A young lady Çeviri Türkçe
1,470 parallel translation
Of course, compared with me, Matisse is a young lady.
Elbette, Matisse'i benimle karşılaştırdığında genç bir kız gibi kalıyor.
Your definition of yourself has to do with how you see yourself as a woman, as a young lady, is that right?
Kendinizi tanımlayışınız, bir kadın ve genç bir kız olarak kendinizi nasıl gördüğünüzü gösterir.
Not something a young lady would read.
Genç bir kızın okuyacağı bir şey değil.
Mrs. Gilbert does not mean to dance, but here is a young lady disengaged... Miss Smith.
Bayan Gilbert dans etmek niyetinde değil ama burada kimseye söz vermemiş genç bir bayan var...
I've agreed to help a young lady called Door find out who killed her family.
Door isimli genç bayana, ailesini öldürenleri bulmasında yardım etmeye karar verdim.
And a young lady named Door.
Door isimli genç bir bayanı da.
A young lady, no doubt, hm?
Genç bir bayanla, şüphesiz.
There's a young lady in the reception asking to see you.
Resepsiyonda bir bayan sizi görmek istiyor.
My bachelor pad is the perfect place to entertain a young lady.
Bekâr evim, genç bayanı eğlendirmek için birebir.
I understand there's a young lady in your life.
Hayatında bir kadın olduğunu biliyorum.
A young lady with a...
Genç bir bayan...
And I need a young lady with spirit.
benim de ruh sahibi genç bir bayana.
See, I got a hunch you're the new sales rep, and the client's not exactly knocked out by the fact that a young lady... even one as stunning as yourself...
Siz yeni satış temsilcisisiniz ve müşteri, hesapların sizin gibi güzel de olsa genç bir hanımın elinde olmasından pek hoşlanmadı.
Even the slightest failure to behave like a young lady, and I'd get some story about what happened to little girls... who didn't make up their beds or who came home late for tea.
Ne zaman genç bir kadın gibi davranmayı beceremesem, yataklarını yapmayan ya da çay saatine geç kalan kızların başına gelenlerle ilgili hikâye işitirdim.
When one asks a young lady for strange and fascinating pleasure. one must offer another form of fascination in return
Genç bir bayandan, garip ve büyüleyici bir zevk talep ettiğinizde karşılığında başka tür bir büyüleyicilik önermelisiniz.
Find a young lady, take her on a trip.
Genç bir bayan bul, tatile çıkın birlikte.
To a young lady and...
Genç bir bayana...
- of sexually assaulting a young lady.
Tabii bu doğru değil.
There's a young lady to see you.
Sizi görmek isteyen genç bir bayan var.
There's a young lady here to see you.
- Jim. Burada seni görmek isteyen genç bir bayan var.
Well, now you're a young lady and you've no more need for her.
Artık genç bir kadınsın ve ona ihtiyacın yok.
Little birds don't have names, I'll think you'll find, but this little bird was flying about in Heath Lane, and it saw Mr Preston with a young lady - we won't say who -
Küçük kuşların ismi olmaz ama bence bu küçük kuşun Heath Lane civarlarında uçtuğunu anlamışsındır ve bu küçük kuş Bay Preston'ı - kim olduğunu söylemeyeceğiz-genç bir bayanla çok samimi bir şekilde yürürken görmüş.
Then, sir, are you aware of the injury you may do to a young lady's reputation if you meet her and detain her in conversation when she's unaccompanied?
O zaman, beyefendi, onunla buluşursanız bunun genç bir bayanın itibarında yaratabileceği zararların farkında mısınız?
young lady! he's a man of wax!
Böyle erkek, kızım, dünyaya bedel.
young lady. Such a man!
Böyle erkek, kızım, dünyaya bedel!
If you were a properly brought-up young lady, you would feel insulted.
Uslu bir genç kız olarak hasta olmalısınız.
I thought she was a very pretty sort of young lady, though she speaks a little too quick.
Çok tatlı genç bir bayan olduğunu düşünmüştüm, gerçi çok hızlı konuşuyor.
We were making enquiries as to the whereabouts of a certain young lady.
