And then suddenly Çeviri Türkçe
1,131 parallel translation
Up to a certain point he did well yet there are some trees, Watson, which grow to a certain height and then suddenly develop some unsightly eccentricity.
Belli bir ana kadar iyiydi. Bazı ağaçlar vardır, Watson, belli bir boya erişinceye kadar büyür. Sonra aniden çirkinleşip acayip hale bürünürler.
And then suddenly an idea came to me.
ve aniden bir fikir geldi aklıma.
But we were reading at the table... and then suddenly we heard the shots.
Ama biz masada oturuyorduk ve birden bir silah sesi duyduk.
And then suddenly, the flags appeared.
Ve aniden bayraklar beliriverdi.
To exist only in that dream world of myth, and then suddenly to be here.
Az önce sadece mitolojinin hayal dünyasında varolurken, sonra bir anda burada, tam karşımızda olması! Ekmek kırıntılarını onlar koydu.
Lennox was sulking, and then suddenly he said....
Lennox surat asıyordu. Sonra dedi ki :
And then suddenly, four and a half million heavily armed Germans hove into view.
Ve bir anda, dört buçuk milyon ağır silahlı Alman karşıma çıkıverdi.
And then suddenly... Suddenly she's screaming.
Sonra aniden, aniden çığIık attı.
And then suddenly there was a rumor, that they arrested pastor Schulte.
- Rahip Schulte, anne. - Evet, Rahip Schulte. O bir azizdi.
She'd be sweet one moment, and then suddenly turn... mean.
Mesela önce sevgi dolu oluyordu ama aniden değişiyor... hainleşiyordu.
You know how you can be totally into some guy, like Kiefer Sutherland, and then suddenly you see him in a magazine one day and think,
Bilirsin nasıl bir erkeğe tamamen tutulursun, Kiefer Sutherland gibi, ve sonra birden bir gün onu, bir dergide görürsün ve düşünürsün
- -and then suddenly the doors flew open, and I was surrounded by the saints.
- Ve kapı aniden şırak diye açıldı, ve azizler tarafından kuşatıldım.
And then suddenly...
Sonra da birdenbire...
Didn't think much about it and then suddenly I saw you two on the dance floor, and it hit me like the Kid's left hook here.
Üzerinde çok durmadım. Ta ki bir anda sizi dans ederken görene kadar. Adeta Kid'in sol kroşesi gibi geldi.
And then suddenly he hit me really hard in the stomach.
Ve sonra aniden bana vurdu.
He did not speak for a year, and then suddenly he started talking.
Bir yıl hiç konuşmadı. Sonra aniden konuşmaya başladı.
And then suddenly, I just fell asleep.
Sonra birden uyuyakaldım.
Did you ever notice how some days can start out so shitty... and then suddenly something wonderful happens and your whole outlook just suddenly... changes.
Hiç fark ettin mi, bazı günler ne kadar berbat başlar sonra birdenbire harika bir şey olur ve tüm dış görünüşün aniden... değişir.
Asthma's a condition that can lie low for years, then out of the blue, something triggers an attack and then suddenly you're in trouble.
- Gelmem. Astım hastalığı yıllar boyu gizlenir. Sonra nedensizce bir şey atağı tetikleyip seni ani bir sıkıntının içine sokabilir.
And that's because at that moment, they're face-to-face with death, and then suddenly they realize there's nothing else.
Korkunun nedeni, o anda ölümle yüz yüze olmaları. Ve aniden başka bir şey olmadığını fark ediyorlar.
Have you ever thought about calling one of them, and then suddenly they call you?
Onlardan birini aramayı düşündüğünde aniden telefonunun çaldığı ve arayanın onlardan biri olduğu başına geldi mi?
Well, uh, I... I went on, d-dragging the medicine alone... all alone... and... and then suddenly... that wolf-dog appeared, Balto.
Şey uh, ben... ben devam ettim, tek başıma ilaçları taşımaya... hepsini tek başıma... ve... ve o sırada aniden... o kurt köpeği belirdi, Balto.
I'm behind a bush, and then suddenly I see this gorilla. A huge gorilla, staring right at me with the most lascivious look you've ever seen.
Bir çalının arkasındayım, birden dehşet büyük bir goril bana, daha önce hiç görmediğiniz şehvet dolu gözlerle bakıyor.
And then he suddenly stopped and he went away.
Sonra aniden durdu ve çekip gitti.
And then I suddenly realized. An entire page has been torn out between these two.
Sonra, birdenbire fark ettim ki, bu iki sayfa arasındaki bütün bir sayfa yırtılıp alınmış.
There was a tremendous explosion and then... I must have blacked out. Then suddenly I find myself out here.
Çok büyük bir patlama oldu sonra bayılmış olmalıyım.
Brunette, name's Semra we went to Fevziye School in our childhood He'd sit close to me in the class but never talks One day a skinny boy pushed him from behind Then he suddenly turned and strangled him. Forcefully...
