek kadar gözle görünür hale geldi.
В общем как оказалось в бунте никто не виноват.
Yemek vakti geldi mi?
Разве уже обед?
Yemek vakti geldi mi?
Уже обед?
Miranda eski aşkıyla yemek planları yaparken Charlotte da ilk aşkıyla yüz yüze geldi. Atı Teddie.
Миранда строила планы своей дружеской реинкорнации своей последней любви а Шарлотта встретилась с воспоминаниями о первой ее лошадь Тедди.
Yemek yaparken, elimi yaktım. O'da yanık kremiyle ovalamaya başladı,... çok nazik bir şekilde. O sırada babam geldi ve hemen oradan uzaklaştı,
Я обжег себе руку, когда готовил и она начала наносить на нее мазь необычайно нежно а потом вошел папа, и она отпрыгнула будто делала что-то недозволенное.
Yemek vakti geldi galiba.
Это сигнал к обеду!
Dün bir mektup geldi ama bütün bahsettiği eve dönüp yemek yiyeceği günleri beklediği.
Вчера пришло письмо. Но он пишет лишь о том, что ему хотелось бы съесть, когда он вернется.
Yemek molası vermiştim. Bir ağacın altında oturuyordum. Bir master öğrencisi geldi.
Во время обеда я сидел под деревом, и один старшекурсник проходил мимо с кучей
Şey... tavuklara yem verince aklıma geldi de... Sen yemek yedin mi?
Я подумал... когда цыплята вырастают... ты их ешь?
Sonra yemek çanı çaldı ve Meredith beni almaya geldi.
Прозвонил звонок к обеду, за мной пришёл Мэридит.
Geldi dedi ki : "Kesin kurbağaları yemek için dalmıştı."
- Да, так я и думала, он нырнул за жабой.
Yemek vakti geldi. - Ah.
Пора обедать.
Rachel, artık yemek yemenin zamanı geldi diyor.
Ну, Рэчел объявляет, что время ужинать.
Yemek pişirdi. Mark'ın son kan tahlilinin sonucu geldi. Tedaviyi cevap vermiyor.
Я получил результаты по последним тестам крови Марка, он не реагирует на лечение.
Yemek geldi.
Еда уже здесь.
- Yemek yapasım geldi.
Захотелось что-нибудь приготовить.
Aklıma tuhaf bir resim geldi. Sen ve ben annem ve babamla yemek masasındayız.
Я представил, как мы с тобой сидим за обеденным столом у моих родителей.
- Geldi, yemek paydosu.
- Как никакого?
Yalnız şu kelimeleri söylemekte zorlandın gibi geldi : "Akşam yemeği yemek ister misin?"
хотя тебе было очень непросто произнести, "не хочешь поужинать?"
Yemek saati geldi.
Наружу. Ну, там снаружи время обеда.
Üstelik yemek vakti geldi.
Тем более, время ужина, есть пора.
Diğer misafirler zaten geldi. ve yemek odasındalar.
Остальные гости уже прибыли, они в гостинной.
Mahkumun son yemek olarak patates püreli biftek seçtiği bilgisi geldi.
Нам сообщили, что на последний ужин приговоренный выбрал стейк на гриле с картофельным пюре.
Yemek vakti geldi.
Сейчас как раз ужин.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]