An old man Çeviri Türkçe
2,815 parallel translation
They'll cheer a dancing octopus, but not an old man complaining about everything.
Dans eden bir ahtapotu alkışlarlar ama her şeyden şikayet eden yaşlı bir adamı asla.
- No-one's going to... - He was an old man.
Kimse gitmiyor...
No, I am an old man.
Hayır, ben yaşlı bir adamım.
You get it hard on an old man, don't you?
Benim gibi yaşlı bir adamı nasıl heyecanlandıracağını biliyorsun.
Seeker, I-I am aware of the fact that I am now an old man, and I do not wish to burden you, but you need this and you need me.
Artık yaşlı bir adam olduğumun farkındayım Arayıcı. Size yük olmak da istemem ama buna ve bana ihtiyacınız var.
Do an old man a favor.
Şu ihtiyara bir iyilik yap.
And you shouldn't have given the job to an old man.
Sen de bu işi yaşlı bir adama vermemeliydin.
And you were going to let an old man hang for your crime.
İşlediğin suç için yaşlı bir adamın asılmasına göz yumacaktın.
In the occurrence that the child is born an old man, A la benjamin button.
Çocuğun, Benjamin Button gibi yaşlı bir adam olarak doğması halinde.
It's no sin to wash an old man's back.
Yaşlı bir adamın sırtını keselesen bir yerin eksilmez değil mi?
It was going after an old man.
Higgins onu ele aldı.
- Your Majesty, Lord Dacres is a young man of 23 years, who, along with some companions, and after a drinking bout, set upon an old man in a brawl and killed him.
Majesteleri, Lord Daker, 23 yaşında genç bir adam. Birkaç arkadaşıyla beraberce içip, yaşlı bir adama sataşmış ve öldürmüş.
I don't wanna watch an old man die on Princess Bubblegum's carpet, man.
Yaşlı bir adamın Prenses Sakız'ın halısında ölmesini izlemek istemiyorum dostum. - Evet.
Oh, no. You don't want an old man with a broken hip at your Thanksgiving.
Şükran Gününde, evinde kalçası kırık yaşlı bir ihtiyar istemezsin.
Maybe he felt embarrassed that an old man in a bad wig made him look like a fool.
Belki, uyduruk peruklu yaşlı bir adamın onu aptal durumuna düşürmesi zoruna gitti.
Who cares about the incoherent babblings of an old man?
Yaşlı bir adamın. anlamsız mırıltıları kimin umurunda?
He's an old man.
O çok yaşlı.
How old are you supposed to be when you get to be an old man?
Yaşlı bir adam olmak için kaç yaşında olman gerekiyordu? 40.
Don't you... Okay, you know what? I flat-out refuse to share a room with an old man who likes to pretend to be dead.
Pekâlâ, bakın, ölü taklidi yapmayı seven bir adamla aynı odada kalmak istemiyorum.
Gemma, he's an old man.
Gemma, o adam yaşlı biri.
There's an old man who makes coffins.
Burada tabut yapan yaşlı bir adam var.
A couple holding hands, an old man in a ball cap, and a blue car parked.
Bir çift el tutuşmuştu, şapkalı bir adam vardı, ve mavi bir araba park etmişti.
He's an old man. Leave him be.
Uğraşma onunla.
I can't hold an old man based on your science.
Elimizde bilimin dışında bir kanıt bulunmadan bir adamı içeride tutamam.
Newton only started telling that story when he was an old man, and he possibly did it because he wanted to ensure that he and he alone got full credit for coming up with a theory of gravity.
Newton bu hikayeyi yaşlandığında anlatmaya başlamıştır ve muhtemelen bunu yerçekimi teorisiyle ilgili itibarı yalnızca kendi başına almak için yapmıştır.
Some rookie with a train wreck for an old man, some kid who doesn't know how to wipe his own ass yet, or a detective with an impeccable record who's been on an elite task force for nine years?
Kendi kıçlarını bile silmeyi beceremeyen bir kaç yeni yetme çaylağa mı yoksa özel kuvvetlerde 9 yıldır görev yapan....... tertemiz sicili olan bir dedektife mi?