Esmerdi, adı Semra'ydı Fevziye Mektebi'nde birlikteydik çocukluğumuzda Yakınımda otururdu sınıfta ama hiç konuşmazdı Bir gün cılız bir oğlan itmişti onu arkasından O da birden dönüp boynuna atıldı.
But then, suddenly, he ran zigzag, and stones flew.
Ama sonra, aniden zigzaglar çizmeye başladı ve o anda taşlar düşüyordu
Then suddenly, one comes up to me and she says,
Sonra birden bir tanesi üstüme çıktı. Ve dedi ki,
And then, suddenly, I saw it.
O sırada birden onu gördüm.
And then, suddenly, while she was in this mood... there was a face from the past, somebody she recognised... another victim to fall into her grasp.
Sonra, bir anda, bu ruh halindeyken geçmişten bir yüz çıktı, tanıdığı biri avucuna düşecek başka bir kurban.
And then it just suddenly stopped, right in the middle of the street.
Ve sonra tam sokağın ortasında birden bire durdu.
And then, suddenly, he realised it wasn't any normal plants or bushes he was trying to run through.
Ve sonra... birdenbire, onun normal bir bitki ya da çalı olmadığını fark etti.
And then, suddenly, this knight on a white horse, with these colours flying, would come charging up and draw his sword, and I would wave.
Ve sonra, birden, beyaz atlı bir şövalye koşarak gelir kılıcını çekerdi ve ben de el sallardım.
And then, suddenly, this beautiful lady she spoke up and said that was the thing she didn't mind about Hitler was the way he was treating the Jews.
Sonra birdenbire, bu güzel hanım yüksek sesle konuşarak, Hitler'in Yahudilere yaptığı muameleyi yanlış bulmadığını söyledi.
Then they put me in the kitchen with food and, I don't know, suddenly I was born again.
Sonra beni yiyecek dolu mutfağa verdiklerinde birden yeniden doğdum.
Then she suddenly came closer as if she wanted to kiss me, she almost touched me, and said : "You're my dream!"
sonra aniden daha yakına geldi, sanki beni öpmek istiyor gibi neredeyse dokundu bana, ve dedi ki : "sen benim hayalimsin!"
And then, suddenly, he says : "Get out!"
Ve birden size, "Defol" dese.
And then as suddenly as he came he was gone.
Ve bir anda, geldiği gibi gitti.
And so he turned off the road really suddenly and the car was on two wheels, and I was just screaming and then... George is such a great driver.
Ve sonra birden yoldan çıktı ve araba iki tekerlek üstündeydi, ve ben çığlık çığlığaydım ve sonra- - George çok iyi bir sürücü.
Then suddenly I was dead and there was this other life.
Sonra bir anda öldüm ve karşıma öteki yaşam çıktı.
I ran up the gangplank to get away from him... and then I suddenly felt bad about it.
Ondan uzaklasmak için bir kosu iskele tahtasini çiktim... sonra da bunu yaptigima üzüldüm.
But, then that door suddenly opened and I heard him say :
Ama daha sonra kapı aniden açıldı ve onun şunu söylediğini duydum :
You think he knows, and he seems to think it's a thing and it's not... and then it suddenly becomes a whole thing.
Onun bildiğini sanıyordum ama o bir şey var sanıyor ve yok. Ve olan biten her şey bundan ibaret.
Then when the rates rose as high as they possibly could and the economy could take no more suddenly the Fed began pumping in money faster and faster.
Sonra, onlar mümkün olduğunca artınca ekonomi bunu daha fazla kaldıramadı ve birden Amerikan Merkez Bankası gittikçe artan bir hızla para pompalamaya başladı.
And so he turned off the road really suddenly and the car was on two wheels, and I was just screaming and then - George is such a great driver.
Ve sonra birden yoldan çıktı ve araba iki tekerlek üstündeydi, ve ben çığlık çığlığaydım ve sonra- - George çok iyi bir sürücü.
I mean, he shows up, and then Zordon's suddenly missing.
Yani o göründü ve Zordon birden kayboldu.
And then she take her hit... and, like, her eyes they roll back... and she get suddenly soft.
Ve sonra bir fırt çeker gözleri döner ve birdenbire sakinleşir.
They burn a lot of energy and then they suddenly die.
Çok fazla enerji yakarlar ve sonra aniden yok olurlar.
And then, when he suddenly changed his mind and told me he didn't love me...
Ve sonra, o birden fikrini değiştirdi ve beni sevmediğini söyledi.
At that moment. the winkles suddenly break into a dance... then cast off their shells and begin to use them as megaphones... to announce the concert.
O esnada, salyangozlar dans etmeye başlamış ve kabuklarını çıkarıp konseri duyurmak için megafon gibi kullanmaya başlamışlar.
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then we 52
and then some 118
and then there's me 17
and then you 113
and then i said 46
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then we 52
and then some 118
and then there's me 17
and then you 113
and then i said 46