Malum genç bayanın nerelerde olduğu hakkında soruşturma yapıyorduk.
There is talk that a certain young lady will be auditioning bodyguards this evening.
Bu gece, genç bir bayanın korumaları sınava alacağına dair söylentiler var.
Harry, I've solved your problem. This young lady needs a dog for her little girl.
Harry, sorununu çözdüm, bu genç bayan, kızı için köpek arıyormuş.
He'd love to get a picture of you and the young lady.
Sevgilinizle birlikte resminizi çekecek.
My son and I ran into this young lady in a tavern.
Oğlum ve ben bu genç bayana bir handa rastladık.
I'd like to introduce to you a very brave young lady.
Size çok cesur bir genç hanimi tanistirmak istiyorum.
Well, this is a portrait of Lady Battersby as a young woman.
Bu portrede ki.. Bayan Battersby.. Genç bir kadın.
The young lady that took it headed down the river a while ago.
Genç bayan aldı onu... ve bir süre önce nehirden aşağıya doğru gitti.
A very moving testament, young lady.
- Çok dokunaklı bir ahit, genç bayan.
I've never seen such a responsible young lady.
Bu kadar sorumlu genç bir hanım görmemiştim.
That young lady's gettin a little worried.
Genç bayan sizin için endişelenmeye başladı.
Getting a healthy little balance there, young lady.
Burada sağlıklı, küçük bir düzen oluşturuyorsun genç bayan.
Now, what say you and I take a little stroll, young lady?
Şimdi, sen ve ben biraz dolaşalım, ne dersin genç hanım?
You won't find a lovelier young lady
Daha sevimli bir genç kadın bulamazdınız.
Listen I say what you see you believe... and I see Signor Andre living in Ca del Mosto sitting on his ass... together with a lady who acts as his governess, but is his lover, as everybody knows and a young lass,... who he treats like a daughter,
Dinle, sen söylenenlere inanıyorsun Sinyor Andre bütün gün evinde oturuyor ve hiçbir şey yapmıyor. Arada bir sevgilileri geliyor ve onlarla ne yaptığını kimse bilmiyor kıza gelince onun adamla hiçbir ilgisi yok çünkü annesinin soyadını taşıyor hayatım.
is that a hickey, young lady?
Boynundaki şey aşk lekesi mi, küçük hanım?
I got caught in the supply room with a very young lady.
Genç bir bayanla malzeme odasında basıldım.
Well, good evening, young lady. It's been a while. [Chuckles]
O yiyeceklerin son kullanma tarihi 3 gün geçmişti!
Young lady, I am a very busy man.
Küçük hanım, çok meşgulüm.
You're a young, intelligent lady with strong convictions.
Sen güçlü inançları olan, genç ve zeki bir hanımsın.
You're turning into a pretty young lady.
Çok güzel bir genç kıza dönüşeceksin.
She is a lovely young lady.
Çok sevimli bir genç bayan.
Now, my dear, I must never have you exposing me to the manners of such a man again, and you must not go on accepting invitations as though you're an independent young lady.
Şimdi, senden beni bir daha böyle bir adamın tavırlarına maruz bırakmamanı isteyeceğim, ve sanki özgür bir kadınmışsın gibi tüm davetleri kabul etmemelisin.
That Miss Cynthia is a rare young lady, with all her pretty coaxing ways.
Bayan Cynthia çok nadir rastlanan genç bir hanım, çok tatlı dilli.
a young girl 28
a young 37
a young man 43
a young woman 49
young lady 1202
lady 3151
lady gaga 29
lady catherine 25
lady bracknell 16
lady mother 22
a young 37
a young man 43
a young woman 49
young lady 1202
lady 3151
lady gaga 29
lady catherine 25
lady bracknell 16
lady mother 22
lady lola 17
lady mary 65
lady stark 25
lady anne 32
lady sarah 16
lady grantham 59
lady ashley 29
lady rochford 23
lady sansa 17
lady margaret 51
lady mary 65
lady stark 25
lady anne 32
lady sarah 16
lady grantham 59
lady ashley 29
lady rochford 23
lady sansa 17
lady margaret 51