That's just an old man gag.
O sadece bir ihtiyar şakası.
He's a livin'legend, and he's an old man.
Yaşayan bir efsane o. Ve de yaşlı.
Dad is an old man.
Babam artık yaşlandı.
Silas bought food with the money he made sucking off an old man.
Silas, yaşlı bir herifden sövüşlediği parayla yiyecek almış.
But there's no way that guy got that tattoo as an old man.
Ama hiçbir yol O adam ki dövme var Eski bir adam olarak.
He died three days later as an old man.
Üç gün sonra öldü Eski bir adam olarak.
But if you'd forgive an old man's skepticism...
Ama bir ihtiyarın şüpheciliğinin kusuruna bakmayın.
C'mon, do you wanna see an old man cry?
Hadi ama! Yaşlı adamı ağlatmak mı istiyorsun?
An old man can easily lose his entire estate.
Yaşlı bir adam toprağını kolayca kaybedebilir.
An old man who shall remain anonymous stopped by and handed my dad the pink slip to a 1928 Mercedes Torpedo Provet.
İsminin gizli kalmasını isteyen birisi 1928 model Mercedes Torpedo Provet bağışlamış.
You'd think having an old man who was one would have steered her away.
Yaşlandığınız zaman bu işten uzaklaşacağınızı sanırsınız.
Isn't he like an old man?
Artık yaşlanmadı mı?
Even without a wire, that old man could be an asset.
Cihazı takmasa bile, yaşlı adamın yararı dokunabilir.
It was just a kiss from an 80-year-old man.
80 yaşındaki bir adamın öpmesinden ne olacak?
"I was seven years old already, I'm an adult man, stop hanging on me that pink ribbon and better buy me only this food."
"Ben yedi yaşında, koskoca adamım artık üstüme pembe kurdele asmaktan vazgeçin bana bu mamayı alın daha iyi."
I know if the election had gone the other way, and it was now old man McCain and Cruella de Ville who were running the show, it would be a barber economy and we'd be at war with Honduras, so...
Secimi digerleri kazansaydi ve su an gosteriyi yasli adam McCain ve Cruella de Ville yurutuyor olsaydi, barbar ekonomisine donmustuk ve Honduras'la savasa girmistik...
Feng Choy is an old man.
- Feng Choy yaşlı bir adam. - Belki Cooper'a önce yatıştırıcı verdi.
Looks like an old Portuguese man and his mistress.
Yaşlı bir Portekizli adamla metresi gibi görünüyorlar.
My last memory is hearing old man Blake take his belt to Alice's backside.
Son anı yaşlı Blake'in kemerini Alice'in sırtına indirdiğiydi.
Man, this thing look like an old, damn squished-up traffic cone.
Adamım, bu şey eski, lanet bir ezilmiş bir trafik konisine benziyor.
Charles Grodin is a bitter old man with a giant head... and Josh Groban is a beautiful singer with the voice of an angel.
Charles Grodin sert, koca kafalı ihtiyarın teki Josh Groban ise melek sesli güzel bir şarkıcı.
You are old and an almost-married man.
Sen yaşlı ve evlenmek üzere olan bir adamsın.
Nothing the old man likes better than an audience.
Yaşlı herif kalabalığa bayılır.
With this new guy up the old man's ass, I got to get the lot back on track.
Şu yeni eleman babamın kıçından ayrılmıyor, bir an önce dönüp işleri yoluna koymalıyım.
I'm an atheist old man.
İhtiyar bir ateistim.
an old one 26
an old friend 91
an old 55
an old friend of mine 17
old man 1715
manda 42
mania 33
mani 42
mano 100
mandarin 19
an old friend 91
an old 55
an old friend of mine 17
old man 1715
manda 42
mania 33
mani 42
mano 100
mandarin 19
manhattan 123
management 67
manning 138
manslaughter 67
manual 26
mange 18
manuel 198
manu 88
manuela 81
manolo 90
management 67
manning 138
manslaughter 67
manual 26
mange 18
manuel 198
manu 88
manuela 81
manolo 90